Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısı 2024 itibarıyla 28 milyonun üzerinde. Sadece otomobil sayısı 16 milyon 232 binden fazla. Özellikle büyük şehirlerle araç sayısı ve doğal olarak trafik yoğunluğu bir hayli fazla. Böyle bir tabloda elbette kaza riski yüksek.
Ancak son dönemlerde bu riski daha da artıran başka bir faktör daha var. Aracın orijinal farını sahte Xenon far ile değiştirenler, farklı renkte farlarla trafiğe çıkanlar ve havada hiç sis olmamasına rağmen sis farı açık şekilde yola devam edenler…
Tüm bunları alt alta eklediğinizde ortaya sadece basit bir trafik kuralı ihlali çıkmıyor. Yalnızca kendinin değil trafikte birlikte seyrettiği diğer tüm unsurların da güvenliğini tehlikeye atan ve mantar gibi çoğalan bir alışkanlıktan bahsediyoruz.
Ülkemizde otomotiv sektörünün yakından tanıdığı isimlerden biri olan Turgut Yüksekdağ ile hem sahte far meselesini hem de muhtemel çözüm önerilerini konuştuk.
Öncelikle bir hususa açıklık getirmek istiyoruz. Trafikte far olayının bir düzenlemesi var mı? Ya da daha net bir şekilde soracak olursak, standart olmayan far takmak yasak mı? Turgut Yüksekdağ, bu uygulamanın yasak olduğunu söylüyor. Doğal olarak aslında ceza yazılabilecek bir durum. Ancak trafik polislerinin bu konuya eğilmek yerine daha öncelikli meselelere yoğunlaştığı kanaatinde.
Kurala uygun değilse o zaman ülkemizde sadece TÜVTÜRK tarafından yapılan muayeneden nasıl geçtiğini de açıklık getiriyor Yüksekdağ ve “Aracın randevu günü ve saati belli. O an farı orijinaliyle değiştiriyorlar. Sonra muayeneden geçip, ilk fırsatta sahte farı bir kez daha araçlarına takıyorlar.” diyor.
Yüksekdağ, meselenin teknik yönünü de ele alıyor ve aslında takılan bu sahte farların kesinlikle daha iyi bir görüş sağlamadığının altını çiziyor. Bu yolu seçen araç sürücülerinin trafikteki diğer tüm unsurların canını tehlikeye attığını belirtip, devam ediyor:
“Sahte farlar görüşü daha iyi yapmıyor. Sanılanın aksine aracı daha güzel göstermiyor. Bu tür şeyleri ‘modifiye’ sanan bir grup var ülkemizde. Hayır, siz aracınızı modifiye etmiyorsunuz. Aksine hem kendinize hem başkalarına kötülük ediyorsunuz.
Çünkü kullandığımız araçlar için çok gelişmiş teknolojilerin de desteğiyle onlarca, yüzlerce mühendis çalışıyor. Sürücünün en iyi görüş açısını alabilmesi için en ideal far sistemleri araca takılıyor. Ayrıca bu işlemler yapılırken trafikte herkesin düşünüldüğü, tüm kuralların gözden geçirilerek hareket edildiği bir sistematik mevcut.
Siz ise bunu değiştirip, ne işe yaradığı belli olmayan ampuller takarak yola devam ediyorsunuz. O farların aracınızın elektrik aksamına da zarar verme ihtimali var çünkü özellikle Çin’den gelen bu farların bir sertifikasyonu yok. Bu tür farlar takıldığında aracının değerinin artığını düşünenlere de buradan cevap verelim. Hayır, bu tür değişimler arabanızı daha yüksek bir fiyata ulaştırmıyor.
Her ne kadar polisin görevi olsa da şu an tüm araçları far üzerinden takip etmek belki de pek mümkün değil. Çünkü trafik polislerinin de yükü bir hayli fazla. Çözüm olarak bu işlemi uygulayan yerlerle ilgili adım atılabilir. Kurallara uygun olmayan farların ithalatını tamamen yasaklanabilir. Eğer kolluk ceza yazsın isteniyorsa o zaman mevcut cezaların çok daha caydırıcı bir hale getirilmesi düşünülebilir.”
Trafikte geçirdiğimiz vakit giderek artıyor. Haliyle daha fazla gözlem imkanımız oluyor. Gözleri adeta kör eden sahte farların yanı sıra bir mesele daha var dikkatimizi çeken. Açık havalarda dahi sis farlarını açan sürücü sayısındaki artış…
Turgut Yüksekdağ da benzer bir gözleme sahip… Sis farlarının sisli havalarda kör noktaları ve aracın yan taraflarını daha iyi aydınlatmak için yapıldığı bilgisini paylaşıyor önce. Ama son dönemlerde Türkiye’de açık havada dahi herkesin sis farlarını açarak ilerlediğini vurgulayıp, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Neden tertemiz havada sis farları açık şekilde ilerleniyor sorusunun mantıklı bir yanıtı yok. Ülkemizde maalesef bunu dahi gösteriş amacıyla kullanan bir grup var. Ne işe yaradığına dair hiçbir fikri yok ama araca biner binmez ilk işi sis farlarını açmak oluyor.
Madem farlardan ilerledik bence üzerine konuşmamız gereken asıl meselelerden biri far ayarları. Ülkemizde bu konu kesinlikle gözden kaçıyor. Aracın farının bir gökyüzüne diğeri tamamen yere bakıyor. Ya da ikisi birden kötü ayarlanmış oluyor. Ön taraftaki yolu doğru açıyla görebilmek çok önemli. Bunun anahtarı da doğru far ayarı. Maalesef sürücüler buna bile dikkat etmiyor.
Yukarıda da bahsettiğimiz sahte far isteği ya da sisleri açmanın temelinde de bazen bu sorun yatıyor. Doğru far ayarları olsa başka bir şeye ihtiyacı kalmayacak. Kaldı ki far ayarı yaptırmak çok basit bir işlem. Bunu yapmadığı için görüş açısı düşüyor. Çareyi sisleri de açmakta ya da sahte farlarda buluyor.
Açık havada sis farı açmanın da cezası var. Ancak her şeyi polisten ve cezalardan beklememek gerek. Sürücülerin far konusunda da bilinçlenmesi şart.”