Türkiye’nin ilk etapta iç güvenlik operasyonlarında, sonrasında ise sınır ötesi harekatlarda kullandığı yerli ve milli SİHA’lar sergiledikleri performansla dünyanın dikkatini çekti ve bu alanda uluslararası bir marka haline geldi.
Bu dönemle birlikte özellikle Bayraktar TB2 başta olmak üzere Türkiye’nin yerli ve milli SİHA’ları bu alanda alım yapmak isteyen ülkelerin öncelikli tercihlerinden biri oldu ve dünyanın farklı coğrafyalarında boy göstermeye başladı.
Sadece Karabağ’da 70 civarı sistem yok edildi
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, Türk SİHA’larının Bahar Kalkanı Harekatı esnasında Suriye, ardından Libya ve son olarak Karabağ bölgesinde boy gösterdiğine işaret etti.
Bu sistemlerin çok sayıda hava savunma sistemi ve hava savunma bataryalarına ait radar, komuta kontrol sistemi ile füze fırlatma aracı gibi bileşenleri imha ettiğine dikkat çeken Şahin, “Karabağ’da bu sayının şu an için 70 civarı olduğunu Azerbaycan Savunma Bakanlığı paylaştı. Suriye ve Libya’da ise 30’dan fazla sistem ile bileşenin imha edildiği açık kaynak bilgisi olarak elimizde var. İmha edilen sistemlerin çoğu Rus veya Sovyet üretimi” bilgisini paylaştı.
1 milyar doları aştı
Yok edilen söz konusu sistemlerin ne kadarlık bir mali boyutu olduğu sorusuna da yanıt veren Anıl Şahin, şunları söyledi:
“Her bir sistemin birim/maliyet rakamı farklı. Ancak görüntülerden de gördüğümüz üzere imha edilenlerin birçoğu Pantsir, Tor ve Osa gibi hava savunma sistemleri.
Benim açık kaynak görüntülerden teşhis edebildiğim 35 kadar hava savunma sisteminin maliyeti yarım milyar doların üzerinde. Kaldı ki biz burada 100 kadar hava savunma sistemi ile bileşeninden bahsediyoruz. Yani şu ana kadar Türk SİHA’larının vurduğu hava savunma sistemlerinin değeri bileşenleriyle beraber en az 1 milyar dolar değerinde.
Kaldı ki çok namlulu roketatarlar, zırhlı araçlar, tanklar, zırhsız askeri araçlar, elektronik sistemler, topçu sistemleri, cephanelikler, lojistik üsler ve benzer çok sayıda hedef imha edildi.
Karabağ özelinde konuşmak gerekirse, 6-8 adet hava aracından oluştuğunu tahmin ettiğim 1 sistem SİHA, yine yerli ve milli imkanlarla üretilen MAM-L mühimmatlarıyla düşmana 1 milyar dolardan fazla bir zarar verebildi. Bu çok değerli bir durum.”
Psikolojik yıkımı çok daha fazla
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, işin mali boyutunun yanında psikolojik değerinin de olduğunu ve bunun paradan çok daha değerli olduğunu vurgulayarak, “Tabi verilen ekonomik yıkımdan daha çok sahada kazanılan taktik avantaj, imha edilen sistemler sayesinde personel kaybınızın önlenmesi ve tepesinde sürekli ‘sessiz bir cellat’ dolaşan düşmanda oluşan psikolojik yıkım çok daha önemli” dedi.
Asgari kayıp azami zarar
Türkiye’nin yaklaşık 5 yıldır SİHA sistemlerini aktif olarak kullanmasına rağmen kısa sürede çok sağlam teknikler geliştirdiğinin altını çizen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Elektronik Harp / Destek sistemleri ile SİHA’larımız çok iyi bir şekilde senkronize oldular. Askeri personelimiz ve mühendislerimiz bu konuda oldukça başarılar. Bütün bu parametreler bir araya gelince muharebe sahasında gerçekten çok yıkıcı bir etki oluşturdu. Asgari kayıp ile azami hasarı verdik. SİHA’ları bu kadar kısa süre içerisinde bu kadar etkin kullanan ülke sayısı bir elin parmaklarından daha az.
Katmanlı hava savunma ağının teçhiz edilmediği muharebe sahaları için SİHA’lar çok işlevli. Bunu yaşayarak gördük. Ayrıca terörle mücadele için çok faydalılar. Radar kesit alanlarının küçük olması da önemli bir avantaj. Katmanlı hava savunma ağının teçhiz edildiği muharebe sahalarında SİHA’ları belki de bu denli serbest kullanamayız ancak farklı teknikler üzerinden mutlaka muharebe sahasındaki yerlerini alacaktır.”