İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığında düzenlenen "2022 Yılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Komutanlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, hem geçen seneyi değerlendireceklerini hem de bu yıl atılacak adımlar hakkında fikir alışverişinde bulunacaklarını söyledi.
İçişleri Bakanlığı görevi süresince Batı, küresel gelişmeler ve bunların Türkiye'nin güvenlik yüküne etkilerine ilişkin olumlu veya umut verici bir değişim olmadığını söyleyen Soylu, "Bilakis, sürekli olarak Batı'ya uyarılar yapmak zorunda kaldık. Bazen basın aracılığıyla, bazen uluslararası toplantılarda, heyet kabullerinde bu uyarıları bizzat yapmamıza rağmen hala Batı cephesinde yeni bir şey olmadığını hep beraber tespit ediyor ve görüyoruz." diye konuştu.
Soylu, Avrupa ülkeleri ve ABD'nin terör örgütlerine yönelik desteğine işaret ederek, "Trafik kazaları ve asayiş olayları hariç, Türkiye'nin neredeyse bütün güvenlik maliyeti, bu ülkelerin küresel olarak yaptıkları 'kontrollü hatalar' sebebiyledir." değerlendirmesinde bulundu.
"ABD, terör ve şiddetin göç dalgası üreteceğini bilmiyor olabilir mi?"
Çatışma ve şiddet ortamı nedeniyle Meksika'dan ABD'ye geçen göçmenlere dikkati çeken Soylu, şunları söyledi:
"Onlar da sınır duvarlarıyla uğraşıyor, onlar da bizdeki gibi sınıra yakın yerlerde kamplar kuruyor. Şimdi ABD, Suriye'de ve Afrika'da oluşturacağı istikrarsızlığın, terör ve şiddetin göç dalgası üreteceğini bilmiyor olabilir mi? Daha 1960'larda bizden ve doğudan göçmen alıp kalkınan Avrupa, neredeyse her evde bir akrabamızın yaşadığı Almanya, Fransa; Orta Doğu ve Afrika'dan yola çıkan göçmenin nereye gideceğini, hangi rotayı kullanacağını, kime yük olacağını bilmiyor olabilir mi? Kaçak göçle ilk kez karşı karşıya geliyor olabilir mi? Daha 2009'da Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan'ı uluslararası uyuşturucu kaçakçısı ilan eden ABD hükümeti, PKK'ya verilen desteğin Türkiye'yi nasıl bir uyuşturucu baskısında bırakacağını bilmiyor olabilir mi?"
"Yükselen Doğu ile rekabet edemeyeceklerini görüyorlar"
Soylu, bu yüzden Avrupa ve ABD'nin küresel konulardaki eylemlerini "kontrollü hata" olarak ifade ettiğini belirterek, "Bir stratejileri var. Yaşlandıklarını biliyorlar, nesillerinin ahlaki çöküntü içinde olduğunu biliyorlar, aile kavramlarının tamamen dağıldığının farkındalar, gelecekte yükselen Doğu ile rekabet edemeyeceklerini görüyorlar, onun için de asimetrik bir savaş sürdürüyorlar. Doğu'yu istikrarsızlaştırıp, sorunlarını Doğu'ya yıkıp, zengin olanın ayakta kalabilme ihtimali üzerine bir gelecek stratejisi kurmaya çalışıyorlar. Temel politikaları budur." dedi.
"Türkiye, dünya ortalamasının üstünde bir güvenlik maliyetini yüklenmiştir"
Avrupa ve ABD'nin, bir el bombası gibi pimi çekip göçü, uyuşturucuyu, terörü, iç savaşları, darbeleri sürekli Doğu'ya fırlatıp sipere yattığını kaydeden Soylu, "Göçmen gemilerini limanlara yanaştırmamak, geri itme eylemleri, yabancı terörist savaşçılarını Orta Doğu'ya gönderip geri almamaları, kendi gençlerini uyuşturucudan korumamaları işte tam da bu tasvirin sahadaki gerçekliğidir." ifadesini kullandı.
Soylu, Batı medeniyetinin geldiği noktanın "ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" anlayışı olduğunu söyleyerek, "Bu tablo, 21. yüzyılı Türkiye açısından güvenlik anlamında tehditlerle dolu bir yüzyıl haline getirmiştir. Şunu her vatandaşımızın bilmesi lazım, Türkiye, dünya ortalamasının üstünde bir güvenlik maliyetini yüklenmiştir. Yaklaşık 2 bin kilometre kara sınırımız, dünyanın en sorunlu coğrafyalarından biriyle komşudur." dedi.
"2022'de 126 terörist denizden kaçarken yakalandı"
Bakan Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığının çalışmalarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Sahil Güvenlik 2021 yılında 23 bin 676 kaçak göçmen yakalamıştı, 2022 yılında ise 44 bin kaçak göçmen yakaladı. 117'si FETÖ, 6'sı PKK, 3'ü DEAŞ olmak üzere 126 terörist de yine 2022 yılında, denizden kaçarken yakalandı. Yine Sahil Güvenlik Teşkilatı 2022 yılında 11 ayda 29 bin insanı denizden ve boğulmaktan kurtarmıştır. Dünyada böyle bir teşkilat yoktur. 2016 yılından itibaren denizden sağ olarak kurtardığı insan sayısı ise 169 bin 179 kişidir."
"Profesyonellik oranı yüzde 100 olan 8 bin 500 personelimiz var"
Sahil Güvenlik Komutanlığının toplam 107 kontrol bot alımından oluşan projesinin, dünya gemi inşa sektöründeki en büyük seri üretim projelerinden biri olarak görüldüğünü söyleyen Soylu, "Bu projeden şu ana kadar 35 kontrol botunu teslim aldık, diğerlerinin üretim süreci devam ediyor. 2022 yılında Sahil Güvenlik Komutanlığımıza yeni insansız hava araçları aldık. Böylece keşif ve gözetleme kapasitemizi arttırdık." ifadelerini kullandı.
Soylu, Sahil Güvenlik'in 15 Temmuz sonrası 5 bin 448 personeli bulunduğunu, profesyonellik oranının da yüzde 71 olduğunu hatırlatarak, "Bugün profesyonellik oranı yüzde 100 olan 8 bin 500 personelimiz var. Türkiye Yüzyılı için projeksiyonumuz, 2036 yılına kadar bu sayısı 17 bin 800'e ulaştırmaktır." dedi.
"Denizlerimiz dünden daha önemlidir"
Dünyadaki yenilik ve gelişmelerin, denizlerin önemini bir nebze bile azaltamayacağını vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem ticari açıdan hem güvenlik açısından hem ülke ekonomisi bakımından denizlerimiz dünden daha önemlidir. Yakın gelecekte küresel göçün bitmeyeceği düşünülürse, öte yandan Karadeniz, Ege ve Akdeniz'in enerji havuzumuz haline gelmesi düşünülürse, bir yandan küresel uyuşturucu rotası, kaçakçılık rotaları, Libya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Yunanistan gibi konular düşünülürse, keza Ege ve Marmara'da artan afet riski göz önüne alınırsa Sahil Güvenlik Komutanlığımızı, Türkiye'nin Mavi Vatan politikasının başat aktörlerinden biri haline getirmenin gerekliliği, bir hedef olarak kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Türkiye Yüzyılı'nın Sahil Güvenlik Komutanlığı açısından bir diğer vizyonu, muhakkak ve muhakkak, diğer kolluk birimleriyle yakaladığımız entegrasyonu her anlamda en yüksek seviyeye çıkarmak olmalıdır."
"Bu hakaret kabul edilemezdir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) komuta kademesine yönelik sözlerine tepki gösteren Soylu, şunları kaydetti:
"Ana muhalefet partisi Genel Başkanı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesine yaptığı hakaret, hakikaten milletimizi incitmiştir, bizleri incitmiştir ve şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan bu hakaret kabul edilemezdir. Ya kişisel bir problem vardır; bir ruh sağlığı problemi ya da obüslerin ortaya koyduğu gelişmişlikten ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesinden kaynaklanan, birilerinin hazımsızlığının sözcülüğü vardır. Bu kadar açık ve nettir. Bizim ordumuz şanlı bir ordudur. Bugün dünyanın dört bir yanında ay yıldızlı bayrağımızı, tarihimizi, bütün geleneklerimizi hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin şanına, görev bilincine ve anlayışına hem de Türk milletinin ahlak ve karakterine göre yürütmektedir. Bu değerlendirmeleri kabul etmiyoruz, yok sayıyoruz, milletimizin sevgilisi olan Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan bu değerlendirmeleri, yapanların kendilerine aynen iade ediyoruz."
Toplantıda Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir, Sahil Güvenlik Komutan Yardımcıları ve diğer yetkililer de hazır bulundu.
Toplantıya Sahil Güvenlik Komutanlığının farklı bölgelerdeki komutanları da video konferans yöntemiyle katıldı.