İran'ın başkenti Tahran'da yapılan Suriye konulu "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi", İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Suriye" meselesini ele alacakları Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nde bir araya geldi.
Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulunması amacıyla Astana mekanizması bağlamında sahada ve siyasi süreç kapsamında yürütülen ortak çabalar, zirvede ele alındı.
Suriye meselesi için yapılan zirvelerin ilki Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de, ikincisi Başkan Erdoğan'ın ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştirilmişti.
Zirveden çıkacak sonuçların tüm dünya tarafından sabırsızlıkla beklendiğini ifade eden Erdoğan, alacakları kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacaklarına inandığını söyledi. Başkan Erdoğan, "İdlib, sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından da hayati öneme sahiptir." dedi.
Putin: Ortak mutubakat siyasi çözüm sürecini ilerletti
Rusya Devlet Başkanı Putin de "Ortak mutabakatlarımızın başarılı şekilde hayat geçirilmesi siyasi çözüm sürecini ilerletebildi." dedi.
Putin, Tahran'da düzenlenen üçlü zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, İdlib'de yaşanan gelişmelere de değindi.
İdlib'de teröristlerin kimyasal silah dahil çeşitli provokasyonlar hazırladığını savunan Putin, "Ortak mutabakatlarımızın başarılı şekilde hayat geçirilmesi siyasi çözüm sürecini ilerletebildi. Özellikle Suriyeliler kendi başına ülkenin kaderini tayin etmeye imkan bulacaklar." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde, geçen ocak ayında Soçi'de alınan karar çerçevesinde Anayasa Komitesi kurulacağını anımsatan Putin, "Normalleşmenin sağlanması için sosyal, ekonomik ve insani durumun iyileştirilmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.
Putin, Rusya'nın bu anlamda girişimde bulunduğunu belirterek, yerinden edilenler ve mülteciler için Şam'da kabul, Ürdün ve Lübnan'da ise geçiş merkezleri kurulduğunu söyledi.
Rusya Devlet Başkanı, son 1,5 ay içinde 15 bin kişinin Suriye'ye döndüğünü öne sürdü.
Putin, insani yardım konusunda çalışmalarının düzenli olarak sürmesi, ülkenin alt yapısının ve kalkınmasının gerekli olduğunu vurgulayarak, üç garantör ülkenin bu anlamda kayda değer başarılar elde ettiğini belirtti.
Ruhani: Siviller zarar görmemeli
İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise zirvede fikir birliği ve istişare gördüklerini belirterek ABD'nin zirve yapılırken rejime yönelik suçlamalarını sürdürdüğünü kaydetti.
Zirvede ABD'nin müdahalesine ve dış müdahaleye karşı çıktığını hatırlatan Ruhani, bunun sorunları daha karmaşıklaştıracağını söyledi.
Ruhani, İdlib'deki durumun hassasiyetini vurgulayarak bölgede Nusra ve DEAŞ gibi terör örgütü mensupları bulunduğunu ifade etti. Terör eylemlerinin halka zarar verdiğini belirten Ruhani, "Bölgede teröristleri yok etmeliyiz. İdlib'de sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız. Toplantıdaki konuşmalarımızda bu konuda anlaştık. Teröristleri silahlarını bırakmaları ve eylemlerini sona erdirmeleri için teşvik etmeliyiz." diye konuştu.
Suriye sorununun çözümü için siyasi sürecin ve yeni anayasanın yazılmasının önemine işaret eden Ruhani, ülkeden kaçan Suriyelilerin dönmesi, tutukluların takası ve Suriye'nin yeniden inşasına vurgu yaptıklarını söyledi.
Ruhani, 7 yılda Suriye halkının çok zarar gördüğünü, yakın gelecekte ülkede barışın sağlanacağına inandığını dile getirdi.
Üç ülke arasındaki iş birliğinin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Ruhani, şöyle devam etti:
"Bu süreç yolun sonuna kadar, yani Suriye'de demokrasinin sağlanacağı zamana kadar, mültecilerin döneceği ve barış ile istikrarın tam olarak sağlanmasına kadar devam ettirilmelidir. Gelecek zirve, Rusya'da yapılacak. Üç ülkenin onayladığı bildiri, açık şekilde bizim yolumuzu belirliyor. Suriye'de barış ve istikrarın sağlanması için çalışmaya devam edeceğiz."
Ruhani, gazetecilerin sorularını yanıtlarken de bölgedeki teröristlerin sivilleri kalkan olarak kullandığını iddia etti.
Ruhani, Fırat'ın doğusu konusunda sorun bulunduğunu belirterek "ABD'nin Suriye'yi derhal terk etmesi gerekli." ifadesini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, basın toplantısının sonunda "Umarım Suriye'de barış ve istikrar sağlanır, böylece Suriyeliler evlerine dönebilir." dedi.
'Suriye'deki savaş ateşinin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz'
Ruhani, Suriye krizinin karmaşıklığı dikkate alındığında İran, Rusya ve Türkiye'nin, ortak çalışma kapsamında Suriye'nin toprak bütünlüğü, ulusal egemenliği ve Suriye halkının ülkelerinin kaderini tayin etme hakkına saygı göstererek savaştaki tansiyonu düşürme noktasındaki başarısının çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
Hasan Ruhani sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye krizinin sona ermesi için Astana Süreci kapsamında çaba gösteren tüm taraflara gururla bildirmek istiyorum. Ortak çabalarımız sayesinde Suriye'deki savaş ateşinin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz. Suriye'deki teröristlerin faaliyetlerinin durdurulması, bölge ve dünya için devamlı bir tehlike oluşturmalarının da kontrol altında olmasını sağlamıştır. Suriye halkının yapıcı ulusal müzakere için de uygun zemin oluşmuştur."
İran Cumhurbaşkanı, "İran İslam Cumhuriyeti, Suriye'nin yasal hükümetinin davetiyle terörizmle mücadele için Suriye'de bulundu. Oradaki varlığımızın devamı da bu çerçevededir. Orada bulunmamız ne geçmişte ne de gelecekte kendi görüşlerimizi onlara dayatmak için değildir. Suriye halkının iradesini dost ülke olarak koruyacağız." diye konuştu.
'Kalıcı barış için terörizmle mücadeleden başka seçeneğimiz yok'
Terörizmle mücadelenin uluslararası ortak bir talep olduğunu dile getiren Ruhani, "Ancak bu talebin uygulanması, egemenliği kabul edilmiş başka bir devletin sınırları dahilinde olduğu için orada bulunacaklar, oradaki hükümetin şeffaf ve açık daveti üzerine olmalıdır. Bölgedeki bazı devletlerin terörizm ve bölücülük tehlikesiyle ilgili endişelerini anlıyoruz. Ancak bu endişelerin giderilmesi için en etkili ve kalıcı yol yasal Suriye hükümetiyle iş birliğidir. Suriye devletinin izni alınmadan yapılacak direkt müdahaleler krizin daha da derinleşmesine yol açacaktır." görüşünü savundu.
"Suriye'de terörizmle mücadele, bu kirli olgunun tüm yönlerini göz önünde bulundurularak yapılmalıdır." diyen Ruhani, sözlerine şöyle devam etti:
"Suriye'deki barış ve istikrarın tesisi için İdlib'de terörizmle mücadele kaçınılmaz bir görevdir. Ancak İdlib'de teröristlere karşı mücadele sivillere zarar vermemelidir ve yakıp, yıkıcı olmamalıdır. Biz barış için çabalıyoruz, terörist grupların ve terörist rejimlerin yürüttüğü savaş için savaş yanlış bir yöntemdir. Suriye ve diğer bölgelerdeki hedefimiz barıştır. Fakat kalıcı bir barış için terörizmle mücadeleden başka bir seçeneğimiz yok. Hiçbir terörle mücadele planı, o olayın köküne inmeden netice veremez."
Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı duyulmasını diğer yandan başta İdlib olmak üzere tüm Suriye'de terörizme karşı mücadelenin devam etmesi gerektiğini ifade eden Ruhani, "Suriye'nin yeniden yapılmasına yardım etmek de uluslararası toplumun gündeminde olmalıdır. İran bu anlamda yapıcı rolünü yerine getirmeye hazırdır. ABD'nin kanunsuz müdahalesi, orada bulunması ve siyonist devleti koruması Suriye'de yapıcı bir rol oynamaz. ABD'nin müdahalesi uluslararası hiçbir sözleşmeye uygun değildir. Suriye'deki barışçıl arayışları da sekteye uğratmaktadır." dedi.
'Uluslararası camia Suriye'nin yeniden imarı için yardımcı olmalı'
Suriye krizinde Astana Süreci ile "uzun ve zorlu bir yol katettiklerini" belirten Ruhani, "Geçmişteki acı ve tatlı tecrübeleri göz önünde bulundurduğumuzda bu krizi sona erdirmek için az bir yolumuz kaldı. Suriye'de her türlü dış müdahaleye karşı çıkılmalıdır. Libya'daki acı tecrübeler dış müdahalelerin yol açtığı krizleri anlamamız için yeterlidir. Özgürlük halkın bir arzusudur ancak her türlü askeri müdahale yanlıştır." açıklamasında bulundu.
Yüz binlerce Suriyelinin bölge ülkelerine göç etmesinin olumsuz sonuçlar doğurduğunun ve Suriyelilerin ülkelerine dönmesi için uygun zemin oluşturulması gerektiğinin altını çizen Ruhani, "Uluslararası camia Suriye'nin yeniden imarı için yardımcı olmalıdır. Üç ülkenin Suriye'deki sorunların çözümü için ortaya koyduğu çabaya müteşekkirim. Kalıcı bir barışa ulaşana ve Suriye krizinin çözümüne kadar iş birliği yapılması zaruridir. Suriye krizinin sona ermesi için yapılacak tüm müzakerelerde Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı gösterilmelidir. Suriye'de özellikle de İdlib'de terörizmin sona ermesi için mücadele devam etmelidir. Uluslararası kamuoyu siyonist rejimin Suriye'de devlet ve halka yönelik işgalini ve saldırılarını sona erdirmekle görevlidir." ifadesini kullandı.
Zirve öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan Ruhani ve Putin ile bir araya geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve öncesi İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye konulu üçlü zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu, toplantıların ikili ilişkileri görüşmek için de bir fırsat olduğunu söyledi.
Velencek Toplantı Salonu'nda Erdoğan'ı karşılayan Ruhani, kendisini Tahran'da görmekten mutluluk duyduğunu ifade etti.
Ruhani, "Bugün 3 ülke olarak bölgesel sorunları çözmek üzere üçüncü zirve toplantımızı yapıyoruz. Bu görüşme, iki ülke meselelerini konuşmak ve müzakere etmek için de bir fırsattır. Tahran'a tekrar hoş geldiniz. Bu yolculuğunuzun iki ülke ve iki millet için hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum." diye konuştu.
İlk zirve Soçi'de yapılmıştı
"Suriye" meselesi için yapılan zirvelerin ilki Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de, ikincisi Erdoğan'ın ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştirilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katıldığı ve 22 Kasım 2017'de Soçi'de yapılan üçlü zirvenin ardından "Türkiye, İran ve Rusya Devlet Başkanlarının Ortak Açıklaması" yayımlanmıştı.
Söz konusu ortak açıklamada, şu ifadelere yer verilmişti:
"Devlet başkanları, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini teyit etmiş, bahsi geçen gerginliği azaltma, bölgelerin tesis edilmesi ve Suriye ihtilafının çözümüne yönelik hiçbir siyasi girişimin Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne hiçbir suretle halel getiremeyeceğini vurgulamışlardır."
İkinci zirve Erdoğan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi
Suriye konulu "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi"nin ikincisi Başkan Erdoğan'ın ev sahipliğinde 4 Nisan 2018'de Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılmıştı.
Çalışma yemeğiyle beraber 1 saat 40 dakika saat süren zirve sonunda üç lider ortak basın toplantısı düzenlemişti.
Erdoğan, toplantıda "Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Birilerinin Suriye dışında kendilerine göre yapmış olduğu parselasyonlar bizim için geçerli değildir. Biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Bu bölge, bunların geçmişte çok bedelini ödedi." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Öte yandan zirve öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani 1 saat süren baş başa görüşme gerçekleştirmişti.
Kaynak: TRT Haber, AA