Bir yandan teknoloji gelişiyor diğer yandan özellikle bazı ürün gruplarında fiyatlar giderek artıyor. Bu noktada hemen herkesin en önemli beklentisi bir ihtiyacını aldıktan sonra mümkün olduğunca uzun süre kullanabilmek.
Elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarımız, evin olmazsa olmazı buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi akla ilk gelenler. Bir de yeni dönemle birlikte giderek akıllanan ve yeni teknolojiler kullanan televizyonlar var.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri de eski televizyonu bozulan bir müşterinin başından geçenlerdi. İlgili servisin "anakart yanmış, değişim gerekli" dediği eski televizyon neredeyse 10 yılı doldurmak üzereydi.
Servis daha sonra ellerinde bu anakartın artık bulunmadığını ilettiği müşteriye yeni bir teklifle gitti. Eski TV’nin anakart ücreti olan 6 bin 500 TL’yi ödemesi halinde yerine 2024 model sıfır televizyon göndereceklerdi.
İlk başta her ne kadar markanın ya da servisin bir güzelliği gibi görünse de durum öyle değil. Aslında bu yaşananlar tamamen müşterinin yasal hakları nedeniyle işletilen bir süreç. Biz de bu durumu Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu ile konuştuk.
Önce örnekteki olayın arka planını anlatarak başlıyor Ağaoğlu. Türkiye’de Ticaret Bakanlığı’nın tüketiciyi korumak için çok önemli adımlar attığını ve bunun yasalarla, yönetmeliklerle belirlendiğini söylüyor.
Garanti konusunda iki ayrı başlık olduğuna dikkati çekiyor ve “Garanti Belgesi Yönetmeliği’nde öngörülen 3 yıl garanti süreci ve Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği’nde öngörülen 10 yıl kullanım ömrü geçerlidir ibaresi çok önemli” diyor. Sosyal medyada yayılan örnekte de 10 yıllık sürecin işletildiğini belirtiyor.
Bu 10 yıllık sürenin mobilya ve beyaz eşya ürünleri dahil olmak üzere ‘dayanıklı tüketim ürünleri’ için geçerli olduğunun altını çizen Ağaoğlu, “Bu süre zarfında yedek servis için ilgili parçaları temin etmek zorundalar. Eğer bunu yapmıyorsa o zaman tırnak içinde söylüyorum ‘cezasını çekiyor’ ve benzer özelliklere sahip en güncel versiyonu tüketiciye veriyor. Ancak örnekte bahsedilen ve yenisi ile değiştirilen TV’nin yine 10 yıllık garanti süreci yok. Yeni ürünün sadece 2 yıllık garantisi var. Aksi halde hukuka aykırı bir durum gelişir ve ‘haksız kazanç’ olur” ifadesini kullanıyor.
Aydın Ağaoğlu, bazı örnekler verdikten sonra Türkiye’de tüketicilerin kendi haklarını bilmemelerinden yakınıyor. “Çünkü ürünle gelen garanti belgesini ve içindeki şartları okumak bile bize zor geliyor. Halbuki okusak haklarımızı çok net anlayacağız. Kutuyu açıp direkt eşyaları kullanmak bize cazip görünüyor. Ama lütfen biraz zaman ayırıp ilgili belgelere mutlaka göz gezdirin” uyarısında bulunuyor.
Normalde her ürün için iki yıllık garanti olduğunu, bu süre içinde kullanıcı hatası olmaksızın ‘ücretsiz onarım’ yapılacağını kaydediyor Ağaoğlu. Son yıllarda sıkça tartışılan konulardan biri olan "gizli ayıp" için de bir parantez açıyor ve “Gizli ayıp mutlaka ücretsiz olarak yapılır. Ancak bu noktada bile yanlış işleyen örnekler görüyoruz” diyor.
Tüketicilerin yaşadıkları sıkıntılarda kolaylıkla Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabileceklerini hatırlatan Ağaoğlu, yapılan başvuruların sonucunda verilen kararların mahkeme kararı hükmünde ve taraflar için bağlayıcı olduğunu belirterek sözlerini tamamlıyor.