Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde açıklama yaptı. Kışlakçı, 18 gün önce, Türk Arap Medya Derneği'nin üyelerinden, gazeteci, düşünür Cemal Kaşıkçı'nın "eli kanlı katillerce" katledildiğini söyledi.
Cinayetin insanlık tarihinin gördüğü en vahşi şekilde gerçekleştiğini aktaran Kışlakçı, "Eli kanlı katillerin planları vardı ama bozuldu." dedi.
“Cemal'in vahşice öldürüldüğünü biz de kabullenmek zorunda kaldık”
Cemal Kaşıkçı'nın ilk olarak kaçırıldığını düşündüklerini aktaran Kışlakçı, "İlk günlerde kaçırıldığını düşünerek, öldürülmesinin kimseye bir fayda sağlayamayacağına inanarak, Saad Hariri'nin kaçırılmasını hatırlayarak bu kapıdan çıkacağına inandık. Ancak üçüncü günün sonunda bize güvenilir kaynaklardan ısrarla gelen bilgilerin ışığında ümitlerimiz kayboldu ve Cemal'in vahşice öldürüldüğünü biz de kabullenmek zorunda kaldık. Bu gerçeği de 4. günden itibaren tüm dünyaya sizlerin aracılığıyla duyurduk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür
Cemal Kaşıkçı olayının sadece bölgenin değil, tüm dünyanın dikkatini çektiğini hatırlatan Kışlakçı, "18 günden beri dünyadaki her ana haber bülteninin ilk sıradaki haberi oldu. Biz Türk Arap Medya Derneği olarak tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu konuda hassasiyet gösteren, ekonomik ilişkilerini yeniden gözden geçiren Riyad Ekonomik Forumu'na katılımlarını iptal eden tüm devlet adamlarına, iş adamlarına, politikacılara da teşekkür ediyoruz ama en büyük teşekkürü de bütün bu süreci müthiş bir özveri ve diplomasiyle yöneten bize olan desteklerini her an hissettiğimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a borçluyuz." ifadelerini kullandı.
"Cemal'in katillerinin cezasını çekmesini istiyoruz"
İşlerinin bitmediğini yeni başladığını aktaran Kışlakçı, Cemal Kaşıkçı için adalet istediklerini ve tüm dünyayı göreve çağırdıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Cemal'in katillerinin cezasını çekmesini istiyoruz. Ancak sadece 18 adamın değil, bunlara emir veren iradenin de cezalandırılmasını istiyoruz. Müslümanların arasına fitne sokan, dünyada dinimiz İslam'ın algısını hiç hak etmediği biçimde bozan, tüm zamanların en büyük terör eylemini gerçekleştiren, özgür gazeteciliğe umarsızca saldıran bu iradenin de hesap vermesini istiyoruz.
İşte bu yüzden de Suudi Arabistan'ın Kralı Sayın Selman'a, Al-i Suud'un akil insanlarına ve büyüklerine Nisa Suresi, 135. ayeti ve Yüce İslam Peygamberinin hadisi şerifiyle sesleniyoruz. 'Ey İnananlar! Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onlara daha yakındır.
Adaletinizde heveslere uymayın. Eğer eğriltirseniz veya yüz çevirirseniz bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır.' ayeti kerimesi uyarınca ve kızı Fatıma da olsa taraf olmadan, ayrım yapmadan adaleti sağlayan, cezasını veren bir Peygamberin ümmetine yaraşır şekilde Cemal için adaleti sağlayınız.
Dün yayınlanan, başta onurlu Suud halkı olmak üzere tüm dünyanın hak etmediği bu gerçeklikten uzak, kimseyi ikna edemeyen, 'Öldürüldü değil, öldü' diyen açıklamayı bir daha gözden geçiriniz. Suud yönetiminde başlatacakları değişimin gerçekten manada bir değişim olmasını temin ediniz.
Cemal'in ailesinin oradaki güvenliğini ve gerekiyorsa da yine güvenli bir şekilde çıkışlarını temin ediniz. Suud basınında bizler hakkında haksızca yapılan yalan yayınların durdurulmasını ve tekzibini sağlayınız ve isteklerin belki de en önemlisi Cemal için adalet. Cemal için adalet.
Cemal için gerçek bir adaletin tecelli etmesini talep ediyoruz. Biz Müslümanlar olarak Sayın Kral Salman'ın bunları yapacak güce sahip olduğundan şüphemiz yok. Ancak Al-i Suud'un akillerini de bu istikamette kendisine destek olmaya çağırıyoruz."
"Cemal'i verin, cenazesini kaldıralım"
ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamalarına da değinen Kışlakçı, şöyle devam etti:
"Sayın Trump'ın kendi silah lobisini korumak adına yapmış olduğu talihsiz ifadeleri Amerikan halkı için bir utanç olarak görüyoruz. Amerikan Kongresinin her iki taraftan da değerli üyelerinin bu süreçte vermiş oldukları destekleri çok ümitvar görüyoruz.
Eminiz ki ülkelerinin en önemli basın kuruluşunun göz bebeği ve pasaportunu almak üzere olan bir vatandaşları için adaletin peşine düşeceklerdir. Cemal'in canını alan eli kanlı katillerin kurmuş oldukları planları bozulunca elleri ayaklarına dolandı ve Cemal'i kaçırmak için insanlık dışı bir yönteme başvurdular. Kaçırdılar mı? Nereye kaçırdılar? Nasıl kaçırdılar? Bunların bir önemi kalmadı. Şu anda tek bir şeyin önemi var. Bize Cemal'i verin. Verin ve cenazesini kaldıralım.
Karanlık bir odada dehşet verici detaylarla katledilen ve bedeni saklanmaya çalışılan Cemal Kaşıkçının vedasını bütün dünya izlesin. Washington’da, Londra’da, Paris’te dünyanın dört bir yanında Cemal için sesini yükselten dostları İstanbul'a gelsin.
Hür dünyanın tüm liderleri İstanbul'a gelsin. Temiz ve özgür gazeteciliğe ve özgür düşünceye inanan her dinden her toplumdan tüm aydınlar İstanbul'a gelsin. Ve biz Cemal'i dünyanın başkentinden İstanbul'dan ebediyete uğurlayalım."
“Düşünce adamları aileleri rehin alınarak susturulmayacaktır”
Kışlakçı, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin dünyanın gidişatını değiştireceğine inandığını da belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Orta Doğu'nun baskıcı rejimleri artık bu kadar da kolayca vatandaşlarına, gazetecilere müdahalede bulunamayacaklardır. Artık Avrupa'da, Asya'da büyük şehirlerde sessizce hiçbir gazeteci kaybolmayacaktır. Düşünce adamları aileleri rehin alınarak susturulmayacaktır. Biz Türk Arap Medya Derneği olarak dünyada gazetecilere yapılan bu saldırıların durdurulması için ilk günden kaldırdığımız bayrağı indirmeyeceğiz.
Gazetecilerin canlarına yapılan saldırılar son bulacaktır ve Cemal'in parçalanan bedeni, bölgemizde özgür düşüncenin ve gazeteciliğin yeniden vücut bulmasına vesile olacaktır. Sözlerimi Cemalin Twitter hesabında kullandığı sloganıyla bitirmek istiyorum, 'Sözünü söyle ve git...'. O sözünü söyledi ve gitti. Allah rahmet eylesin."
“Asıl beklediğimiz sorunun cevabı şu, Cemal'in cesede nerede?”
Kışlakçı, "Suudi yetkililerce Kaşıkçı'nın arbede sırasında öldüğü söyleniyor, öldüyse cesedi nerede?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Ceset nerede? Eğer öldü diyorlarsa bile bize o cesedi göstermeleri lazım. 15 kişi niçin geldi? Onu açıklamaları gerekiyor. 15 kişi ile bir kişi arasında nasıl arbede olabilir? O çantalar niçin alındı? Neden 18 kişiyi gözaltına alıyorsunuz? Bir arbede varsa 18 kişi neden görevinden alındı? Buna benzer onlarca soru var sorulacak. Bu soruların cevabını bekliyoruz.
Asıl beklediğimiz sorunun cevabı şu, Cemal'in cesede nerede? Lütfen bunu bizle paylaşın, ona göre biz de burada ona layık bir cenaze töreni düzenleyelim ki buna yönelik hazırlıklarımız var. Pazartesi bütün medyaya duyuracağız, cuma günü yer belirleyeceğiz. Nerede defnedileceği konusu ailesiyle görüşülüyor, ailesi karar verecek."
Kaynak: AA