Serim, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinde düzenlenen acil oturumda konuştu.
"Son dönemde artan dini nefretin açık bir tezahürü olan Kur'an-ı Kerim'i alenen yakma olaylarını şiddetle kınıyoruz." ifadesini kullanan Serim, herhangi bir kutsal kitaba yapılan saygısızlığın, hoşgörü, toplumsal barış ve insan onuruna saygı ile bağdaşmadığını dile getirdi.
"İfade özgürlüğü toplumun temel taşıdır ancak kötüye kullanılamaz"
Serim, "İfade özgürlüğü toplumun temel taşıdır ancak nefret yaymak amacıyla kötüye kullanılamaz. İfade özgürlüğü gerekçesiyle bu tür eylemlere izin verilmesi kabul edilemez. Tüm yetkilileri, bu eylemlerin faillerine karşı gerekli adımları atmaya ve bu tür olayların tekrarlanmasını önlemeye çağırıyoruz" diye konuştu.
Bakan Yardımcısı Serim, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman, Avrupa konseyi, NATO gibi tüm Batılı kuruluşların üyesi ve ortağı, aynı zamanda AB adayı olan Türkiye'nin, İslam karşıtlığına karşı girişimleri desteklemeye devam edeceğini belirtti.
"Tüm ülkeleri desteklemeye çağırıyoruz"
Din veya inanca dayalı nefret ve ayrımcılıkla mücadele etmenin söz konusu ülkelerin sorumluluğu olduğunu aktaran Serim, şunları kaydetti:
"Türkiye bu amaçla ikili ve çok taraflı düzeyde tüm ülkelerle birlikte çalışmaya hazırdır. Sadece Müslümanları değil tüm insanlığı tehdit eden nefret eylemlerine karşı açık ve ortak bir mesaj vermek üzere tüm ülkeleri bu kararı desteklemeye çağırıyoruz."