Uzun süredir tartışılan, üzerine anketler yapılan, muhtemel sonuçlarına dair makaleler yazılan ABD seçimleri nihayet tamamlandı. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump yeniden başkanlık koltuğuna oturdu. 130 yıl aradan sonra ilk kez, ara veren bir başkan adayı Beyaz Saray'a geri döndü.
Bu geri dönüş yeni dönemin en önemli sinyallerinden biri. Trump, seçim dönemi boyunca savaşları bitireceğini, içerideki ekonomik verileri düzelteceğini ve kaçak göçmenlerle ilgili sert tedbirler alacağını sıkça vurguladı. Ancak üzerinde en çok durduğu konulardan biri de Çin’e karşı atılacak adımlardı.
Trump’a göre Çin ürünlerinin ABD piyasalarında bu denli baskın olması kabul edilemezdi. Bu konuda hangi yolu tercih edeceğini de gizlemedi. En rahatsız olduğu başlıklardan biri Çinli otomobil üreticileri oldu. Söz konusu markaların Meksika'da fabrikalar kurduğunu söyledi. Seçildiğinde bu fabrikalardan ABD'ye gönderilen araçlara yüzde 200 gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu.
Bu anlattıklarımız her ne kadar ABD iç piyasasına özel gibi dursa da aslında öyle değil. Çünkü ABD’nin bir şekilde Avrupa ülkelerini de bu konuda baskılayacağı ve Çinli otomotiv şirketlerine karşı daha sert durmalarını isteyeceği bekleniyor.
Bu olasılıkları ve Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesinin dünya otomotiv sektörüne etkisini ülkemizin bu alandaki en yetkin isimlerinden Hakan Doğu ile konuştuk.
Çinli otomotiv üreticilerini yakında nelerin beklediği konusuda gelmeden önce önemli bir parantez açıyor Doğu. Bilindiği üzere dünyanın en çok satan elektrikli araçlarından biri de ABD’li Tesla.
Musk’ın Twitter’ı 44 milyar dolar gibi çok ciddi bir rakama satın aldığını anımsatıyor ve “O dönem yeterince anlaşılamadı. Ancak şu an her şey çok net. Musk, Trump’ın kampanyası boyunca söz konusu sosyal medya platformunu destek aracı olarak kullandı. Aynı zamanda elini cebine atıp seçim sürecinde ciddi paralar da harcadı. Trump’ın sürekli şikayet ettiği Amerikan geleneksel medyasının etkisinin kırılmasında Musk’ın sahibi olduğu Twitter ya da yeni adıyla X ciddi görevler üstlendi” görüşünü paylaşıyor.
Madalyonun ‘otomotiv’ yüzünü çevirdiğimizde de karşımıza dikkate değer bir denklem çıktığına değiniyor Hakan Doğu. Trump’ın müzakerelerde güç oyunları oynamayı sevdiğinden bahsediyor.
Doğu’ya göre Trump muhtemelen “Ya dostum olursun ya da rakibim/düşmanım olarak görülmeyi göze alırsın” restini çekecek.
ABD’nin halihazırda Çin menşeli araçları, yazılımları ve bileşenleri zaten geniş çapta yasaklama yoluna gittiğini anımsatıyor Doğu ve şöyle devam ediyor:
“Donald Trump’ın ABD otomotiv pazarını Çinli markalara kapatacağı artık çok net. Çünkü seçim süreci boyunca bunu ısrarla vurguladı. Ve zafer konuşmasında ‘sözlerimizi tutacağız’ dedi. Trump’a göre eğer otomotiv fabrikaları farklı ülkelerde kurulur ve orada üretilen araçlar kolaylıkla ABD’ye satılabilirse bu ‘ekonomik buhran’ olur.
Ancak olayın sadece ABD ile sınırlı kalmayacağını düşünüyorum. Büyük olasılıkla Avrupa ülkelerinden de benzer bir yaklaşım isteyecek.”
Elon Musk’ın seçim sürecindeki rolünü bir kez daha anımsatıyor Doğu. “Şimdi doğal olarak o da kendi çıkarlarına yönelik bazı taleplerde bulunacak” diyor.
Elektrik araçlar konusunda daha fazla teşvik ya da önceden girmekte zorlandığı yeni pazarlara kolay erişim gibi konularda Trump’ın desteğini istemesi akla ilk gelen seçenekler. Doğu’ya göre halihazırda yıllık 2 milyon araç üreten Tesla’nın böyle bir destekle 10 milyon barajını geçmesi gayet mümkün.
Hakan Doğu, otomotiv piyasalarındaki bu zorlu sürecin sadece ABD’de değil Avrupa’da da yaşanacağının altını çiziyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Bir tarafta Elon Musk’ın teknoloji dolu Tesla’sı diğer yanda Çin’in 30 milyon araçlık dev pazarın getirdiği rekabet gücü var.
Avrupalı ülkelerin yapacakları tercih otomotiv dünyasında atılan bir adım olarak kalmayacak. ABD ve Çin gibi iki dev ülkeyle ticaretlerini ve hatta siyasetlerini doğrudan etkileyecek."