Son dönemlerde trafik kazalarına ilişkin en önemli meselelerden biri de kazaya karışan araçların kolay bir şekilde perte çıkarılması. İddialara göre, sigorta şirketleri aslında hasarı çok büyük olmayan araçları dahi perte ayırıyor. Bu nedenle söz konusu trafik kazasına karışan karşı tarafın sürücüsü eğer suçluysa ciddi anlamda zarar ediyor.
İşin bir diğer noktasıysa kazaya karışan araçların sigortası. Burada da ciddi bir çıkmaz var. Kullanıcılar haliyle en az maliyetle bunu karşılamak istiyor. Ancak günümüz şartlarında en basit kazanın maliyeti 100 bin liralardan başlayabiliyor. Trafikte değeri milyonlarca TL olan araçları düşününce bu fiyat katlanıyor. Haliyle aracın sigortası bu yüksek bedelleri karşılamıyor ve masraf yine sürücüye çıkarılıyor.
Bu anlattığımız tabloyu daha iyi anlayabilmek için otomotiv sektörünün yakından tanıdığı isimlerden olan Turgut Yüksekdağ’a ile bir araya geldik. Gerçekten de son zamanlarda sigorta şirketleri pert meselesini çok sık mı kullanıyor ya da mali mesuliyet sigortası neden önemli gibi soruların yanıtını kendisine sorduk.
Öncelikle ‘pert’ meselesine değiniyor Yüksekdağ. Aslında bu kelimenin ‘artık kullanılamayacak hale gelmiş’ anlamı taşıdığını söylüyor. Ancak bir de ‘finansal pert’ diye bir kavramdan bahsediyor. Bu da tamirin ve bakımın sigorta şirketi açısından çok yüklü bir hale geldiği anlamını taşıyor.
Bu noktada dikkate değer bir bilgi paylaşıyor. Sigorta şirketlerinin perte çıkan araçları da ihaleyle sattığını belirtiyor. Yani şirket aslında zararını en aza indirmeye çalışıyor.
Turgut Yüksekdağ, bunun art niyetli de kullanılabildiği uyarısında buluyor ve “Maalesef trafik kanunumuzun en önemli sıkıntılarından biri bu. Aslında ‘perte çıkan araç trafiğe dönemez’ diye bir kural olsa bunlar yaşanmaz. Resmi olmayan verilere göre trafikteki her 10 araçtan biri ağır hasar sonrası ‘pert’e ayrılmış. Ancak onarım görüp tekrar yola çıkmış.” diyor.
Pert araçların yeniden tamir edilip trafiğe dönmesi konusu öyle üzerinden hızlıca geçilecek küçük bir detay değil. Yüksekdağ’a göre bu konuda ciddi bilinmezlikler var. Bu araçların nerede, nasıl, hangi standartlarda tamir edildiği gibi soruların yanıtını bulmak zor.
“Hava yastığı yerine konmadan tamir edilip trafiğe çıkan araçlar var.” diyor Yüksekdağ ve devam ediyor:
“Siz bu araçların satın aldığınızda bunları bilmiyorsunuz. Neredeyse her araçta hava yastığı var. Bu sürücüye de güven veren bir husus. Ama sizin aracınız perte çıkarılmış ve sonrasında tamir edilmiş. O esnada hava yastığı yeniden yerine konmamış. Haliyle en ufak bir kazada ölümle sonuçlanabilecek durumlar yaşayabiliyorsunuz.
Şu an sigorta şirketleri tarafından perte çıkarılan ve yeniden tamir edilen araçların nasıl toplandığı konusu muamma. İşçilik ve yedek parça pahalı olduğu için sigorta şirketleri işin kolayına kaçıp perte çıkarıyor. Çünkü onlar da zarar etmek istemiyor.”
Trafikte en önemli meselelerden biri de kasko ve trafik sigortası. Ülkemizde maalesef milyonlarca aracın sigortasız bir şekilde trafiğe çıktığını biliyoruz. Yaptıranlar ise mümkün olan en düşük maliyetli seçeneği tercih ediyor. Haliyle karşı tarafın hasarını karşılama noktasında belirlenen tutar da çok düşük oluyor.
Turgut Yüksekdağ, artık en basit kazalarda dahi masrafın 100 bin liralardan başladığı konusunda uyarıyor. Sürücülerin ‘riski üzerime alıyorum’ dediğini ancak bu kesinlikle yanlış bir yol olduğunu anlatıyor.
“Başlarına gelmediği sürece anlamıyorlar. Ancak milyonluk bir araçla kazaya karıştıktan sonra iş işten geçmiş oluyor.” diyor Yüksekdağ ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Hangi otomobille kazaya karışacağınız belli değil. Siz en düşük maliyetli sigortayı seçtiniz. Ve onlar da 200 bin TL hasar ödemesi limiti belirliyor. Ancak çarptığınız aracın belki de tek farı o fiyata geliyor. Eğer hatalıysanız, işte o 200 binin üstünü sigorta şirketi sizden tahsil etmek istiyor. Haliyle bu da çok ciddi bir ekonomik yük anlamına geliyor.
Bu noktada ihtiyari mali mesuliyet sigortasında limitin yüksek tutulması çok önemli. Bu sigorta poliçede kısaca İMM olarak geçer. Karşı tarafın maddi zararını karşılayan bir teminattır ve kaskonun can damarıdır. Evet, sigorta fiyatları ülkemizde giderek artıyor ama araç fiyatları da paralel bir şekilde hareket ediyor. En mantıklı hareket üzerimizdeki riski en aza indirmek.
Sigorta şirketlerinin pert araçları yeniden kolayca satabilmesinin önüne yasalarla geçilirse aslında yukarıda anlattığımız sıkıntıların büyük çoğunluğu kendiliğinden düzelir. Bu konuda bir değişiklik yapılana kadar en doğru seçecek trafik sigortamızı kesinlikle ihmal etmemek. Türkiye’de her gün on binlerce yeni araç trafiğe çıkıyor. Ve haliyle kaza riskimiz giderek artıyor.”