Deniz bilimleri, iklim değişikliği, balıkçılık, jeoloji, tıp, astronomi ve daha birçok alanda önemli araştırmalara ev sahipliği yapan Antarktika'da, Türk bilim insanları 2018-2019 sezonunda çalışmalarına devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi (PolReC) koordinesinde gerçekleşecek 3. Ulusal Antarktik Bilim Seferi ile kıtaya gidecek bilim insanlarının yanı sıra ikili iş birlikleri kapsamında da Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 8 bilim insanı, bu dönemde Şili, Belçika, Kore ve Kolombiya gibi ülkelerin kıtadaki araştırma üsleri ve gemilerinde bilimsel faaliyetlerde bulunuyor.
"Dünyanın laboratuvarı" niteliğindeki kıtada araştırma yapan bilim insanları, kıtadaki çalışmalarını anlattı.
Penguenlerden hücre örneği alınıyor
Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Latife Çakır Bayram, Şili'ye ait gemiyle Antarktika'ya gittiğini ve Şili Kutup Bilim Araştırmaları Enstitüsü ile koordineli bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Bayram, kıtada yapılan çalışmanın proje liderliğini üstlendiğini belirterek, "'Gözler sağlığın aynasıdır' sloganına sahip çalışmayla penguenlere zarar vermeyecek şekilde, daha önce bu çalışmaları yapmış bilim insanlarıyla hayvanların gözlerinden özel fırça ve kağıtlarla hücre örnekleri toplanıyor, mikrobiyolojik ve hücresel yönden değerlendiriliyor." dedi.
Kıtada meteorit arayışı
Kırklareli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uçak ve Uzay Mühendisliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Mehmet Yeşiltaş da Belçika'nın kıtadaki istasyonunda araştırmalarını sürdürdüğünü, meteoritler ve gökyüzünden dünyaya düşen taş parçalarına ilişkin çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Birçok ülkenin Antarktika'da meteorit arama ve toplama seferleri düzenlediğine işaret eden Yeşiltaş, "Türkiye bugüne kadar Antarktika'da hiç meteorit arama ve toplama seferi yapmadı. Belçika, Türkiye'ye bu alanda gerekli lojistik desteği vererek yardımcı olacak. Belçika üssündeki araştırmacılar ve rehberlerin aktaracağı deneyimler bizim için çok değerli." diye konuştu.
Dünyanın geleceği için donmuş zeminleri çalışıyorlar
Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Şenkaya da meslektaşı Prof. Dr. Hakan Karslı ile birlikte hazırladıkları "Permafrostların Konumsal ve Zamansal Jeofizik Anatomisi" isimli proje kapsamında, Güney Koreli bilim insanlarıyla ortak çalışmalarda bulunup veriler topladıklarını dile getirdi.
Permafrostların donmuş zemin olarak nitelendirilen yer altı yapıları olduğunu vurgulayan Şenkaya, "Bu tip yapıların araştırılması yerkürenin bugününü anlamak ve geleceğimizi şekillendirmek adına çok önemli. Yapacağımız çalışmalardan elde edeceğimiz bilgiler ekoloji, biyoloji, çevre ve iklim gibi farklı bilim dallarına yeni bilgiler sunacak." ifadesini kullandı.
“Önemli bilgiler yakalayacağımızı umuyoruz”
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Gürbüz de aynı üste kuvaterner jeolojisi kapsamında incelemeler yaptıklarını aktardı.
Bölgenin yakın jeolojik geçmişte geçirdiği iklimsel ve çevresel değişikliklerin izlerini sürdüklerini belirten Gürbüz, "Araştırmamız karot örnekleri üzerinden detaylı veriler sunacağından, alanında ilk sayılabilecek çalışmalardan biri olacak. Bu sebeple yalnızca Güney Koreli ve Türk bilim insanları için değil, diğer birçok ülke araştırmacıları için de önemli bilgiler yakalayacağımızı umuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kıtada DNA topluyor
TÜBİTAK'ın uzman araştırmacılarından Biyolog Fatih Karakaya ise Kolombiya Deniz Kuvvetlerinin gemisiyle kıtaya giderek keşif ve örnekleme çalışması gerçekleştirdiklerini anlattı.
Burada organizma bazlı ve çevresel DNA toplanması amacıyla örneklemeler yaptıklarına dikkati çeken Karakaya, şunları kaydetti:
"Bu örnekler daha sonra ülkemize getirilecek, DNA izolasyonları yapılacak ve yeni nesil dizileme teknolojileri kullanılarak genetik çıktılar elde edilecek. Bu sefer sonucunda, genetik verinin elde edilmesi ve anlamlandırılmasıyla bu tür organizmaların kullanımı konusunda bilgi sahibi olunacak. Ülkemiz açısından bu organizmaları tanımlamak prestij kazandıracak."
Antarktika'dan Mars'ın izini sürüyor
Yine Güney Kore üssüne gidecek İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Yağmur Güneş de Antarktika gibi dünya üzerinde çok nadir görülen ve canlılık faaliyetlerini kısıtlayıcı etmenlerin olduğu bölgelerin jeolojisi ve iklimini anlamaya yönelik çalışmaların Mars araştırmalarına ön ayak olduğunu söyledi
Güneş, kıtada yaptığı çalışmayla Mars'ın bir zamanlar etkisi altında kaldığı koşulları anlama ve bu koşullar altında değişime uğrayan malzemelere yönelik örneklemeler yaptığını kaydetti.
Kaynak: AA