Türkiye, Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin 2018'deki 14'üncü Taraflar Konferansı'nın ev sahipliği için aday oldu.
Sözleşmeye taraf olan 196 ülkenin katılımıyla iki yılda bir düzenlenen, tabiatın korunması konusunda dünyanın en geni̇ş katılımlı ve en etkili sözleşmesi olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin 13. Taraflar Konferansı (COP13), bugün Meksika'nın Cancun şehrinde başladı.
Üst Düzey Temsilciler Oturumu ile başlayan konferans, Cartegana ve Nagoya Protokolleri toplantıları ile eş zamanlı olarak 17 Aralık'a kadar devam edecek.
İstanbul ve Mısır'ın Şarm el Şeyh şehrinin, 2018'deki 14. Taraflar Konferansı (COP14) için ev sahipliği adaylığını ilan ettiği konferansta, Türkiye'nin biyolojik çeşitliliğinin yanı sıra kültürel zenginliği, stant ve sergiyle yaklaşık 10 bin katılımcının beğenisine sunulacak.
Konferansa Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cemal Nogay başkanlığında katılan heyet, dün Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi İdari Sekreteri Braulio Ferreira de Souza Dias ile bir araya gelerek Türkiye'nin adaylık sürecine ilişkin görüşmelerde bulundu.
Türkiye standında yayınlanan Türkiye'nin tanıtım videosu, büyük beğeni aldı.
"Bilgi birikimine, tecrübeye ve olanaklara sahibiz"
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin birçok uluslararası organizasyona başarıyla imza attığını belirtti.
Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu (UNFF) 10. Oturumu'nun, ilk kez New York dışında başka bir kentte, İstanbul'da yapıldığını anımsatan Eroğlu, şunları kaydetti:
"Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı'nı ise Ankara'da layıkıyla gerçekleştirdik. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 14. Taraflar Konferansı'nı (COP14) da başarıyla gerçekleştireceğimizden eminim. Türkiye olarak gereken bilgi birikimine, tecrübeye ve olanaklara sahibiz. Bakanlık olarak biyolojik çeşitliliğe büyük önem veriyor ve bu zenginliğimizi gözümüz gibi koruyoruz. Bu konferansın Türkiye'de yapılması halinde sahip olduğumuz tecrübeyi diğer ülkelere de aktarabiliriz çünkü sahip olunan değerler sadece bir ülkenin değil bütün dünyanın ortak değeridir."