TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Zahid Sobacı, TRT World Forum'un açılış programında konuştu.
Prof. Dr. Sobacı'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Beşincisini düzenlediğimiz TRT World Forum’un resmi açılışını yapmaktan büyük mutluluk duyuyor; hepinize en içten duygularımla hoş geldiniz diyorum. Küresel salgın nedeniyle bu yıl sanal ortamda ikinci kez bir araya geldik. Umuyorum ki bu son sanal toplantımız olur ve çok geçmeden İstanbul’da yeniden bir araya geliriz.
COVID-19 salgını nedeniyle aramızda bazı fiziki engeller oluşsa da dünyanın şimdi her zamankinden daha çok diyaloga, tartışmaya, ortak akıl yürütmeye, fikir alışverişine ve yeni bir anlayış geliştirmeye ihtiyacı var.
Çünkü, 20. yüzyılın sonlarından itibaren devletler daha önce hiç karşılaşmadıkları, kendi iç mekanizmalarıyla çözemeyecekleri ve insanlığın tümünü ilgilendiren birtakım ortak sorunlar ile karşı karşıya kaldı. Küresel terörizm, COVID-19 gibi salgın hastalıklar, ekolojik felaketler, küresel ısınma, internette işlenen suçlar ve siber saldırılar, kitlesel göçler ve gelir dağılımı adaletsizlikleri gibi ulusal sınırları aşan çetrefilli sorunlar, küresel siyasal ve ekonomik sistemi çok boyutlu krizler ve tehdit unsurlarıyla karşı karşıya bıraktı.
"Sorunların çözümü için işbirliği ve karşılıklı bağımlılık ön plana çıkmaktadır"
Söz konusu krizler ve ortaya çıkardığı sorunlar, ulusal ve uluslararası ölçekte üzerinde hassasiyetle durulması ve realize edilmesi gereken yeni bir değerler setini gündeme getirmektedir. Günümüzde, uluslararası ölçekte sorunların çözümü için işbirliği ve karşılıklı bağımlılık ön plana çıkmaktadır.
Küresel ekonomik ve siyasal sistemin etkinliği, yüksek düzeyli, kapsamlı ve kesintisiz bir küresel işbirliğini esas almasına bağlıdır. Ulusal sınırlar içerisinde ise, kamu politikalarının formülasyonu ve kamu hizmetlerinin sunumu için piyasa, etkinlik ve verimliliğin yanı sıra ağ yönetişimi, yatay ağlar, aktif katılım ve birlikte üretme gibi değerler önem kazanmaktadır.
Sorunların gündeme getirdiği hakim değerler setindeki bu değişim, devletin rolü başta olmak üzere vatandaşa bakış açısında, kamu kurumlarının görevlerinde, hizmet sunma süreçlerinde ve kontrol ve hesap verebilirlik anlayışında değişimi kaçınılmaz kılmaktadır. Bu ise, ulusal ölçekte yönetişim ağlarının desteklenmesi ve hiyerarşik yönetişim, piyasa yönetişimi ve ağ yönetişiminin toplumsal sorunların çözümünde birlikte kullanılmasını yönetmek anlamında meta yönetişimi gerektirmektedir.
Elbette, bu krizleri, sorunları ve değişimleri dijitalleşme sürecinden bağımsız düşünebilmek mümkün değildir. Dijitalleşme süreci, kendisinden beklenen demokratikleşmeye katkı verme görevini zaman zaman karşılamaktadır. Dijital yönetişim başlığı altında kamu politikalarının formülasyonu süreçlerinde bireyi ortak üretici pozisyonuna getirmekte ve demokratik yönetişim ve vatandaşla etkileşim için yeni kanallar ve platformlar oluşturmaktadır. Pandemi koşullarında sağlıktan eğitime bütün alanlarda hizmetlerin sunumuna katkı sağlamakta ve küresel hareketliliğin akamete uğradığı ve tedarik zincirlerinin krizde olduğu bir dönemde hayati bir fonksiyon oynamaktadır. Ancak, dijitalleşme süreci aynı zamanda bir sosyal medya mesajı ile diplomasi krizinin ortaya çıkmasına, siber güvenlik sorunlarına ve tahrif edilmiş iletişime dayalı olarak dezenformasyon, yalan haber ve algı operasyonları gibi mutlaka mücadele edilmesi gereken uluslararası ölçekli sorunlara da yol açabilmektedir.
"Dezavantajlı coğrafyaların, toplumların ve bireylerin sesi olmak için gayret gösteriyoruz"
İşte, bu sorunların tartışılıp çözüm önerilerinin geliştirildiği uluslararası platformlar bugün her zamankinden daha kıymetli. Biz, TRT World Forum ile küresel ve bölgesel sorunları çok sesli ve çok boyutlu bir perspektifte uluslararası kamuoyunun gündemine taşıyoruz. İnsanı merkezine alan yayıncılık anlayışımızla, dezavantajlı coğrafyaların, toplumların ve bireylerin sesi olmak için gayret gösteriyoruz. Yayıncılık ilkelerimiz doğrultusunda dünyamızı tehdit eden tüm krizlere olan hassasiyetimizi, televizyon ve radyo kanallarımız, dijital platformlarımızla dünyanın 7 kıtasına 41 dil ve lehçede ulaştırıyoruz.
"Bu sorunların ancak küresel bir zeminde tartışarak çözülebileceğine inanıyoruz"
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı meydan okumalar dönemi sadece devletlerin değil, birçok aktörün ve kurumun da içinde yer aldığı bir süreç. Bu aktörlerden biri olan yayıncılara büyük sorumluluklar düşüyor. Günümüz sorunlarına ışık tutan, toplumsal ve küresel farkındalığın artmasına katkı sunan yeni bir yayıncılık anlayışı dijital yönetişim çağının ayrılmaz bir parçasına dönüşmüş durumda.
Bu bağlamda, TRT World Forum’u geleceğin şekillenmesinde fikri bir tartışma platformu olarak çok değerli görüyoruz. Forumumuzda meseleleri tek bir merkezden okumanın ve anlamaya çalışmanın problemlerine işaret ediyor ve çoklu anlayışa olan ihtiyacın altını çiziyoruz. Yeni bir uluslararası düzen doğuyor ve bu düzenin içine doğduğu çetrefilli küresel sorunlar var. Bu sorunların ancak küresel bir zeminde tartışarak çözülebileceğine inanıyoruz. İklim değişikliğinden terörizme, gıda güvenliğinden küresel silahlanmaya, iç çatışmalardan devletler arası küresel rekabetin neden olduğu risklere bütün sorunları ancak çok boyutlu bir bakış açısıyla ve bütüncül bir anlayışla ele alarak anlamlandırabiliriz. Meselelerimiz küresel, o yüzden sorunların çözümü ise iş birliğine dayanmalı.
"TRT World Forum’da 'büyük strateji' kavramı temelinde bir tartışma yürüteceğiz"
Bu yıl TRT World Forum’da “büyük strateji” kavramı temelinde bir tartışma yürüteceğiz. Büyük Strateji geleneksel kalıpların ve anlayışların ötesinde ele alınmak zorunda. Sadece “ulusal çıkarlara” odaklanan büyük strateji anlayışı küresel sorunların çözümünü daha da karmaşık hale getirebilir. Dünya siyasetinde devam eden değişim, karşı karşıya kaldığımız küresel yönetişim krizi ve yeni jeopolitik ortam küresel bir büyük strateji geliştirmemiz gerektiğini bize gösteriyor.
"Yeni fikirler üretmek ve yeni hedefler belirlemek zorundayız"
Kuşkusuz, politika yapıcılar, sürekli değişen stratejik ortam karşısında uyum ve değişim baskısını yoğun bir şekilde hissediyorlar. Uzun süredir benimsediğimiz varsayımların birçoğu artık geçerliliğini yitirmiş durumda. Bu nedenle, içe kapanan bir anlayış değil, çok-taraflılığı merkeze alan bir yaklaşım geliştirmek zorundayız. TRT World Forum gibi uluslararası platformlar aracılığıyla yeni fikirler üretmek ve yeni hedefler belirlemek zorundayız.
"Bu yıl 30’u aşkın ülkeden 100’e yakın konuşmacıyı ağırlıyoruz"
Önümüzdeki iki gün boyunca tüm insanlığı ilgilendiren küresel sorunları tartışacağız. TRT World forumda bu yıl 30’u aşkın ülkeden 100’e yakın konuşmacıyı ağırlıyoruz. Katılımcılar, içinde bulunduğumuz bu stratejik dönemeçte dünyanın karmaşık ve zor meselelerine dair düşüncelerini paylaştıkları bir diyalog sürecine bizi dahil edecekler. Katılımcılar, farklı coğrafyalarda ve bağlamlarda uygulanan büyük stratejinin içeriğini tartışacaklar. Bölgesel ve küresel siyaset alanında mevcut ve potansiyel çıkarları ve uzun vadeli stratejik kaygıları irdeleyecekler. Bunun yanı sıra, küresel politikaya dair geleneksel anlayışın ötesine geçerek, ortak sorumluluklarımız ve eylemlerimiz üzerine de odaklanacaklar.
Beşincisini düzenlediğimiz TRT World Forum, daha katılımcı, çözüm odaklı ve duyarlı olabilmemiz için büyük bir fırsat sunuyor. Önümüzdeki iki gün boyunca, çok verimli tartışmaların yapılacağına ve stratejik yol haritalarının belirleneceğine inanıyor, oturumları sabırsızlıkla bekliyorum.
TRT World Forum’a katkı veren ve bizi dünyanın dört bir tarafından takip eden herkese şükranlarımı sunuyorum.
4.2ºC
Ankara
