Türkiye, SİHA’larla yeni bir konsept denediğinde belki de kimse sonucun bu denli başarılı olacağını tahmin etmiyordu. O süreçte insansız araçların nasıl bir ‘oyun değiştirici’ olabileceği ortaya çıkmakla kalmadı; karada, denizde ya da havada insanlı-insansız tüm sistemlerin ortak bir ağ üzerinden çalışmasının ne denli hayati önemde olduğu net şekilde görüldü.
Bugün geldiğimiz noktada Ankara bu hamlelerini bir adım daha öteye taşımak, geleceğin harp sahasını bugünden kurgulayabilmek için çalışmalarına devam ediyor. Bu seferki çalışmaların temelinde insansız hava ve kara araçlarının hem sürü, hem de takım halinde görev icra edebilmesinin yanı sıra tüm bu platformların tek bir konsol, tek bir operatör tarafından koordine edilebilmesi yatıyor.
Dijital Birlik Konsepti yeni bir döneme işaret ediyor
Yukarıda sözünü ettiğimiz proje HAVELSAN imzası taşıyor… Biz de projenin detaylarını öğrenebilmek adına HAVELSAN Robotik ve Otonom Sistemler Grup Lideri Gürkan Çetin ile bir araya geliyoruz.
Çetin ile buluştuğumuzda arkamızda birbirinden farklı insansız kara ve hava araçlarının bulunduğu bir alan görüyoruz. Bu alanda bir de manken asker dikkatimizi çekiyor. Çünkü manken askerin vücudunun farklı noktalarında sensörler var. Tüm bunların ne anlama geldiğini soruyoruz…
Bu çalışmayı ‘Dijital Birlik Konsepti’ olarak adlandırdıkları bilgisini paylaşıyor Gürkan Çetin. Bu sene lansmanının yapıldığı bilgisini paylaştıktan sonra biraz daha detaylandırıyor gördüklerimizi.
Askeri birlikler sayısal ortamda birbirine bağlanacak
Öncelikle genel bir çerçeve çiziyor ve ‘dijital birlik’ ifadesiyle askeri ortamların dijitalleşmesinden ve sayısal ortamda birbirine bağlı sistemlerden bahsettiklerine dikkat çekiyor.
“Bunlar ağ destekli olarak birbirleriyle haberleşebilen sistemler” diyen Gürkan Çetin’e bunun neden önemli olduğunu soruyoruz:
“Getirdiği çok çeşitli avantajlar var” cümlesiyle başlıyor yanıtlamaya ve bunların başında, komuta kademesinin savaşta olan biteni gerçekten net ve şeffaf bir şekilde görebilmesinin geldiğini söylüyor.
En küçüğünden en büyüğüne icra edilen her askeri operasyonda hızlı ve etkin karar verebilmenin önemini biliyoruz. HAVELSAN’ın projesi de işte tam bu noktaya dokunuyor ve ‘muharebe sahasının neresinde ne olduğunu tam olarak ortaya koyan’ bir proje olarak karşımıza çıkıyor. Savaş sahasının neresinde ne olduğunun net olarak ortaya koyulabileceği bir sistem eminiz ki gelecek yıllarda komuta kademesinin elini oldukça rahatlatacak.
Mehmetçik’in sahadaki riski en aza inecek
Haberin başında size bahsettiğimiz manken askerin üzerinde yer alan sensörlere getiriyoruz konuyu…
Gürkan Çetin yine basit anlatıyor ve insansız hava-kara araçlarının elde ettiği bilgiler ışığında sahadaki askere de anlık bilgi gideceğini söylüyor. Sensörler sayesinde hem asker hem de insansız araçlar birbirinin konum ve durumlarını net şekilde biliyor.
Burada bir detaydan bahsediyor Çetin ve insansız araçların risk tespit ettiği zaman askerin vücudundaki sensörlere ‘tehlike’ uyarısının gittiğini söylüyor. Anlaşılan o ki yerli ve milli savunma sanayii, gelişen her teknolojiyi doğrudan uygulamayı ve nihayetinde Mehmetçik’in sahadaki riskini en aza indirme hedefini başarıyla tatbik ediyor.
Gürkan Çetin’in anlattıkları bizi ilk etapta sahada mücadele veren unsurlara destek olacak, sonrasındaysa onların yerine sahada mücadele edebilecek bir birlik fotoğrafına götürüyor. Ancak tüm bunların her ne olursa olsun bir insan tarafından karar verilebilecek şekilde tasarlandığını söylemek gerekiyor.
En kısa zamanda envantere girecek
Havelsan Robotik ve Otonom Sistemler Grup Lideri Gürkan Çetin ile sohbetimizin sonuna yaklaşırken iki kritik soruya daha yanıt arıyoruz. Bu sistemlerin yerlilik oranı ve envantere ne zaman gireceği...
Saha denemelerinin devam ettiğini anlatıyor Çetin. Diğer kurum ve kuruluşların da denemelere katıldığını ve sürecin oldukça iyi ilerlediğini söylüyor… Gelen değerlendirmelerin ardından sistemde iyileştirmeler yaptıklarını kaydeden Çetin’e göre bu sürecin sonunda envantere girmek için sistem tam anlamıyla hazır olacak.
Peki ya yerlilik? Az önce de bahsetmiştik Gürkan Çetin ile konuşurken arkamızda mini bir muharebe sahası olduğundan... “Gördüğünüz bütün ürünler yerli firmalar tarafından üretiliyor” diyor Çetin. Tabii ki yurt dışından gelen bazı parçalar da varmış ancak bunların çok küçük bir paya tekabül ettiğini, sistemin büyük oranda yerli olduğunu söylüyor.
Gürkan Çetin ile röportajımızı tamamladığımızda etrafımızda çok sayıda genç dikkatimizi çekiyor. Hemen hepsi üniversite öğrencisi. Gürkan Çetin gördüğümüz kişilerin içinde öğrenciyken bu projede çalışan genç mühendisler olduğunu söylüyor. Hem eğitimlerine devam ediyor, hem de böylesine kritik projelerde çalışıyorlarmış.
Haberin sonunda sadece HAVELSAN’ın ortaya çıkardığı Dijital Birlik Projesi için değil gençlerin bu denli önemli işlerde ter dökmesinden de mutlu oluyoruz.