Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinesinde son yıllarda özellikle savunma sanayii alanında sıklıkla ‘kritik’ düzeyde yeni proje duyuran Türkiye, bu kez çıtayı oldukça yükseğe çıkardı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tesislerinde görüntülenen ‘T-629 Taarruz Helikopteri’ dikkat çekti.
İlk aşamada hakkında çok kısıtlı bilgi paylaşılan helikopterin insanlı ve insansız/elektrikli yapıda iki farklı konfigürasyonunun geliştirilmesi bekleniyor.
Dünyada elektrikli olarak pek de benzeri olmayan bu helikopter Türkiye için ne anlama geliyor? Operasyonel faaliyetlere katkısı ne ölçüde olacak, sahada neleri değiştirecek? Daha da önemlisi insansız taarruz helikopteri TCG-Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi’nde kullanılabilecek mi? Tüm bu soruların yanıtını Savunma Sanayii Araştırmacısı Yusuf Akbaba ile konuştuk.
Silah istasyonlarının şekline dikkat
Yusuf Akbaba’ya T-629’un fotoğraflarını ilk gördüğünde en çok nelerin dikkatini çektiğini sorduğumuzda, "Silah istasyonlarının martı kanat şeklinde olması" yanıtını verdi.
Helikopterin farklı noktalarında çevresel farkındalığı artırmak için çok sayıda kamera olduğu bilgisini paylaşan Akbaba, motor konusunda açıklanan kısıtlı bilgilerin dahi ‘devrim’ sayılabileceği görüşünde…
Çok zor bir iş başarılmış
T-629’un fotoğraflarıyla birlikte konuya hakim isimlerce kamuoyuna aktarılan bilgilerden biri de ‘elektrikli motor’ oldu.
Akbaba, elektrikli motor için ‘Devrimsel nitelikte’ ifadesini kullandıktan sonra, “Böyle bir platformun elektrikli olarak hareket ettirilmesi başarılması zor iştir. Platform hakkında şu an için kamuoyuna aktarılan bilgiler oldukça az. Motor hibrit mı yoksa tamamen elektrikli mi henüz tam netlik kazanmadı” bilgisini paylaştı.
Karadaki personele can suyu olabilir
Bu noktada merak ettiğimiz bir diğer konu, böyle bir platformun sahaya etkisinin nasıl olacağı…
İnsansız olması sayesinde yoğun ateş altındaki bölgelere personel kaybı riski olmadan girebileceğine dikkat çeken Yusuf Akbaba, şöyle devam etti:
“Piyadelerimize ve zırhlı araçlarımıza yoğun ateş altında destek verebilir. Mevcut Atak helikopteri genelde hava savunma olmayan ya da bastırılmış bölgelerde kullanılıyor. Yani riskin daha az olduğu alanlarda Atak’ı görüyoruz.
Şimdi işler değişebilir... İçerisinde personel bulunmadığı için, helikopterin kaybını göze alarak T-629'u düşman hava savunmasının olduğu bölgede yakın hava desteği için kullanabiliriz. Ayrıca alçak irtifada adaların yoğun olduğu denizlerde keşif gözetleme için de görevler üstlenebilir.
Tabii elektrikli motor deyince hepimizin tahmin ettiği üzere ‘sessizlik’ devreye giriyor. ‘Sessizlik’ sadece özel operasyonlarda değil, muharebenin her alanında önemli. T-629 elektrikli motorun verdiği sessizlikle çok değerli bir ‘şok etkisi’ yaratabilir. Böylece düşmanın tepki süresini de geciktirir. Sistem hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğumuzda bu ve benzer süreçlere dair çok daha farklı varyasyonları konuşmak mümkün olacak.”
“TCG-Anadolu’nun üzerinde görebiliriz”
Türkiye’nin F-35 projesinden haksız bir şekilde çıkarılmasının ardından üzerine en çok konuşulan konulardan biri de TCG-Anadolu’ya hangi uçar unsurların konuşlanacağı oldu.
Bu durumun T-629 penceresinden bakıldığında nasıl göründüğünü de Yusuf Akbaba’ya sorduk… Akbaba’ya göre gelecek dönemde T-629’u TCG-Anadolu’nun üzerinde görmek sürpriz olmayacak:
“Bildiğiniz üzere helikopterlerde pervane kollarına pal denir. Paller açılı olarak konumlanmış ve uçak kanadının bir benzeri şeklindedir.
Eğer TUSAŞ mühendisleri T-629’daki katlanır palleri bu sisteme uygularlarsa evet TCG-Anadolu'da da kullanabiliriz. Envanterimizdeki mevcut T129 Atak’ların palleri katlanamıyor.”