Son yıllarda kamuoyunda çok yankı getiren projelerin en önemli ortak noktası 2023 yılını işaret etmesi... Savunma sanayiinden otomotive, altyapı yatırımlarından farklı projelere kadar pek çok alanda 2023’ün hedeflenmesi ‘Hepsi nasıl yetişecek’ sorusunu da beraberinde getiriyor.
Bu projelerden birçoğu Türkiye’nin ilk kez yapacağı işler olması açısından önemli. Ancak içlerinden biri var ki, gerçekten de ayrı bir yeri hak ediyor. Tahmin edileceği üzere, Türkiye’nin 2023 yılında Ay’a gitme hedefi…
Daha önce dünyada sayılı ülkenin yapabildiği bu göreve Ankara’nın talip olması, zamanın azlığı, kamuoyunda konuyla ilgili pek fazla gelişmenin görülememesi gibi etmenler bu süreci daha da özel kılıyor. Biz de tüm bu sorulardan yola çıkarak, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (UZAY) Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten’in kapısını çaldık. Hem Ay yolculuğunda hem de Türkiye için bir diğer kritik proje olan TÜRKSAT-6A’da ne durumda olduğumuzu sorduk…
Daha önceki projelerden çok daha özel bir iş
Sohbetimize TÜRKSAT-6A ile başlıyoruz. Hatırlanacağı üzere, Türkiye’nin yerli iletişim uydusu TÜRKSAT 6A’nın fırlatma tarihi geçtiğimiz hafta revize edildi. Normalde 2022 yılı sonunda yörünge yolculuğuna başlaması planlanan uydu 2023 yılı ortasında fırlatılacak.
Türkiye’nin daha önce yaptığı projelerin genellikle ‘görüntü uydusu’ olduğunu anımsatarak konuya giriyor Doç. Dr. Gökten. 6-A ile daha farklı bir boyuta girildiğinden bahsediyor ve “Çok daha büyük bir uydu. Ayrıca daha yüksek yörüngelere fırlatılan bir iş... Proje ortaklarımızla çalışmalarımız sürüyor. Uydunun değişik aşamaları var. Mühendislik modeli aşamasındayız şuan. Bu modelin uzay simülasyonunu yapıyoruz. Önümüzdeki hafta vakum odası kısmına geçeceğiz.” bilgisini paylaşıyor.
Türk mühendisliği için son derece değerli
Aynı zamanda uzaya gidecek olan uçuş modelinin de üretimleri ve entegrasyonlarının devam ettiğini öğreniyoruz. Kasım ayının ikinci yarısında bu üretimlerin tamamen bitmesi bekleniyormuş.
Peki ama Türkiye’nin TÜRKSAT-6A gibi bir projeye imza atması neden önemli? TÜBİTAK UZAY Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten yanıtlıyor:
“Yeni bir yörünge ve yeni bir kullanım alanı anlamına geliyor bu proje bizim için. Ve hatta yeni müşteriler… Daha önce yaptığımız uydular 100 ila 400 kilogram aralığında olan ve düşük yörüngelerde hizmet veren görüntü uydularıydı. Ayrıca ömürleri de 3-5 yıl arasında değişiyordu.
TÜRKSAT-6A ile bunların çok daha ötesinde bir iş yapıyoruz. Üzerinde çalıştığımız uydu 4 tondan daha ağır. Diğerleri gibi 700 kilometrede değil, yaklaşık 36 bin kilometre uzaklıkta hizmete girecek. En az 15 yıl hizmet vermesini bekliyoruz. Tüm bunları alt alta koyduğunuz zaman TÜRKSAT-6A kapsamında atılan her adımın aslında Türk mühendisliğinin bugünü ve geleceği için ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde görüyoruz.”
TÜRKSAT-6A ile ilgili sohbetimizi sonlandırırken kısa da olsa ‘fırlatma’ sürecine değiniyoruz… Fırlatıcı Space-X ile daha önceden belirlenen takvime uygun bir şekilde ilerleniyormuş. Uyumluluk analizleri adı verilen çalışmalar devam ediyormuş. Genel itibariyle takvimde bir sorun olmadığı bilgisini aldıktan sonra bir diğer konu olan Ay’a yolculuk meselesine geliyoruz…
Ay’ın yörüngesinde 3 ay boyunca farklı işler yapacağız
Doç. Dr. Mesut Gökten ile sohbetimiz hemen herkesin neler olacağını merakla beklediği Türkiye’nin Ay yolculuğuna geliyor… Mevcut durumu öğrenmeden önce neden ‘Ay’a inmek’ yerine ‘Ay’a çarpmak’ kavramının kullanıldığını öğrenmek istiyoruz.
Ay’a çarpmak kavramının aslında kontrollü bir sert iniş olarak kabul edilebileceğini söylüyor Doç. Dr. Gökten. “Tabii ki hedefimiz Ay’a yumuşak olarak inmek.” dedikten sonra bazı bilgiler paylaşıyor:
“Önce Ay üzerinde hareket eden bir araç, sonrasında insanlı bir aracı oraya yollamak gibi düşüncelerimiz var. Ama öncesinde oraya gitmek, Ay’ın yörüngesine girmek, orada bir uydu işletmek istiyoruz. Yörünge operasyonları yapabilmek ve orada haberleşme sağlayabilme niyetindeyiz. Tüm bunlar aslında gelecek için ön hazırlıklar. Projenin ilk aşamasında sert iniş hedefledik bu nedenle.
Önce Ay’ın yörüngesine gireceğiz. Tahminen 3 ay boyunca o uyduyu işletecek, Ay yüzeyinden ve çevreden görüntüler alacağız. Nereye çarpacağımızı kendi kameralarımızla belirleyip sonrasında o bölgeye ineceğiz.”
Ay’a gidecek araç için mock-up çalışması olmayacak
Bu noktada araya giriyoruz… Evet projenin hedefleri çok net. Ancak yine de kamuoyunda daha somut bir beklenti var. Ay’a gidecek aracın mock-up’ının olup olmayacağını soruyoruz…
“Mock-up çalışması olmayacak.” diyor TÜBİTAK Uzay Müdürü… Bu tür projelerde genelde birden fazla prototipler oluyormuş ancak Türkiye’nin Ay projesinde takvimin çok kısa olduğunun altını çiziyor Doç. Dr. Gökten.
“Bu nedenle direkt uçuş modelini üreteceğiz. Ardından testlerini tamamlayacak ve o aracı uzaya göndereceğiz.” diyor ve devam ediyor:
“Bu aracı kamuoyu ilk kez 2023 yılı başında görecek. Uzay macerasına başladığımız zaman küçük uydularla başladık... Sonra TÜRKSAT-6A dedik. Bir yandan Ay çalışmalarımız devam ediyor.
Artık dünya yörüngesi dışına çıkıyoruz. Bunlar hep üst üste koyarak mümkün oluyor. Alt sistemler, yazılımlar ve en önemlisi insan kaynağı konusunda önemli artılar oluyor. Yeniden prototip yapmadan Ay’a gideceğiz.”