UNESCO Dünya Miras Listesi'nde bulunan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Şanlıurfa'daki Göbeklitepe Ören Yeri'nin resmi açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göbeklitepe Ören Yeri Resmi Açılış Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
"Anadolu sahip olduğu sayısız tarihi değere bir yenisini daha ekliyor"
İnsanlığın ortak kültür hazinesine yaptığı katkılarla Göbeklitepe Anadolu'daki medeniyet köklerinin derinliğini göstermesi bakımından şimdiden çok önemli bir referans haline geldi. Göbeklitepe ile birlikte insanlık ailesinin adeta ana vatanı konumundaki Anadolu sahip olduğu sayısız tarihi değere bir yenisini daha ekliyor. Burada elde edilen bulgular medeniyetimizin kadim bir kavramı olan 'medine', yani şehir insanlığın toplu olarak birlikte yaşama ihtiyacının nasıl ortaya çıktığına da işaret ediyor. İnsanların bunca zamandır hep öne sürüldüğü gibi önce yerleşik hayata geçip ondan sonra inançlarını sembolize eden yapılar inşa etmediklerini, sürecin tersinden işlediğini buradaki kalıntılardan anlıyoruz.
Buradaki bulgular insanın dünyada asıl varlık gayesinin ne olduğuna çok güçlü bilimsel delillerle ışık tutuyor. Bu bilgi insanlığın bizim inancımızla, medeniyet ve kültür çerçevemizle uyumlu bir geçmişe sahip olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla bu kazılardan elde edilen sonuçlar arkeoloji ve antropoloji yanında dinler tarihi başta olmak üzere diğer pek çok bilim disiplini için de çok önemli bir değere sahip.
"Dünya kültür mirası geçici listesindeki varlık ve alan sayımız 77'ye yükseldi"
2011'de UNESCO dünya mirası geçici listesine giren Göbeklitepe, ilgili kurumlarımızın takibi sonucunda nihayet geçtiğimiz yıl kalıcı listeye ilave edilmiştir. Böylece biraz geç de olsa ülkemizin bir değeri, önemli bir kültür varlığı tescillenmiş oldu. Daha önce Türkiye'nin 2'si karma, 15'i kültürel olmak üzere 17 miras alanı bu listedeydi. Göbeklitepe'nin dahil edilmesiyle bu sayı 18'e yükselmiş oldu. Dünya kültür mirası geçici listesindeki varlık ve alan sayımız ise 77'ye yükseldi. Elbette Türkiye gibi her karış toprağı insanlık tarihinin aynası olan bir ülkenin UNESCO dünya mirasında 18 tane geçici listede 77 tane eserinin olması bizim için yeterli değildir, kafi değildir.
Üzerinde yaşadığımız bu toprakların eşi bulunmaz bir tarih, kültür ve medeniyetler beşiği olduğu zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır. Ben şuna inanıyorum, bizim ülkemiz bir defa bir açık hava müzesidir. Onun için de çok yoğun bir çalışmanın ortaya konulması lazım. Çünkü bizim gibi kadim yerleşim yerlerindeki tarihi eserlerin bulunması, ortaya çıkarılması biraz da nasiple oluyor.
Bütün bu gayretlerin sonucunda da işte böyle bir hazine gün yüzüne çıkmıştır. Bu süreçte ülkemizin önde gelen kuruluşlarından Doğuş Grubu'nun projeye verdiği destek çok ama çok önemlidir. Doğuş Grubu'na bu vesileyle bir kez daha yine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye'nin diğer firmalarından da benzer projelere destek vermelerini, sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerini bekliyoruz.
Hedefimiz bu yıl 50 milyon turisti geride bırakmak, 2023'te de 70 milyon turist hedefine ulaşmak. Bunu başaracağız.
Vatandaşlarımızın sahip çıkmadığı, devletin destek vermediği, özel sektörün de inisiyatif alıp elini taşın altına koymadığı bir çalışmanın başarıya ulaşma şansı çok zayıftır. Şu anda perdede gördüğümüz gibi bu görüntüler inanıyorum ki dünya kamuoyuna çok ama çok tesir edecek şekilde yansıyacaktır.
100-150 senelik mazisi bile olmayan eserlerin nasıl reklamının yapıldığını, nasıl korunduğunu, nasıl her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği bir çekim merkezi haline dönüştürüldüğünü görüyoruz.
"Ülkemizin tabii güzellikler ve insan sıcaklığı bakımından da rakiplerinden geri kalır hiçbir yanı yoktur. Bilakis Göbeklitepe gibi insanlık tarihine ait yerleşik kalıpları ve ezberleri bozan yeni kültür varlıklarıyla hazinemizi sürekli güçlendiriyoruz. Bizim eksikliğimiz bunların reklamını, tanıtımını layıkıyla yerine getirememiz sebebiyledir.
Ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemiz uzun yıllar çatışmalarla, yasaklarla bölücü terör örgütünün baskılarıyla anılmıştır. Az önce gelirken onu öğrendim, 'Dün bin kadar ziyaretçi buraya geldi.' dediler. Daha bunu herkes bilmiyor ama bakın herhalde basit bir seslendirmeyle bir günde buraya bin kişi geliyorsa, demektir ki bu binler olacaktır. Çok daha mevsimin de inşallah şöyle yazla birlikte hele hele baharla çok daha farklı bir hale gelecektir.
"Çok geniş bir turizm potansiyelimiz bulunuyor"
Halbuki bizim tarihten tabii güzelliğe, müzikten gastronomiye kadar çok geniş bir turizm potansiyelimiz bulunuyor. Bu çerçevede hükümetlerimiz döneminde ülkemizdeki 142 müzeyi yeniledik, 52 yeni müze açtık. Ülkemizin zenginliklerini yurt dışında geniş kitlelere göstermek için 68 yurt dışı kültür varlığı sergisi açtık. Sinema ve dizi sektörüne verdiğimiz desteklerle ülkemizin tanıtımında yepyeni ve gerçekten etkili bir mecrayı şu anda harekete geçirmiş bulunuyoruz.
Ülkemize gelen turist sayısını, göreve geldiğimizde 13 milyondu, şu anda 46 milyona çıkardık. Turizm gelirimiz de 12 milyar dolardan 30 milyar dolar sınırına geldi. İşletme belgeli tesis sayımız 419'dan bin 506'ya, bakanlık belgeli tesis sayımızı 4 bin 888'e, turizm bölgesi sayımızı 143'ten 267'ye yükselttik. Sürdürülebilir turizm amacıyla belediyelerimize bu doğrultuda yapacakları çevre düzenlemesi ve alt yapı çalışmaları için de yaklaşık 2 katrilyon liralık destek verdik. Şimdi hedefimiz bu yıl 50 milyon turisti geride bırakmak, 2023'te de 70 milyon turist hedefine ulaşmak. Bunu başaracağız, bunda kararlıyız. Bunun için de Göbeklitepe gibi gerçekten özel ve önemli bir hazinemizi çok iyi değerlendirmeliyiz.
"Şanlıurfa tam bir tarih hazinesidir"
Akad, Sümer, Babil, Hitit, Roma, Emevi, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserleriyle Şanlıurfa tam bir tarih hazinesidir. Bunların hepsini birlikte düşündüğümüzde Şanlıurfa'nın her yıl tek başına milyonlarca turisti ağırlaması gerekiyor. Bunun için de ciddi bir alt yapıyı süratle geliştirmemiz lazım. Bundan neyi kastediyorum? Tabii buralardaki otel hizmetlerini de artırmamız gerekecek. Daha önce hiç yokken şimdi tabii burada gayet lüks otellerimiz de var ama bu sayı yeterli değil. Hedef bu kadar büyük olunca tabii ki bunun alt yapısı olan otellerimizi de burada artırmamız, geliştirmemiz gerekiyor. İnşallah bunu da başaracağız. Bir kez daha Göbeklitepe'deki çalışmalara katkı veren, destek sağlayan herkese teşekkür ediyorum. İnsanlık tarihinin bir dönemine ışık tutacak bu eserlerin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
2019 Göbeklitepe Yılı
12 bin yıllık geçmişe sahip Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'nin resmi açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleşti. Böylece Turizmde Göbeklitepe Yılı resmen başladı.
Şanlıurfa'ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İnsanlık tarihinin sıfır' noktası olarak kabul edilen Göbeklitepe'ye çıktı.
Ören yerini gezip incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kalıntıyı bulan ve tarihi keşifte büyük payı olan Mahmut Kılınç ile sohbet etti.
Peki Göbeklitepe, neden bu kadar önemli?
Dünyanın bilinen en eski dini yapılar topluluğu Göbeklitepe'nin geçmişi günümüzden 12 bin yıl öncesine dayanıyor. Yabani hayvan figürlü yontulmuş taşlar, tonlarca ağırlıktaki T biçimli sütunlar. Gizemi hala çözülemese de Göbeklitepe insanlık tarihini yeniden yazdırabilecek öneme sahip.
"Dünyanın En Eski Arkeolojik Tapınağı" Göbeklitepe'de kazı çalışmaları 1995 yılında başladı.
Toprak altındaki hazinenin ortaya çıkması ve yoğun çabalar sonucu Göbeklitepe, 2018 yılının temmuz ayında UNESCO Dünya Kültür Mirası kalıcı listesine alındı.
Bu önemli değerin daha iyi tanıtılması için de turizmde 2019 yılı "Göbeklitepe Yılı" ilan edildi.
Tarihin akışını değiştiren Göbeklitepe Ören Yeri'ne bu yıl dünyanın 4 bir yanından ziyaretçi bekleniyor.
Göbeklitepe
Şanlıurfa'nın merkez Haliliye ilçesinin, kent merkezine 18 kilometre mesafedeki Örencik Mahallesi yakınlarında bulunan ve ilk kez 1963'te İstanbul ve Chicago üniversitelerinden araştırmacıların yüzey çalışmaları sırasında fark edilen ören yerindeki kazılar, 50 yılı aşkın süredir devam ediyor.
Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesince 1995'ten beri ortaklaşa yürütülen çalışmalarda, Neolitik döneme ait boyları 3-6 metre, ağırlıkları da 40-60 ton olan, yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar bulundu.
Kazılarda aynı zamanda, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi çeşitli tarihi eserler de gün yüzüne çıkarıldı.
Kaynak: TRT Haber