stanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuksuz 6 sanık ile avukatları katıldı.
İddianamenin okunması ve kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
Sanık Cengiz Yürekli, Öcalan'ın 9 yıllık avukatı olduğunu ancak kendisiyle yüz yüze hiç görüşemediğini belirterek, görüşme taleplerinin de geri çevrildiğini, İmralı'ya hiç gitmediğini söyledi.
Öcalan'dan başka İmralı Adası'nda 3 müvekkilinin daha olduğunu, onlarla da avukatlar olarak yıllardır görüşemediklerini ifade eden Yürekli, "Tüm bunlar haricinde cezaevine yapılan görüşmeler avukat-müvekkil arasındadır. O dönem Terörle Mücadele Şube Müdürü olan şimdinin FETÖ tutuklusu Ömer Köse, ekibiyle bizim hakkımızda dinleme ve teknik takip kararı vermiştir. Özel yetkili mahkemelerdeki hukuksuzluklar ve hasta mahpuslarla ilgili konuşmalarım dosyaya konulmuş. Dilek Öcalan ile görüşmem var. Dilek Hanım müvekkilimin akrabasıdır ve müvekkile eşya ile kıyafet göndermek istemiştir." diye konuştu.
Yürekli, Öcalan ile en son 2015 yılında avukatları olarak bir görüşme yapıldığını, bu tarihten sonra izin verilmediği için basın açıklaması yaptıklarını anlattı.
Sanık Mahmut Taşçı savunmasında yalnızca avukatlık faaliyetinde bulunduğunu, iddianamede yer alan tape kayıtlarının hepsinin avukatlık mesleği gereği kendisinden yardım isteyenlerle yaptığı görüşmelere ilişkin olduğunu savundu.
"Hakkımdaki iddiaları reddediyorum"
Sanık Rezan Sarıca, Öcalan'ın avukatı oldukları için birçok hukuki engelle karşı karşıya kaldıklarını iddia ederek, "Müvekkilin bulunduğu İmralı Cezaevi'ne avukat görüşü için başvuruyoruz. Cezaevi sürekli 'Gemi arızalı olmaz.' diyor. Biz de geminin bozuk olup olmadığına dair dava açtık. Hakkımdaki iddiaları reddediyorum. Yasa dışı bir durum söz konusu değildir. Beraatimi istiyorum." dedi.
Savunma yapan diğer sanıklar ve avukatları da beraat talebinde bulundu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 3 tanığın bir sonraki duruşmada hazır edilmesi için haklarında davetiye çıkarılmasına ve sanıkların PKK/KCK soruşturmaları kapsamında tanık ya da şüpheli olarak ifadesi alınan kişilerin beyanlarında isimlerinin geçip geçmediği hususunun araştırılarak varsa bu hususa dair evrakın ilgili yerden istenilmesine hükmetti.
Kamuoyunda "MİT Kumpası" olarak bilinen davanın iddianamesi, tutanakları ve gerekçeli kararının ilgili mahkemeden istenilmesini kararlaştıran heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanık avukatların PKK/KCK silahlı terör örgütünün "önderlik komitesi" içerisinde yer alan ve 12 Eylül ile 28 Kasım 2007 tarihlerinde Öcalan ile İmralı Adası'nda görüşme yaptıklarının anlaşıldığı, Öcalan'ın bu görüşmelerde talimat verdiğinin görüldüğü ifade ediliyor.
İddianamede, İmralı'daki Öcalan'ın sözde avukatlığını üstlenen sanıkların, sözde "avukat-müvekkil" ilişkisi adı altında örgüt elebaşının örgütün dışarıdaki açık alan yapılanmasına iletmek istediği örgütsel talimatları-mesajları örgütün dışarıdaki mensuplarına ilettikleri anlatılıyor.
İddianamede avukat sanıklar Ali Maden, Baran Doğan, Cengiz Yürekli, İnan Akmeşe, Mahmut Taşçı, Mehmet Selim Okçuoğlu, Rezan Sarıca ve Suat Eren'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.