Cuma namazını Polatlı Çarşı Camisi'nde kılan Başbakan Binali Yıldırım, ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
"Kıbrıs müzakerelerinin sonuçsuz kalmasına" ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Sağlık olsun, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk heyeti elinden geleni yaptı, yapıcı olmaya başından beri gayret etti. Gerçekten çözümü samimiyetle isteyen taraf olduğunu hem Birleşmiş Milletler'e hem Avrupa Birliği'ne, diğer garantör ülkelere çok açık bir şekilde gösterdi, ancak 2004'te yapılan referandum sonrası Güney Kıbrıs tarafının tek taraflı olarak Avrupa Birliği'ne tam üye yapılması, aslında bugünlerin altyapısını hazırlamış oldu." dedi.
Yıldırım, "Güney Kıbrıs Rum tarafı, Avrupa Birliği üyesi olmanın verdiği rahatlıkla maalesef çözüm konusunda beklenen yapıcı tutumu göstermedi, göstermiyor. Tabii bizim açımızdan olmazsa olmazımız, hangi çözüm elde edilirse edilsin, hangi konuda anlaşmaya varılırsa varılsın, geçmiş yıllardaki acıların tekrarlanmaması için güvenlik ve garanti konusu hayati önem sahip. Burada herhangi bir gevşeme söz konusu olamaz." diye konuştu.
Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşayanların hukukunu korumak için uluslararası hukuktan doğan haklarını sonuna kadar kullanacağını vurgulayan Yıldırım, "Ne zaman, ister Birleşmiş Milletler isterse başka organizasyonlar Ada'da kalıcı, adil, eşit paylaşımı esas alan bir çözüm arzu ederlerse biz daima yapıcı olmaya devam edeceğiz. Olmaması halinde de dünyanın sonu değil, hayat devam ediyor. Gereken neyse bugüne kadar Kuzey Kıbrıs'a yaptıklarımıza bundan sonra da devam edeceğiz. Kıbrıs'ın, Ada'nın etrafındaki doğal kaynakların tek taraflı oldu bittilerle ortaya çıkarılması yönündeki girişimleri de asla kabul etmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
'Kabak tadı vermeye başladı'
CHP'nin, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki yürüyüşünde, İstanbul'a gelinmesine ilişkin provokasyon iddiaları ve bazı vatandaşların mağduriyet edildiği konusundaki soru üzerine Başbakan Yıldırım, "Hiçbir ihbarı, hiçbir ihtimali gözardı etmeden güvenliğin en üst düzeyde alınması için gereken her şey yapılıyor. İlk günden bugüne kadar güvenlik birimlerimiz büyük bir fedakarlık içerisinde, bu yürüyüşün öyle veya böyle bir provokasyonla karşılaşmaması için büyük çaba gösteriyorlar." dedi.
Yürüyüş sırasında, yollardaki hayatın doğal akışının da bozulduğuna dikkat çeken Yıldırım, şunları söyledi:
"Bu da bir sonuçtur. Bunu dikkate alması gereken, bu yürüyüşü tertip edenlerdir. Özellikle itinalı davrandıklarını da söylemek isterim, ancak artık bu iş maksadına erişti, daha fazla sürdürmenin anlamı yok. Ana muhalefet partisinin genel başkanı zaten açıklamasını yaptı. Yarın yapacakları bir açık hava toplantısıyla bu eylemi tamamlayacaklarını ifade etti. Ümit ederim sükunet içerisinde herhangi bir taşkınlığa meydan vermeden, herhangi bir kötü niyetli girişime fırsat vermeden bu eylemi tamamlamış olurlar. Tabii bundan sonra bu işte ısrar etmek hem yollarda, meydanlarda mağdur olan vatandaşa bir eziyet olur, aynı zamanda da ana muhalefet partisine ve onun genel başkanına da bir eziyete dönüşebilir. O yüzden bizim tavsiyemiz, adalet, sonuna kadar adalet. Hep beraber adaletin daha iyi işlemesi için, zamanında adaletin gelmesi için gayret edelim, ancak bunun yeri yollar değildir, yürüyüş değildir. Bunun yeri, Meclis'tir. Bir araya geleceğiz, konuşacağız, daha işleri nasıl iyi hale getiririz, bunun çaresine bakacağız. Onun için artık bu, kabak tadı vermeye başladı, bu işi burada bitirmek lazım."
Başbakan Yıldırım, "Miting sonrası için diyorsunuz değil mi?" sorusuna, "Gayet tabii, ayrı bir işi başka mecralara taşımanın anlamı yok. O zaman bu, iyi niyetli bir girişim olmaktan çıkmış olur." karşılığını verdi.
'Herkes aklını başına alsın'
Yıldırım, bir hafta sonra 15 Temmuz'un birinci yılı olduğunu hatırlatarak, "15 Temmuz ne anlama geliyor, 15 Temmuz Polatlı için de, Türkiye için de demokrasinin zaferi, alçak darbecilerin kaybetmesi anlamına geliyor. Bu vesileyle Polatlı halkı, özellikle burada harekete geçen darbecilere karşı ortaya koyduğu cesaret ve vatan sevgisi her türlü takdirin üzerindedir. Bu vesileyle bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyoruz. Bir kez daha şunu ifade etmek isterim ki Rabbim, ülkemize bu ve buna benzer bir felaket göstermesin. Eğer bu ve buna benzer çılgınlık yapmaya kalkanlar olursa, şunu da herkes iyi bilmeli ki 15 Temmuz'da o gece olanın misli misli daha fazlasıyla karşı karşıya olacaklardır. Bundan da herkes emin olsun ve aklını başına alsın." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, cuma namazı sonrası cami avlusunda kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Yıldırım, daha sonra aynı caminin avlusunda kılınan Murat Batuhan Pektaş, Talip Meydanal ve Ayşe Dursun adlı vatandaşların cenaze namazına katıldı, ailelere taziyelerini iletti.
Daha sonra esnaf ziyaretinde bulunan Yıldırım, beraberindekilerle bir restoranda çay içti.
Başbakan Yıldırım'a, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin, Ankara Valisi Ercan Topaca, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, AK Parti Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, milletvekilleri ve diğer yetkililer eşlik etti.