Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Komite ve Meclis üyeleriyle ETO Konferans Salonu'nda gerçekleştirdiği toplantıda yaptığı konuşmada, son birkaç yılın Türkiye için kolay geçmediğini anımsatarak, Türkiye'nin iç ve dış şoklara maruz kaldığını kaydetti.
Türkiye'nin önceki yıllarda çok ciddi yapısal dönüşüm, reformlar, kamu maliyesinde iyileştirmeler, bankacılık gibi alanlarda ilerlemeler yaşadığını anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Söz konusu ilerlemeler olmasıydı bu büyük şoklar karşısında sadece Türkiye değil, herhangi bir ekonomi çok daha kalıcı tahribat ve yıkımlarla karşı karşıya kalabilirdi. 2010 sonrasında, özellikle referandum sonrasında bu ihanet şebekesinin yargıyı ele geçirmesinden sonra Türkiye'de çok boyutlu çok büyük sıkıntılar yaşandı. Daha sonrasında 2013 yılında aslında Türkiye bir anlamda zirveyi bulmuştu. O dönemde birtakım bahanelerle bir kalkışma söz konusu oldu. Arkasından 17-25 Aralık... FETÖ'nün yargı üzerinden bir darbe girişimi. Arkasından 2 yılda 4 tane seçim... Tam seçimler bitti, 'Toparlanıyoruz, odaklanalım, öngörülebilirliği artıralım, daha çok reform yapalım' derken geçen sene de bir hain darbe girişimi yaşadı bu ülke. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Avrupa'da yaşanan borç krizi bizi doğrudan etkiledi. Biz o dönemde Ortadoğu ve Afrika'ya çok ciddi açılımda bulunduk. Arap Baharı'nın kaosa dönüşmesiyle oradaki ana pazarlarımız Libya, Irak, Suriye gibi ülkelerde çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Devlet olma niteliğini kaybeden, yanı başımızda ülkeler ortaya çıktı. Bu ülkelerde maalesef birçok terör örgütü alan buldu. Bu terör örgütleri bir anlamda Türkiye'ye musallat oldu. Türkiye ekonomisi kolay olmayan zorlu bir dönemden geçti. Türkiye bütün bu iç ve dış şoklara muazzam direnç gösterdi. Bugün Türkiye ekonomisi ılımlı da olsa büyüyor."
"16 Nisan'dan sonra belirsizlikler azalacak"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, maliye politikasında, kamu maliyesinde inanılmaz çok güçlü desteklerin olduğunu belirterek, bu güçlü desteklere rağmen ekonominin arzulanan hızla gitmediğini bildirdi.
Ortalık toz duman olduğunda ne kadar çok tedbir geliştirilse bile öngörülebilirlilik artmadan, belirsizlik ortadan kalkmadan avantajların ve teşviklerin arzulanan sonuçları göstermediğini vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:
"Kötümser olmayalım. Bu şoklara karşı dirençliysek normalleşmeyle birlikte, kötünün geride kalmasıyla birlikte Türkiye hızlanacak. Başlattığımız yatırım, istihdam, ihracat seferberlikleri kağıt üzerinde, ismen değil arkasında ciddi kaynağın, ciddi tedbirlerin, ciddi programların paketlerin olduğu seferberliklerden bahsediyorum. Bunlar çalışacak ve sonuç verecek. O anlamda da bir canlanma olacak. 16 Nisan sonrasında belirsizlikler daha da azalacak. Belirsizliklerin azalmasıyla devreye aldığımız bütün tedbirler, teşvikler, destekler daha güçlü şekilde ekonomiyi etkileyecek. Amacımız bu yeni döneme bu kadar güçlü desteklerle iç talep de canlanır, ihracat da inşallah iyi olacak çünkü Avrupa pazarı toparlanmaya devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası dün bile 'Henüz sıkılaştırma için çok erken ben parasal genişlemeye devam edeceğim, faizleri sıfır düzeyinde tutmaya devam edeceğim' dedi. Bu iyi haber. Şimdi en önemli pazarımız Avrupa ve orada bir canlanma var. ABD'de ise canlanma zaten vardı ve güçlü. Şimdi gelişmekte olan ülkeler nispeten bir toparlanma içinde. Rusya gibi önemli ticaret ortaklarımızda bir toparlanma var. Petrol fiyatlarındaki hafif kıpırdanmayla Ortadoğu'da da az bir canlanma var. İç ve dış talep inanıyorum ki daha destekli olacak."
"Reform seferberliği yaptık"
Şimşek, Türkiye'nin sadece iç talebe dayalı bir modelle uzun süre gidemeyeceğinin altını çizerek, ihracatın ikinci bir konu olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.
İhracat için bu yılın bütçesinde destekleri üç kat artırdıklarını anlatan Şimşek, şunları söyledi:
"Eximbank'ın kaynaklarını o kadar artırdık ki tamamı kullanılamıyor. Şimdi sermayesini daha da artıracağız. Reform seferberliği yaptık. 2016 yılının ocak, şubat ayına gidin Ar-Ge reformu yaptık. Mayıs ayında iş gücü piyasası reformu yaptık. Yargı, Türkiye'de hızlı işlemiyor. Geçen yılın yargı reformunun dört bileşeni var, ikisini yaptık. Temmuz ayında istinaf mahkemeleri devreye girdi. Geçen sene bilirkişi reformu yaptık. Modern arabuluculuk ve ihtisas mahkemeleri kaldı. O ikisini de inşallah bu sene yapacağız. İş ortamını iyileştirme konusunda güzel adımlar atıldı. Tasarrufları artırmak için bireysel emeklilikte otomatik katılımı getirdik. Eğitimde inanılmaz bir çaba var. Eğitimden tasarrufa, iş ortamından yargıya, Ar-Ge'den istihdama kadar her alanda geçen yıl ilerleme var. Yeterli mi? Yeterli değil. Anayasa reformundan sonra çok hızlı şekilde geriye kalan bütün reformları hızlı şekilde hayata geçireceğiz."
"Seçeceğiniz cumhurbaşkanı milletin en az yüzde 50'sinden fazlasının oyuna sahip olacak"
Şimşek, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Bu sistem şunu sağlayacak, sandığa gideceksiniz bir gün, o gün diyeceksiniz ki 'Yasama ve denetim için Meclisi seçtik.' Kararınızı vereceksiniz, halk karar verecek. Aynı gün başka bir sandıkta cumhurbaşkanını seçeceksiniz. Cumhurbaşkanı da hükümeti kuracak. Millet cumhurbaşkanını seçecek, cumhurbaşkanı da ertesi gün kabinesiyle, üst düzey bürokrasisiyle işe başlayacak. Çok olağanüstü bir durum olmazsa 5 yıl, o hizmeti, icraatı, milletin hizmetkarlığını yapacak. Seçeceğiniz cumhurbaşkanı milletin en az yüzde 50'sinden fazlasının oyuna sahip olacak." diye konuştu
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir ihtiyaç ve zarurettir"
Şimşek, mevcut sistemin krizlere gebe olduğunu belirterek, "Türkiye bu sistemle iflah olmaz. Bu sistem tıkanacak, işlemez. Bu anayasa değişikliği kabul edilmezse görürsünüz bir gün gelecek bir koalisyon hükümeti olacak ama farklı bir partiden bir cumhurbaşkanı olacak. Nasıl yapacaklar? İkisinin de yetkisi var. Bu çift başlılık Türkiye'nin başına büyük bir problem olacak. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir ihtiyaç ve zarurettir."