Geçtiğimiz günlerde önce Romanya ulusal basınında ardından da dünyanın önde gelen savunma sanayii sitelerinde gördüğümüz bir haber vardı…
İddiaya göre, Romanya’nın 1059 adet zırhlı kara aracı için açtığı ihalede Türkiye’den OTOKAR tek başına kalmıştı ve ihaleyi kazandığının ilan edilmesi için resmi açıklama kısa bir süre sonra yapılacaktı. Bugüne kadar Romanya’daki ilgili makamlardan ve OTOKAR tarafından bu iddialara bir yalanlama gelmedi.
Her ne kadar S/İHA’lar öne çıksa da Türkiye’nin zırhlı kara araçlarında da dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğu sır değil… Ancak burada dikkat çekici bir durum da var. Son dönemlerde NATO üyesi ülkeler de dahil olmak üzere Avrupa’da kimi başkentler zırhlı araç ihtiyacı için de Ankara’nın kapısını daha sık çalıyor.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Ahmet Alemdar ile hem bu gerçekliğin altında yatan sebepleri hem de Romanya’nın neden OTOKAR’da karar kıldığını konuştuk…
Bükreş-Ankara hattında ilişkiler hızla gelişiyor
Romanya’nın son dönemde savunma ve güvenlik harcamalarını önemli ölçüde artırdığı bilgisini veriyor Alemdar… Hava savunma füze sistemlerinden obüslere ve çeşitli taktik tekerlekli araçlara kadar farklı ihalelere çıktıklarını anımsatıyor.
Aynı zamanda Türkiye ile Romanya’nın yine son dönemde gelişen ikili ve çok taraflı ilişkilerini ‘dikkat çekici’ olarak tanımlayıp, “Yakın zaman önce iki ülke arasında askeri çerçeve anlaşması imzalandı. NATO misyonu kapsamında Türk F-16 savaş uçakları Romanya’da görev yapıyor. Romanya Savunma Bakanı, Türkiye için ‘en önemli stratejik ortaklarımızdan biri’ ifadesini kullanıyor. "Böyle bir ikili ilişki düzeyindeyiz” diyor.
Romanya’daki ihaleyi neden Türk firması kazandı?
Bu sorunun cevabı aslında sadece bugünü değil gelecek dönemdeki benzer haberleri anlayabilmek adına da değerli. Romanya Ordusu’nun 9 farklı konfigürasyonda 1059 adet 4x4 zırhlı araç talebi olduğunu hatırlatıp, devam ediyor Alemdar:
İhaledeki 9 farklı konfigürasyon; komuta kontrol aracından ambulansa, silah kuleli muharip araçtan personel taşıyıcıya kadar çeşitli rolleri kapsıyor. Her konfigürasyon spesifik bir amaca hizmet ediyor.
Romanya Ordusu, ihtiyacı olan 1059 araçlık gücü tek şasi altında toplamayı istedi. Bu talep bakım ve idame konusunda büyük kolaylık sağladığı için önemli. Ayrıca, Romanya’nın ‘yerel üretim şartı’ istediği de biliniyor… Ülkenin savunma sanayii ekosistemine bir değer katmak istediler ki son derece haklı bir talep.
Türk zırhlıları kendini sahada kanıtladı
Madalyonun Romanya kısmı özetle böyle ancak OTOKAR tarafını da pas geçmemek adına Ahmet Alemdar, Türkiye'yle ilgili de değerli bilgiler paylaşıyor.
Otokar’ın Cobra isimli zırhlısını dünyanın dört bir yanına ihraç ettiğini belirtiyor ve “Ülkelerin isteklerine göre konfigüre edilen bu araçlar görevlerini başarıyla yapıyor. Otokar, Romanya’nın istediği 9 konfigürasyonda aracı üretmiş ve bunları sahada ispatlamış bir marka. Aynı zamanda Romanya’nın yerel üretim şartını da yerine getirebilecek kabiliyette” cümleleriyle süreci özetliyor.
OTOKAR, ABD ve Fransız firmaları geride bıraktı
İhaleyle ilgili elimizde çok net veriler olmasa da genel bir değerlendirme yapabileceğimiz bilgiler mevcut. ABD ve Fransa’dan kara araçları sektöründe dünyaca bilinen firmaların ihaleye katıldığını biliyoruz. Ancak günün sonunda bu firmalar teknik isterler, yerel üretim şartı ve bazı finansal konularda ilerleyemedi. Nihayetinde sona kalabilen tek firma Türkiye’den OTOKAR oldu.
Romanya örneğinden yol çıkarak ‘askeri kara araçları ihracatında Türkiye’nin hangi reçeteyle rakiplerin önüne geçtiği?’ meselesini soruyoruz. “Bu başarının arkasında tek bir doğru yok. Birbirini besleyen ve tetikleyen durumlar söz konusu” diyor Alemdar ve devam ediyor:
“Öncelikle ürününüz kendini muharebe sahasında kanıtlamış mı buna bakılır... Cobra zırhlısı dünyanın dört bir yanında kullanılıyor. Ukrayna-Rusya Savaşında görüyoruz. Ekvador’da çetelere karşı mücadelede görüyoruz. Fildişi Sahilinde Afrika Kupası’nda görüyoruz. Kazakistan’ın soğuk ikliminde görüyoruz… Her yerde dikkat çeken bir performansı var.
Diğer husus kullanıcı isterlerine uygun yapıda üretilebiliyor mu? Nasıl bir külfeti oluyor? Kullanıcı isterlerine göre araçta değişiklik yapılması hem tedarik sürecini uzatıyor hem de maliyetini oldukça artırıyor. Ancak OTOKAR seri bir şekilde çözümü ortaya koyup maliyetleri minimize edecek esneklik ve kabiliyette.
Romanya gibi çok yüksek adetlerde alım yapan ülkeler yerel üretim şartı isteyebiliyor. OTOKAR’ın burada yerel partnerler ile yakın çalışabilmesi, Romanya ekonomisine katkı sunabilecek çözüm getirmesi ihalede öne çıkmasını sağladı.
Bu başarının ardında daha birçok parametre sayabiliriz. Önemli olan müşterinin isterlerine optimum karşılığını verebilmek. Türk savunma sanayii firmaları bunu oldukça başarılı şekilde yapıyor. Macaristan’a Ejder Yalçın ihracatında da benzer bir başarı vardı.”
"Sahadaki performans en büyük referans"
Ahmet Alemdar’ın son olarak dikkat çektiği husus ‘referans’ oluyor… Alemdar’a göre dünyanın dört bir yanında kendisine verilen görevleri başarıyla tamamlayan Türk yapımı zırhlı kara araçları böylece diğer ülkelerin de dikkatini çekiyor. Daha net bir ifadeyle Türk savunma sanayii ürünleri, kabiliyetlerini tanıtım broşüründe bırakmayıp direkt sahada sergileyebiliyor.
Son bir not iç tüketimle ilgili… Alemdar, TSK’nın da bu son derece gelişmiş zırhlı araçlarla kendi birliklerini donattığını ve Türk Ordusu’nun bu araçları bizzat kullanmasının potansiyel müşteriler için de altın değerinde bir referans olduğunu söylüyor.