Başbakan Binali Yıldırım, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Bilişim Zirvesi 2016" etkinliğinde konuştu.
Zamanın ruhu olduğunu ve insanoğlunun geçirdiği zamanları o çağa uygun isimle adlandırdığını dile getiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İçinde bulunduğumuz döneme damgasını vuran en dinamik güç, şüphesiz ki bilgisayarlar, internet ve iletişim teknolojileridir. Günümüzde teknolojik değişimin hızı ve dönüştürücü gücü, çok büyük büyük boyutlara ulaşmış gözüküyor. Öyle ki artık çağımız Endüstri 4.0 ya da Dördüncü Sanayi Devrimi olarak ifade ediliyor. Japonya'da Sanayi 5.0 diye de adlandırılabiliyor. Gelecek için hepimiz ümit ediyoruz ki, bilimin desteklediği sanayi üretimi, insanlara savaş yerine huzur, refah ve hayat standardını yükseltecek bilişim teknolojilerini sunar. Çünkü bilimsel üretim laboratuvardan çıkıp, insanın hayatına ulaşmadıkça, insana değmedikçe kalın kitaplarda teorik bilgiler olmaktan öteye geçemez."
"4,5G de zaman içerisinde bütün alanlara yaygınlaşmış olacak"
Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda hayata geçirilmek istenen "Türk toplumunun bilgi toplumuna dönüştürülmesi" çabasının, sektörün gelişimine ayrı bir ivme kazandırdığını belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"2003'ten itibaren e-Dönüşüm Türkiye Projesi'yle bu dönüşüm sürecini başlattık. Bu uygulamalara yönelik en önemli projelerden biri olarak e-Devlet Kapısı'nı söyleyebiliriz. Eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten tarıma pek çok alanda toplam bugün bin 700'ün üzerinde kamu hizmeti, e-Devlet portalından verilir hale geldi. 285 kamu kurumu aracılıyla 30 milyon 677 bin kullanıcıya erişmiş durumda. e-Devlet Kapısı'yla devlet kurumlarının bilişim teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmasının yolunu açtık. Bu sayede vatandaşlarımız, devlet dairesiyle olan işlemlerini online ortamda kolayca, çok hızlı bir şekilde yapar hale geldi. Sistemin en önemli getirilerinden biri ise şeffaflık. Ülkemizde bugün mobil iletişimi kullanan 74 milyonun üzerinde aktif abone var. Geniş bant abone sayımız 2003'te yok iken, bugün 55 milyonun üzerine çıkmış durumda. Geniş bant internet altyapısını sağlayan fiber optik kablo uzunluğumuz 280 bin kilometreyi buldu."
Yıldırım, 2008'in sonunda yapılan 3G ihalesinin ardından 2009'da Türkiye'nin mobil internetle tanıştığına değinerek, şunları söyledi:
"İnternet erişimi için şehir farkı, demografik yapı ya da ekonomik gelir farklılıklarını bir kenara bıraktık ve sayısal uçurumu ortadan kaldıracak şekilde her bölgemiz, her vatandaşımız için interneti erişilebilir hale getirdik. Operatörlere kapsama yükümlülükleri verdik. Operatörlerin ticari bulmadığı, ulaşamadığı bin 800 yerleşim yerine Ulaştırma Bakanlığı Evrensel Hizmet Yükümlülüğü kapsamında gerekli baz istasyonları kurduk. Bu projenin ikinci kısmı şimdi hayata geçiyor. Yeni dönemde erişilme noktasında, Türkiye'nin coğrafi olarak her noktasını erişilebilecek şekilde altyapıyı, ticari bir düşünceye kapılmaksızın bir kamu hizmeti, evrensel hizmet olarak yapmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Buradan hiçbir ayrım yapmadan söylüyorum. Operatörlerimiz de güzel bir başarı ortaya koydular, iyi performans gösterdiler. 5-6 yıl gibi kısa bir süre zarfında ülkemizin hemen hemen her noktasına 3G erişimini sağladılar. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden 2015 yılında 4,5G lisans ihalesini gerçekleştirdik ve bundan sonraki adım 5G için hazırlıkların süratle tamamlanmasıdır. 5G'ye ve ötesine ilişkin açılımları içerecek şekilde yerli ve milli ürünlerin geliştirilme çalışmaları da bu arada devam ediyor. Bütün bu yapılanlar neticesinde 31 Mart 2016'yı 1 Nisan'a bağlayan gece Türkiye'nin 81 ilinde 4,5G erişimi mümkün hale geldi. İllerin belirli yerlerinde, tabii bütün coğrafi alanlarda, küçük yerleşim yerleri de dahil kapsama alanı içerisinde olması 4,5G'nin bir zaman alacak. Tıpkı 3G de olduğu gibi. 3G de başlangıçta şehir merkezlerindeydi, daha sonra ilçelere, daha sonra diğer yerleşim yerlerine yaygınlaştığı gibi 4,5G de zaman içerisinde bütün alanlara yaygınlaşmış olacak."
"Türkiye dünyanın hızla ve istikrarlı büyüyen ülkeler listesinde"
Yıldırım, Türkiye'nin dünyanın hızla ve istikrarlı büyüyen ülkeler listesinde yer aldığını söyledi.
Bilişimin, tüm sektörler açısından itici güç olduğunu dile getiren Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Eskiden bilişimi biz sadece bir sektör olarak görürdük ancak yaşadığımız süreç ve gelişmelerle bilişimin bir sektörden ziyade, bir yaşam tarzına dönüştüğünü görüyoruz. Bugün aklınıza hangi iş alanını, hangi sektörü getirirseniz getirin bilişimin olmadığı hiçbir iş yok. Sokakta simit satandan tarlada patates ekene kadar, CNC tezgahında parça üretenden okullarda ders veren öğretmene kadar herkes bilişimin getirdiği yeniliklerden yararlanma ihtiyacını duyuyor. Dolayısıyla bilişim 7/24, gece gündüz her an insanların yaşamının bir parçası haline geldi. Bu itici gücü doğru kullanarak önümüzdeki yıllarda Türkiyeyi 2023 hedeflerimiz doğrultusunda dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri haline getirme hedefimizi rahatlıkla gerçekleştirebiliriz. Ancak çıtamızı küresel markalar ve küresel kullanım alanları olan teknolojik ürünler üretme noktasına çıkarmamız gerekiyor."
Yıldırım, bilgiye sahip olan, bilgiyi üreten ve kullanan ülkelerin bir adım öne geçtiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Ar-Ge çalışmalarına, teknoparklara ve yenilikçilik, inovasyon teknoloji merkezlerine destek veriyoruz. 64 teknoparkımızda 41 binin üzerinde genç mühendisimiz akıl, alın teri döküyor. Ar-Ge harcamalarında 2023 hedefimiz, en az gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2'sinin üzerine çıkmak. Şunu memnuniyetle söyleyebilirim ki 2003 yılında bu oran yüzde yarımken, bugün yüzde 1'in üzerine çıkmıştır. Yüzde 100'ün üzerinde bir artışı gerçekleştirdik. Dolayısıyla kalan 7-8 yıl içerisinde bunu ikiye katlamak çok da zor olmayacaktır. Bu oran biz göreve başladığımızda sadece yüzde 0,45 düzeyindeydi. Ülke olarak son yıllarda bilişim sektöründe büyük gelişmeler katetmekle beraber bu geldiğimiz noktayı asla ve asla bir başarı olarak görmüyoruz, yeterli olarak da görmüyoruz. Önümüzde çok daha uzun bir yol olduğunu biliyoruz. Çünkü bilişim demek iletişim demek, internet, sürekli gelişim demektir. Biz burada bu konuları konuşurken, dünyanın bir başka yerinde hiç bilmediğimiz, duymadığımız bilişimle ilgili yeni bir ürünün, yeni bir gelişmenin, hizmetin olduğunu aklımızdan çıkarmamaz lazım."
'Vergi sisteminin bilişim sektörünün ayağının ayak bağı olmasının önüne geçeceğiz'
Yıldırım, son 14 yılda altyapı çalışmalarında önemli yollar katedildiği gibi sektörün önünü açacak yasal düzenlemelerin de yine bu dönemde gerçekleştirildiğini, bu dönemde, ses tekelinin kaldırıldığını, telekomünikasyon sektöründe serbestleşme sağlandığını ve vergilerde düzenlemeler yapıldığını anımsattı.
İstenilen düzeyde olmasa da internetten başlayarak vergilerde indirime gidildiğini, internet üzerindeki Özel İletişim Vergisini 20 puan düşürerek yüzde 5'e indirdiklerini, sektörde kayıt dışılığın önüne geçen düzenlemeler yaptıklarını ifade eden Yıldırım, "Mevcut vergi sistemimiz iletişim sektörünün gelişmesine ayak uyduran bir sistem değil. Önümüzdeki bu dönem içerisinde çok basit, anlaşılabilir, sektörün büyümesini, hızını yavaşlatan değil, büyümesini daha da hızlandıran ve oluşan ciroya göre çok daha da vergi geliri sağlayacak, basit yeni bir modeli hayata geçireceğiz. Vergi sisteminin bilişim sektörünün ayağının ayak bağı olmasının önüne geçeceğiz. Bunu da burada sektörle paylaşmak istiyorum." diye konuştu. AA