Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, DEAŞ, El Kaide, PKK gibi PYD ve YPG'nin de terör örgütü olduğunu belirterek, "Eğer DEAŞ'le mücadele etmeyi meşru, PYD, YPG terör örgütüyle mücadele etmeyi meşru görmezseniz o zaman bilin ki o terör eninde sonunda mutlaka size döner. Terör örgütleriyle dolaylı ya da doğrudan ittifak yapmak yılanla çuvala girmek gibidir." dedi.
Işık, TÜYAP Fuarcılık Grubu tarafından Kocaeli Sanayi Odası (KSO) ve Kocaeli Ticaret Odası'nın (KOTO) iş birliğiyle organize edilen 4. Doğu Marmara Sanayi ve Teknoloji Fuarı (SANTEK 2017) açılışında yaptığı konuşmada, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde güvenlik güçleriyle bölücü terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diledi.
Şile açıklarında batan kuru yük gemisindeki mürettabatın bulunması için çalışmaların sürdüğünü belirten Işık, ABD'nin New York eyaletinde yaşanan terör saldırısını da kınadı.
Başbakan Yardımcısı Işık, terörün küreselleştiğini ifade ederek, artık hiç kimsenin "Benim ülkem güvenli" sözcüğünü kullanamadığını söyledi.
Terörün küreselleştiği bir dönemde mücadelenin küreselleşmemesinin ağır sonuçlarının olacağının bilinmesi gerektiğini dile getiren Işık, ülke, bölge ve dünya olarak zor bir süreçten geçildiğini kaydetti.
Işık, bu süreçte belirsizliklerin arttığını belirterek, "Teknolojinin oluşturduğu imkanlar, insanların hayrı için de kolaylaştırıcı, insanların zararı için de çok hızlandırıcı etkiye sahip hale geldi. Böyle bir durumda özellikle terör, iklim değişikliği gibi ortak mücadele edilmesi gereken alanlarda hiç kimsenin mücadeleden kaçmaması gerekiyor. Terör, Orta Doğu'ya has bir olgu, bir bela veya Latin Amerika'ya has bir problem olmaktan çıktı. Terör dünyada her an her yerde ortaya çıkacak büyük hastalık olarak dünyanın önünde." şeklinde konuştu.
"Terörle mücadele küreselleşmeli"
Terörle mücadelenin küreselleşmesi gerektiğini anlatan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"DEAŞ terör örgütüdür evet, El Kaide terör örgütüdür evet, PKK terör örgütüdür evet ama PYD, YPG de terör örgütüdür. Eğer DEAŞ'la mücadele etmeyi meşru, PYD, YPG terör örgütüyle mücadele etmeyi meşru görmezseniz o zaman bilin ki o terör eninde sonunda mutlaka size döner. Terör örgütleriyle dolaylı ya da doğrudan ittifak yapmak yılanla çuvala girmek gibidir. Terör örgütleri arasında hiçbir şekilde mücadeleyi bırakmamak, burada küresel iş birliğini sonuna kadar zorlamak bütün ülkelerin birincil görevidir. Düne kadar 'Bizim bölgemizde terör yok.' diyen pek çok ülke, bugün 'Ben bu terör örgütlerinin etkilerini nasıl minimize ederim?' diye düşünmeye başladı."
Fikri Işık, yıllardır mücadele ettikleri terör örgütlerinin nasıl desteklendiğini bildiklerini aktararak, o dönemde bundan fayda umanların şu anda aynı belayla karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Işık, ancak hiçbir ülkenin terörden dolayı kayıp yaşamasını istemediklerini belirtti.
"2017 yılı sonuna kadar Ar-Ge merkezi sayımız bine yaklaşacak"
Türkiye'nin ekonomik alandaki olumlu gelişmelerinden bahseden Işık, sanayi ve ihracat alanındaki gelişmeleri katımcılara anlattı.
Başbakan Yardımcısı Işık, son 15 yılda alınan mesafenin küçümsenemeyeceğini ifade ederek, teknoloji seviyesinde düşük teknolojinin oranını yüzde 50'nin üzerinden yüzde 30'lara çektiklerini söyledi.
Yüksek teknolojinin ihracattaki payını henüz arzu ettikleri seviyeye çekemediklerini dile getiren Işık, daha yüksek teknolojiye yatırım yapmak gerektiğini kaydetti.
Işık, hükümet olarak iktidara geldikleri günden bu yana destek ve teşvik mekanizmasını hayata geçirdiklerini anımsatarak, "Ar-Ge Reform Paketi artık Türkiye'nin dünyada en fazla Ar-Ge teşviği ve desteği veren ülkelerden biri konumuna gelmesini sağladı. Bunun sonuçlarını da aldık. Şu anda 2017 yılı sonuna kadar Ar-Ge merkezi sayımız bine yaklaşacak. Şu anda 700'e geldi. Burada çalışan Ar-Ge personelimizin tamamına yakını Türk." diye konuştu.
Firmanın yabancı olmasının da önemli olmadığını belirten Işık, şunları kaydetti:
"Yabancı olmasını da önemsiyoruz. Sermayeyi, bilgi birikimini getiriyorlar ve bunu Türk insanıyla paylaşıyorlar. Bu açıdan da yabancı şirketlerin Türkiye'de Ar-Ge merkezi kurmasını sonuna kadar destekliyoruz. Bu açıdan da son derece güzel rakamlar önümüzde duruyor. Şu anda dünyada teknoloji düzeyini yükseltmek için mutlaka ölçek problemimizi çözmemiz lazım. Nitelikli iş gücünün önce kıymetini bilmek, eğitimin farkına varmamız gerekiyor. Bunlar üzerinde daha fazla odaklanmak durumundayız. Şu anda 4. sanayi devriminde olmazsa olmaz unsur, inanın birinci öncelikte ne teknoloji ne de başka bir şey. Birinci öncelik 4. sanayi devriminde nitelikli insan kaynağı. Çünkü o teknolojiyi geliştirecek insan kaynağınız yoksa o teknolojiye verecek sermayeyi yetiştirme şansınız da olmayacak. Atalarımız, 'Hazıra dağ dayanmaz.' demiş. Onun için en fazla özellikle bu noktada sanayicilerimize eğitime ve nitelikli insan kaynağına yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum."