15 Temmuz günü TRT’ye gelen darbecilerin öncelikli amacı yayınları durdurmaktı. Ancak hesaplamadıkları şey halkın TRT’yi sahipsiz bırakmayacağıydı.
Radyoevi önünde darbeye karşı çıkan 3 kişi şehit oldu, onlarca kişi de yaralandı.
15 Temmuz gecesi, darbeciler TRT İstanbul Radyosu'na bomba ihbarı yalanıyla girdi.
"Darbe dönemimi kaldı"
TRT Kameramanı Necmi Hastürk yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:
“Arkadaşlardan biri dışarıya baktı, ‘Abi dışarıda bahçede askerler var’ dedi. ‘Darbe oluyor herhalde’ dedi. Ben de 'Olur mu öyle şey, bu saatte darbe mi olur, darbe dönemi mi kaldı' dedim. 'Hayırdır arkadaşlar tatbikat mı?' dedim. Karanlıktan bir ses, ‘Birazdan ne oluyor görürsün’ dedi.”
"Bundan sonra ülkenin de kurumun da yönetimi bizde"
İlk işleri güvenlik görevlilerinin silahlarını almak oldu. Ardından hızla binayı boşaltmaya çalıştılar.
“Koridor arkaya kadar asker doluydu. ‘Tamam burada artık işiniz yok, işiniz bitti, hepiniz evinize dönün’ şeklinde sert bir şekilde telkinde bulundular. 'Bundan sonra ülkenin yönetimi de biz de kurumun yönetimi de bizde' diye laf etti.”
Dışarıda ise TRT'yi korumak için Türk bayraklarıyla gelenler vardı.
Kurumla bağlantı koptu
Silah sesleri, yıldırma atışları, hatta isabet eden kurşunlar...
TRT muhabiri Ferit Demirbaş ise yaşadığı şaşkınlığı şu sözlerle ifade etti:
“Merkezdeki arkadaşlarımla sürekli iletişim halindeydik. Bir süre sonra arkadaşlarıma ulaştığım cep telefonları kapandı, kurumun dahili numaralarını aradım, ulaşamadık. Hemen kurumumuzun olduğu bölgeye geldik. İlk duyduğum ve inanamadığım şey polisin anonsundaki şu şey oldu: 'Asker yanlış yapıyorsun, devletin sana emanet ettiği silahı bizlere ve halka doğrultma.' Darbe olduğunu, Harbiye’de TRT İstanbul Radyosu'nun işgal edildiğini ve arkadaşlarımın rehin olduğunu anladım.”
"Hiç kimse bir adım geri atmıyordu"
Cumhuriyet Caddesi'nde hain darbeciler ve halk karşı karşıyaydı. Yaşananların hiçbiri halkın direnişine engel olmadı.
“Kameraman arkadaşım Barış Bor büyük cesaret gösterdi. Elinde kamera, parmağı kamera tuşunda, bu anları kaydetmeye çalışıyordu. Zaman ilerledikçe kalabalık artık giderek artıyordu. Eşiyle helalleşmiş, çocuğunun alnından öperek sevdiklerini geride bırakmış hiç kimse bir adım geriye atmıyordu. Ben onların gözünde en ufak bir korku emaresi görmedim.”
Fahrettin Yavuz, Murat Demir, Fas uyruklu Cevat Merrun... O kanlı gecede Harbiye'de şehit oldular. 50 kişi de yaralandı.
Darbeciler, TRT Ulus binasına ise 3 askeri personel taşıyıcı, mühimmat yüklü kamyonla geldi. Terör tehdidi olduğunu söyleyerek içeri girdiler. Silah zoruyla yayınları durdurdular.
Dışarıda ise vatan, millet, bayrak diye koşan halk vardı.
FETÖ'cüler dışarı çıkarıldı
Sabaha karşı tüm Türkiye’de olduğu gibi TRT İstanbul Radyosu'nda da işler değişmişti.
Kapıdan kalkışma planıyla giren hain darbeciler tek tek kelepçelenerek dışarı çıkartıldı. Türkiye, aydınlık bir sabaha uyandı. TRT de milletin sesi olmaya devam etti.
Harbiye'de yüzlerce mermi kovanı, Ulus'ta askeri araçlar, tüfek ve üniformalar darbecilerden geriye kalanlardı.
TRT İstanbul Müdürlüğü binalarına yönelik işgal davaları
Araçlarda ve binalarda da hasar oluşmuştu.
TRT İstanbul Müdürlüğü binalarına yönelik işgal davalarında 40 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 50 sanığa da müebbet hapis cezası verildi.