Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kafkasya’da güvenlik ve barışın sağlanması için kritik adımlar atılacağı, Ankara-Moskova ilişkilerinde de çok daha güçlü bir döneme girileceği mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu açıklamaları, Birleşmiş Milletler (BM) 76’ncı Genel Kurulu nedeniyle ABD’ye yaptığı ziyaretin son gününde New York’taki Türkevi’nde gazetecilerle bir araya geldiğinde yaptı.
29 Eylül'de Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sayın Putin Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını tam manasıyla ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan’dan bu şekilde çıkılmazdı. Ama bunu ortaya isabetli kararlarla koyduğu için Azerbaycan’dan çok çok olumlu bir şekilde çıkma şansını yakaladık. Şu an itibarıyla da Azerbaycan’da yoğun bir çalışma devam ediyor. Örneğin Sayın İlham Aliyev istediği anda istediği gibi rahatlıkla Sayın Putin’le görüşüyor, konuşuyor. Ben hakeza öyle… Çok kısa sürelerde irtibatlarımızı kurup görüşmelerimizi yapabiliyoruz. Tabii çok daha önemlisi, şu anda attığımız adımlarla biz Iğdır’dan Azerbaycan’a yolu inşallah yapacağız. Buna demir yolu da dahil. Bu yolun yapımı çok çok önemli bir adım olacak. Bizim 5’li veya 6’lı platform dediğimiz olay vardı. Şu anda bu konuyla ilgili de Paşinyan’dan olumlu sinyaller geliyor. Şimdi bu olumlu sinyallerle beraber bu konuda da bazı adımları atacağız. Yani bölgeyi barış noktasında da iyi bir konuma taşıma fırsatını inşallah yakalamış olacağız. Ay sonunda Sayın Putin’le yapacağımız görüşmede bunlar da tabii konunun içinde yer alacak. Böylece Türkiye-Rusya ilişkilerinde inşallah çok daha güçlü, çok daha farklı bir döneme girmiş olacağız."
-Afgan mülteci mesajı
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 23, 2021
-Türkiye-ABD ilişkileri
-Sosyal medya düzenlemesi
-Marketlere fahiş fiyat uyarısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarında öne çıkan başlıkların ayrıntıları @trthaber’de.https://t.co/Bts3uyz0H4 pic.twitter.com/2ugiLDjkNL
Ermenistan'dan görüşme talebi
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözlerinden birkaç gün önce, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın kendisiyle görüşmek için mesaj gönderdiğini söylemiş, bunun üzerine Ermenistan Hükümet Sözcüsü Mane Gevorkyan, "Türk tarafıyla en üst ve yüksek düzeyde görüşmelere hazırız" demişti.
Dağlık Karabağ’da çıkan ve yaklaşık 2 ay süren sıcak çatışmaların akabinde imzalanan ateşkes anlaşmasının yıl dönümüne yaklaşılırken bölgede diplomasi adımları hızlanıyor.
Peki, Kafkasya hattındaki tüm bu hareketliliğin anlamı ne?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Moskova ile ikili ilişkilerde yeni süreç ve özellikle Güney Kafkasya’daki barış adımlarına dair mesajlarını, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika ve Güvenlik Araştırmacısı Bilgehan Öztürk TRT Haber’e değerlendirdi.
Ankara ile Moskova arasında yeni bir dönemin başlayacağı vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlarken bunun altını bir kez daha çizdi. ABD’ye kıyasla "Sayın Putin'den beklentilerim çok daha farklı" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Rusya ile ikili münasebetlerimizi çok daha ileri taşımanın gayreti içindeyiz. Zira hedefimiz 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşmak. Bu ticaret hacmine ulaşmayı da eğer kendimize belirlediysek, bunu da kendimiz için gerekli koyuyorsak bizim münasebetlerimizin çok çok farklı olması lazım" diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Benim Sayın Putin’den beklentilerim çok daha farklı. Suriye’de rejim maalesef burada bizim için ülkemizin güneyinde adeta bir tehdit oluşturuyor. https://t.co/PSAD0EMqhr pic.twitter.com/Wtrhsx8EcR
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 24, 2021
"İlişkilerin güçlü olması zaruri"
Dış Politika ve Güvenlik Araştırmacısı Öztürk’e göre, söz konusu mesajları şöyle okumak mümkün:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın uzun vadeli olarak bu yönde bir arzusu ve iradesi bulunmakta, bunu da her liderler zirvesinde vurgulamaktadır. Rusya ile aynı anda ilgi alanımıza giren veya taraf olduğumuz Kafkasya, Karadeniz, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz gibi çok fazla konunun olması da ilişkilerin güçlü olmasını zaruri hale getirmektedir. Halihazırdaki güçlü enerji, turizm ve ticaret ilişkileri zaten iki ülke ilişkilerinin gücünü ve daha önemlisi de ileriye doğru potansiyelini ortaya koymaktadır. Muhtemeldir ki Sayın Cumhurbaşkanı bu ziyaretinde de ikili ticaret hacminde 100 milyar dolar hedefini zikredecektir."
Bilgehan Öztürk, Azerbaycan-Ermenistan arasında geçen yıl yaşanan son savaşta Putin’in rolüne dair ise şunları söyledi:
"Türkiye'nin Azerbaycan'a desteği, Karabağ savaşının sonucunu doğrudan etkilemekle birlikte Rusya bu konuda eskiden beri sahip olduğu etkiyi ve önemi muhafaza etmiştir. Çatışmanın her iki tarafı üzerinde (Azerbaycan ve Ermenistan) de önemli bir nüfuzu bulunan Rusya, ateşkes antlaşmasının imzalanmasında ve büyük ölçüde de çatışmanın sınırlarının belirlenmesinde etkili olmuştur. Zımnen Ermenistan'a destek vermekle birlikte Rusya açıktan Azerbaycan karşıtı bir pozisyon almamış ve nihayet ateşkes antlaşmasında Azerbaycan'ın kazanımlarını tanımıştır. Rusya'nın bu tutumu, Türkiye'nin de Karabağ sorununda Azerbaycan ile birlikte ulaşmak istediği hedeflere yaklaşmasına vesile olmuştur. Dağlık Karabağ'da Türk-Rus Ortak Gözlem Noktası’nın tesis edilmesinde Rusya ile anlaşma sağlanması da Türkiye ile Rusya'nın hassas bir sorun alanını iyi yönetmelerinin başka bir göstergesi olmuştur."
"Rusya'nın Ermenistan üzerindeki nüfuzunu kullanması talep edilecektir"
Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan ve kabul etmesi durumunda Ermenistan’dan oluşacak "6'lı platform" çağrısı da halen masada. Konuyla ilgili gelişme beklentisi bir kez daha yükseldi. SETA Dış Politika ve Güvenlik Araştırmacısı Öztürk'e göre bu, Türkiye'nin “bölgesel sahiplenme” ilkesinin bir yansıması.
"Dağlık Karabağ'ın ötesinde Kafkasya'da barış ve istikrarın sürdürülebilir olması için bölgeye komşu ve her biri de bölgeyle sıkı bağları bulunan Türkiye, Rusya ve İran'ın da içinde olduğu bölgesel bir platform önerisi, Karabağ Savaşı'nın hemen ardından Türkiye tarafından teklif edilmiştir. Yerel ve bölgesel çatışmalarda, çatışma bölgesine komşu ve etkili aktörlerin inisiyatif alması ve çatışmaya bölgesel ölçekte çözüm bulması, öteden beri Türkiye'nin savunageldiği ‘bölgesel sahiplenme’ ilkesinin bir yansımasıdır. Bölgesel platformun yanı sıra, Türkiye'nin savaştan hemen sonra Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme çağrısı da Ermenistan'ın gönüllü bir şekilde bu bölgedeki barış ve istikrara katkı sunmasını sağlamaya matuftur. Sayın Cumhurbaşkanı, Putin ile görüşmesinde hem bölgesel platformu canlandırmak veya harekete geçirmek hem de Ermenistan'ın bölgesel barış ve istikrara yapıcı katkı sunmasını sağlamak üzere Rusya'nın Ermenistan üzerindeki nüfuzunu kullanmasını talep edecektir."
"Türkiye açısından en büyük kazanım Azerbaycan'a kara bağlantısı"
Iğdır’dan Azerbaycan’a yapılması planlanan ve demir yolunu da kapsayan ulaşım hattıyla ilgili de değerlendirme yapan Öztürk, şöyle konuştu:
"Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan'ın kazanımları aynı zamanda Türkiye'nin kazanımlarıdır diyebiliriz rahatlıkla. Ancak bir an için Azerbaycan bütünüyle unutulsa, Karabağ Savaşı sonrasında Türkiye açısından en büyük kazanım, Nahçıvan üzerinden Türkiye'nin Azerbaycan'a doğrudan kara bağlantısı elde etme imkanıdır. Bu kara bağlantısı, yalnızca Türkiye'nin dost ve kardeş bildiği Azerbaycan ile daha fazla etkileşim imkanı elde etmesi değil, çok daha geniş ölçekte bütün Orta Asya ve Uzak Asya coğrafyalarıyla lojistik, ticari ve kültürel bağlar kurması anlamına gelmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın zikrettiği kara ve demir yolları yatırımlarının yapılması ve bunların hayata geçmesi durumunda, Türkiye Asya ile yoğunlaşacak etkileşimlerinden her anlamda istifade edecektir."
Zengezur koridoru
Nahçıvan ile Azerbaycan'ın batı kısımları arasında doğrudan kara bağlantısının olmaması Bakü yönetimine her zaman zorluk yaşattı. 44 günlük savaşta Ermenistan'ın yenilgiye uğratılmasıyla imzalanan ateşkesin 9. maddesi bölgede kurulacak ulaşım koridorlarıyla ilgili oldu.
“Bölgenin ekonomik ve ulaşım bağlantılarında engeller kaldırılacak. Ermenistan, vatandaşların, araçların ve yük araçlarının iki yönde hareketini organize etmek amacıyla Azerbaycan’ın batısındaki bölgeler ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında ulaşım iletişimini sağlayacak."
Karabağ Savaşının ardından Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan üçlü bildirinin uygulamaya konulmasıyla bölge, yeni ulaşım hatları sayesinde artık savaş ortamından çıkarak ekonomik canlanmanın yaşanacağı bir sürece girdi.
Karabağ sorunu nedeniyle yaklaşık 30 yıldır kapalı kalan tüm ekonomi ve ulaşım hatlarının açılması planlanıyor. Bu süreçte, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in birçok kez "Zengezur koridoru" şeklinde ifade ettiği ulaşım hattı ön plana çıktı.
Ankara-Bakü arasındaki mesafe kısalıyor
Zengezur koridorunun hayata geçirilmesiyle birlikte Azerbaycan ile Türkiye arasındaki mesafe de kısalıyor. Ankara’dan başlayan demir yolu hattı Kars’a, oradan da Nahçıvan’a geçiyor. Zengezur koridoru da burada devreye giriyor.
Nahçıvan ile Azerbaycan arasındaki 43 kilometrelik mesafe Zengezur koridoru olarak adlandırılıyor.
Koridorun açılmasıyla birlikte inşa edilecek demir yolunun Kars, Tiflis, Kars güzergahını takip eden hattan daha kısa olması bekleniyor.
Azerbaycan’ın Karabağ harekatı
Ermenistan’ın geçen yılki saldırısı sonucu Tovuz civarında cereyan eden çatışmalar kısa süre sonra, 27 Eylül’de yerini savaşa bırakmış ve Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için operasyon başlatmıştı. Azerbaycan’ın başlattığı operasyon 44 gün sürmüş ve Ermenistan büyük bir hezimet yaşamıştı.
Azerbaycan, Dağlık Karabağ’daki topraklarını neredeyse 30 yıl aradan sonra işgalden kurtarmış ve 44 gün süren çatışmaların ardından 10 Kasım 2020'de ateşkes anlaşması imzalamıştı.