Yenilenen yüzü ve yayın politikası ile bugün başlayan yeni yayın dönemine ilişkin soruları yanıtlayan TRT Arapça Haber ve Programlar Direktörü Resul Serdar Ataş, son bir yıldır hazırlık çalışmaları içerisinde olduklarını belirterek, kanalın fiziki ve teknik alt yapısını güçlendirdiklerini söyledi.
"TRT Arapça bugün büyük bir iddiayı ortaya koyuyor"
Ataş, TRT Arapça'nın 2010 yılında kurulduğunu hatırlatarak, "TRT Arapça'nın uluslararası bir haber kanalına dönüştürülmesi için bir proje yürütüldü. Bu kapsamda şu ana kadar yaklaşık 3 binin üzerinde profesyonel gazeteci ile mülakatlar yapıldı. Bunlar arasından da kanal için en iyileri seçilmiş oldu. Yani marketin en iyileri Al Jazeera, Al Arabiya, BBC Arapça ve Al Hurra'dan kıdemli gazeteciler transfer edilmiş oldu." diye konuştu.
Aynı zamanda TRT Arapça'nın yeni bir haber kanalı olması adına editoryal hazırlıkların da yapıldığını aktaran Ataş, şöyle devam etti:
"Ben TRT Arapça'nın Arap dünyasında yayına başlamasının büyük bir etki yaratacağını düşünüyorum. Çünkü Arap dünyasından Türkiye'ye muazzam bir teveccüh söz konusu. Türkiye tarihsel bir misyonun gereği, jeopolitikle büyümüş iddia sahibi bir ülke olarak, iddia sahibi projelere imza atıyor. Ben TRT Arapça'nın da özellikle Orta Doğu'da, Kuzey Afrika'da ya da global ölçekte Arapça konuşan izleyiciye ulaşmak için büyük bir iddiayı bugün ortaya koyduğunu düşünüyorum."
"Biz hakkaniyetin ve adaletin peşinde olacağız"
Ataş, merkezi İstanbul'da olan kanalın rakiplerinin yanına sert bir şekilde, yeni bir oyuncu olarak sahaya girdiği yorumunu da yaparak, Arap dünyasında 2 kampa ayrılmış bir medyanın söz konusu olduğunu anlattı.
Arap dünyasındaki medyanın tamamının çoğunlukla politik bir şekilde yayın yaptıklarına işaret eden TRT Arapça Haber ve Programlar Direktörü Resul Serdar Ataş, kendilerinin ise adaletli şekilde bir yayın yapmaya çalışacaklarına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Yaptığımız araştırmalar sonucunda Arap izleyicilerin (bu kamplaşmadan) hem yorgun hem bıkkın olduğunu gördük. TRT Arapça da aslında bir yerde, bu bölünmüşlük çağında köprü inşa etmeye, bu kavga, çatışma çağında bir ortak algı, değer üretmeye, ortak bir zemin bulmaya geliyor. Ben öyle sanıyorum ki bu anlamıyla TRT Arapça, adaletli, hakkaniyetli yayını merkezine aldığı zaman muazzam bir teveccühle de karşılaşmış olacak. Çünkü Arap haber merkezlerinin büyük oranda politikayla zehirlendikleri bir alanda TRT Arapça yayına giriyor. Bu durum bizler için hem bir risk hem de bir imkan barındırıyor. TRT Arapça'da şunu net olarak görmek gerekiyor ki, biz korkaklığımızı örtmek için ucuz bir tarafsızlığın peşinde olmayacağız. Hakkaniyetin ve adaletin peşinde olacağız. Doğruyu bulmaya çalışan ve söyleyen bir kanal olmaya çalışacağız. Bu yönüyle de mazlumla, zalim arasında eşit duran bir kanal olmayacağız. Biz hep mazlumdan yana olacağız. Dolayısıyla her zaman mağdurun yanında duran, mağduru seslendiren bir kanal olacağız."
Arap dünyasında en çok izlenen haber kanalları arasında ilk 3'e girmeyi hedefleyen TRT Arapça'da her gün gün içinde yaklaşık 15 haber bülteninin yanı sıra Türkiye'nin merkezinde yer aldığı konuları ele alan eğitici programlar ve belgeseller seyirciyle buluşacak.
Kaynak: AA
8.6ºC
Ankara
