Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdim yazısını kaleme aldığı, İngilizce ve Türkçe yayımlanan kitap, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin günümüzün sorunlarına çözüm üretmede yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.
BM reformunun gerekçelerinin aktarıldığı kitap Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın reform önerileri ile söylemlerine yer veriyor.
Söz konusu eser, “Neden BM Reformu Yapılmalı?”, “Uluslararası Barış Alanında Birleşmiş Milletlerin Önemi, Barış Gücü ve İnsanlığın Sorunları”, BM Reform Gerekçeleri ve Önerileri” olmak üzere 3 bölümden oluşuyor.
Kitabın ilk bölümünde BM’nin genel yapısı ele alınarak Birleşmiş Milletlerin insani krizler ve barışı koruma konularındaki karnesine yer veriliyor. Bosna Savaşı örneğinde olduğu gibi BM’nin insani krizlerde ve barışı koruma görevlerinde etkisiz ve yetersiz kaldığı durumların altı çiziliyor.
İnsanlığın ve küresel sistemin karşı karşıya olduğu güncel sorunların ve gelecekte ortaya çıkması muhtemel uluslararası problemlerin ele alındığı ikinci bölümde ise BM’nin ve uluslararası toplumun karşılaşacağı küresel sorunlar geniş bir çerçevede işleniyor.
Kitabın son bölümünde ise BM reformunun gerekçelerine ve BMGK yapısına yönelik reform önerileri yer alıyor. Özellikle BM sisteminin meşruiyet sorunları, BMGK içerisinde yer alan 5 adet daimi üye devletler ve söz konusu üye devletlerin veto hakkının uluslararası sisteme getirdiği problemler ortaya konuluyor.
Bu bölümde ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ Daha Adil Bir Dünya Mümkün” eserinde de yer verdiği Türkiye’nin BM reformuna yönelik vizyonu ele alınıyor.
"BM tüm insanlığı önceleyen ve güçlünün haklı değil, haklının güçlü olduğu bir sistemi hayata geçirmeli"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da takdim yazısında, günümüz dünyasında herhangi bir noktada yaşanan sorunların çok hızlı bir şekilde tüm insanlığın etkilendiği sonuçlar doğurabildiğine işaret ederek, iklim değişikliği, küresel ısınma, kıtlık, susuzluk, düzensiz göç hareketleri ve terörizm gibi problemlerin tüm dünyada barış ve istikrarı ciddi anlamda tehdit ettiğini belirtti.
Küresel meselelere adaletli ve gerçekçi bir yaklaşım ve iş birliği içinde küresel çözümler üretmek gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sadece gelişmiş ülkeleri koruyan ve onlara imtiyaz tanıyan mevcut uluslararası sistemde, özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin veto yetkisini kendi çıkarları için kullanması nedeniyle dezavantajlı ülkelerin adaletsiz küresel yapının omuzlarına yüklediği haksız bir bedelin altında ezildiğini ifade etti.
Erdoğan, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için tüm dünyanın, dezavantajlı bölgelere karşı gözlerini kör, kulaklarını sağır bırakmaması, adaleti sağlamak için gönüllü bir iş birliği ile koordineli bir şekilde hareket etmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu sebeple dünyada barışı korumak ve güvenliği sağlamak için en önemli kuruluş olan Birleşmiş Milletlerin tüm insanlığı önceleyen ve güçlünün haklı değil haklının güçlü olduğu bir sistemi hayata geçirmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sadece beş daimi üyenin önceliklerini dikkate alarak hareket eden bir BM Güvenlik Konseyi’nin çatışmaları önleyerek barış, istikrar ve güvenliği tesis etmesi mümkün değildir. Bugün ve gelecek için daha adil bir dünya kuramayan bir sistemin değişmemesi için ısrar etmeyi, insanlığa karşı işlenen bir suça ortaklık olarak değerlendiriyoruz.
Türkiye, Birleşmiş Milletlerin misyonunu layıkıyla yerine getirebilmesi; günümüz şartlarına, tehditlerine, güvenlik endişelerine ve ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için köklü bir reforma ihtiyaç duyulduğunu defaatle ve yüksek sesle dile getirmektedir. BM’nin yeniden yapılandırılması için her platformda uluslararası toplumla paylaştığımız ‘Dünya beşten büyüktür’ ve ‘Daha adil bir dünya mümkün’ söylemi ekseninde ilan ettiğimiz ilkeler, sadece bizim değil BM çatısı altındaki ülkelerin de artık çok büyük bir kısmının hissiyatı haline gelmiştir"
"Türkiye daha adil, eşit, istikrarlı bir küresel düzenin tesisi için öncülük yapmaya devam edecek"
Türkiye olarak özellikle son dönemde Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi ve bu savaş kaynaklı küresel gıda krizine çözüm olacak bir tahıl koridorunun oluşması için büyük bir diplomasi başarısı sergilediklerini hatırlatan Erdoğan, aynı gayreti BM’de gerekli reformların hayata geçirilmesi ve tüm dünyanın adalete olan ihtiyacının karşılanması için göstermeyi sürdüreceklerini kaydetti.
Erdoğan, “Gıda güvenliğinden terörle mücadeleye, savaş ve çatışmalardan mülteci meselesine, küresel salgından iklim değişikliğine, tüm dünyada etkisini gösteren sorunlar karşısında her zaman güçlü bir çözüm ortağı olan Türkiye daha adil, daha eşit, daha istikrarlı bir küresel düzenin tesisi için öncülük yapmaya devam edecektir” dedi.