Türkiye’nin sınır ötesinde sürdürdüğü operasyonlar bazı dönemlerde kapsamlı kara-hava harekatına dönüşüyor. Son zamanlarda gerek Türkiye gerek Irak tarafından gelen açıklamalar ve sahadaki hareketlilik benzer bir askeri adımın çok da uzakta olmadığını gösteriyor.
Bu kapsamda yapılan açıklamalara baktığımızda en dikkat çekici hususlardan biri de ‘Türkiye-Irak Ortak Harekat Merkezi’ kurulmasına yönelik çalışmaların devam ettiği bilgisi. İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel ile hem muhtemel bir operasyonun olası etkilerini hem de ortak harekat merkezinin ne olduğunu konuştuk…
“ABD’nin çekilme ihtimali operasyonu daha değerli kılıyor”
Türkiye’nin gerek yurt içi gerek sınır ötesinde, tehdit olabilecek teröristlere göz açtırmamak için uzun yıllardır ciddi bir mücadele verdiğini belirtiyor Erenel. Irak’ta halihazırda devam eden Pençe operasyon serisiyle zaten sürecin bir yere getirildiğini anlatıyor.
Ancak gelinen noktada ‘daha büyük bir adım’ zorunluluğu doğduğuna işaret ediyor ve “Türkiye’nin terörle mücadele ülküsü, Irak merkez hükümetinin içinde bulunduğu durum, Kuzey Irak’ta yaşanan son gelişmeler ve özellikle de ABD’nin askerlerini buradan çekme ihtimalinin giderek daha yüksek sesle tartışıldığı bir ortamda ‘ortak harekat fikri’ çok daha değerli bir hal alıyor” ifadesini kullanıyor.
Irak için Türkiye belki de son şans
Irak’ın savaş sonrası geldiği duruma işaret eden Erenel’e göre ne merkezi hükümet ne de kuzeydeki yapı için işler pek de istenildiği gibi gitmiyor. Bir yanda terör grupları, bir yanda ekonomik sıkıntılar, bir yanda İran etkisi ve ABD’nin pozisyonu gibi etmenleri birlikte düşündüğünüzde Bağdat için oldukça sancılı bir süreç yaşandığı görülüyor.
Fahri Erenel, bu noktada dikkate değer bir parantez açıyor ve Türkiye’nin Irak hükümetiyle yapacağı harekatın aslında Bağdat için de ‘köprüden önce son çıkış’ olduğu uyarısında bulunuyor. Terörün hem kuzey hem de güneyden bastırılacağı bir harekatın sonuç olarak Irak’ın bekasına doğrudan olumlu katkı sağlayacağını anlatıyor.
“Kalkınma Yolu’nun güvenliği için bu hamle şart”
Konuyu yakından takip etmeyenler için ‘Kalkınma Yolu’ sürecine kısaca değinelim… En basit haliyle bu proje Körfez ülkelerinin Irak aracılığıyla Türkiye ve Avrupa ile bir bağlantı kurması anlamına geliyor. Basra'daki Büyük Fav Limanı'ndan başlayan proje Türkiye'de bitiyor. Türkiye'den de Avrupa'ya uzanıyor.
Düzenlemesi muhtemel harekatta en önemli meselelerden birinin bahsettiğimiz projenin korunması olduğuna işaret ediyor Erenel ve şunları söylüyor:
“Bu devasa proje bölgede farklı yerlerden emir alan terör örgütleri varken ciddi riskler altında olacak. Ankara da Bağdat da bunu istemez. Süleymaniye başta olmak üzere bölgede terör yapıları giderek güçleniyor. Terörün etkisi artarken halk ciddi sıkıntılarla boğuşuyor. Ayrıca, Suriye’den buraya geçişler de var. Harekatla bunların da önüne geçilmesi planlanıyor.
Bence bu süreçte Sincar da en önemli meselelerden biri olacak. Buranın da mutlaka temizlenmesi ya da kontrolünün sağlanması gerek. Ankara’nın atacağı adımla Musul ve Kerkük’teki Türkmenlere de bir şekilde destek sağlayacağına inanıyorum. Irak’taki kimi bölgelerde Şii etkisinin de kırılması gerek.”
Türkiye-Irak Ortak Harekat Merkezi ne demek?
Fahri Erenel’e göre bu sorunun yanıtında Ankara ağırlıklı gitmek daha doğru… Çünkü bugüne kadar Türkiye gerek ABD gerek Rusya gerekse de NATO çatısı altında bu tür merkezlerde kritik görevler üstlendi. Daha net bir ifadeyle bu alanda oldukça tecrübeli.
Irak’ın benzer bir tecrübesi olmadığını kaydediyor Erenel ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Türkiye bu merkezle aslında Irak’a bir anlamda askeri danışmanlık yapmış olacak. Kaldı ki böyle bir merkezin kurulması başta Batılı ülkeler olmak üzere farklı yerlerden yükselmesi muhtemel ‘Ne işiniz var orada?’ sorusunun da önüne geçecek. Varlığımız meşrutiyet kazanacak.
Bağdat Hükümeti, Türkiye ile ortak hareket etmeden ülkenin genelinde bir hakimiyet sağlayamayacağını anlamış görünüyor. Bu nedenle söz konusu muhtemel harekatı bir askeri operasyondan ziyade bölgenin refahına doğrudan etki edecek bir adım olarak yorumluyorum.
Tabii bu noktada İran’ı da gücendirmeden bu işleri yapabilmek lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek haftalarda İranlı mevkidaşıyla görüşeceğini biliyoruz. Bu konu mutlaka gündeme gelecektir. İki ülkenin asgari müşterekte buluşabileceği inancındayım.
Türkiye-Irak ortak askeri harekatı Bağdat için de Irak için de son bir şans. Başarılı olunursa bölgesel refah da artar, küresel açıdan da olumlu etkileri olur. Ancak tüm bunlar ciddi zaman alacak işler. Belki Türkiye ilk etapta tek boyutlu bir hamle yapar ve bazı noktalarda teröristleri süpürür. Ancak nihai hedefin yukarı bahsettiğim yol haritasına çok benzer olacağı fikrindeyim.”