Geçen yıl Paris Anlaşması'na taraf olan ve 2053 için net sıfır emisyon hedefi açıklayan Türkiye'de iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik adımlar giderek hızlanıyor.
Bu kapsamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca düzenlenecek İklim Şurası, 21 Şubat'ta Konya Selçuklu Kongre Merkezi'nde Bakan Murat Kurum'un açılış konuşması ve Gençlik Oturumu'yla başlayacak.
Şura 5 gün sürecek
25 Şubat'a kadar beş gün sürecek şurada kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, iş dünyası, uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin aralarında bulunduğu binin üzerinde katılımcıyla toplantılar gerçekleştirilecek.
İklim Şurası'nda, enerji, sanayi ve ulaştırma, tarım ve binalarda sera gazı azaltımı, yeşil finansman ve karbon fiyatlama, iklim değişikliğine uyum, yerel yönetimler, göç, adil geçiş, diğer sosyal politikalar ile bilim ve teknoloji konuları ele alınacak.
Beş günlük program boyunca alanında uzman isimlerin katılımıyla, Paris Anlaşması ve İklim Rejiminde Uluslararası Süreç, Yeşil Politika, Uluslararası Finansman, Bilim ve Teknoloji, İlk Kim Değişiyor, Yerelde İklim Eyleminin Güçlendirilmesi, Yeşil Mutabakat ve Sanayide Dönüşüm konulu paneller düzenlenecek.
Şura kapsamında tüm üniversiteleri temsil eden İklim Elçileri bir aylık çalışmayla hazırladıkları 13 maddeden oluşan Gençlik Bildirgesi'ni sunacak.
İklim Şurası, 7 ayrı salonda basına kapalı düzenlenecek "komisyon toplantıları" ve ilgili Bakan Yardımcılarının yapacakları "Yuvarlak Masa toplantıları" ile tamamlanacak.
Sonuç bilgirgesi mevzuata katkı sağlayacak
Şura sonrası açıklanacak sonuç bildirgesi, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda tüm paydaşların aktif katılımıyla kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedeflerini belirleyecek. İklim konusunda geliştirilecek mevzuata katkı sağlayacak, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum bağlamında temel politikalarla öncelikli eylemleri içeren bir yol haritası oluşturacak.
Şuranın, Türkiye'nin Paris Anlaşması için Birleşmiş Milletler (BM) Sekreteryasına sunması planlanan ulusal katkı beyanının katılımcı ve kapsayıcı nitelik taşıması için önemli bir araç olması bekleniyor.