7 düvele karşı verilen şanlı kurtuluş mücadelesinin ardından, genç Türkiye Cumhuriyeti, zaferini dünyaya masada da kabul ettirdi. Bunu sağlayan tarihi antlaşma, 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan kentinde imzalandı.
Ankara hükümeti ilk olarak 1922 yılında barış müzakereleri için Lozan'a davet edildi. Dışişleri Bakanı İsmet İnönü başkanlığındaki heyeti diplomatik bir savaş bekliyordu.
İstanbul Hükümeti de Lozan'a davet edildi
İtilaf Devletleri, Mudanya'ya çağırmadıkları İstanbul Hükümetini de Lozan'a davet etmişti.
Batının her zamanki oyununun kardeşi kardeşe düşürmek olduğunu ifade eden İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan, "Dolayısıyla hem İstanbul hükümeti hem Ankara hükümeti görüşmelere çağrılınca, Büyük Millet Meclisinde alınan bir kararla saltanat kaldırılmıştır." dedi.
Müzakereler daha ilk maddelerde çıkmaza girdi ve görüşmeler yarıda kesildi.
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Kaya, "Lozan konferansında biz Türkiye olarak kendimizi eşit devlet statüsünde ortaya koyuyoruz. Ama karşı taraf yenilmiş bir devletin heyetiymişiz gibi tavır takınıyor. En büyük farklılık burada. Kendi mandası gibi bir politika gütmeye çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.
Görüşmeler kesintiye uğradı
Anlaşmazlık öyle bir noktaya geldi ki görüşmeler kesintiye uğradı. İtilaf Devletleri bunun üzerine Ankara Hükümetini ikinci kez Lozan'a davet etti.
Taraflar aynı adreste, Bea-Riverage Palace otelinde bir araya geldi. Hararetli tartışmaların ardından süreç 24 Temmuz 1923'te nihayete erdi.
Bir önsöz, 4 bölüm ve 143 maddelik antlaşmaya imzalar atıldı.
Lozan'ın Türkiye'nin tapusu olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Yel, "Üniter devlet yapımız Lozan'da 24 Temmuz'da kabul edilmiştir. Tek millet, tek devlet ve bugün bu yapı aynı şekilde korunarak devam ettirilmelidir. Bu hiç bir şekilde tartışmaya açık değildir." diye konuştu.
Bazı maddeler Türkiye'nin istediği gibi şekillenmedi
Ne var ki, dönemin şartlarında bazı maddeler tam olarak Türkiye'nin istediği gibi şekillenmemişti.
Kaya, 12 Adalar meselesi, Kıbrıs meselesi, Hatay meselesi, Boğazlar meselesi, Musul meselesi gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün de önem verdiği meselelerin çözümsüz kalmasının veya Türkiye'nin aleyhine bir sonuç çıkmasının da eksikler olarak söylenebileceğini belirtti.
Yunanistan'ın attığı adımlar Türkiye'yi rahatsız ediyor
Aradan 98 yıl geçti. Ancak özellikle son dönemde Yunanistan'ın attığı adımlar Türkiye'yi rahatsız ediyor.
Batı Anadolu, Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki kıta sahanlığı konusunda ciddi sorunlar olduğunu, Batı Trakya Türklerinin haklarının sürekli ihlal edildiğini belirten Selma Yel, "Çok ciddi suistimaller var. Bu noktada ege adalarının silahlandırılması noktasında artık hakikaten Yunanistan çizmeyi aşmış durumda." dedi.
Türkiye ise attığı adımlarla Lozan'da imza altına alınan haklarını sonuna kadar koruyacağını her fırsatta tüm dünyaya duyuruyor.
Kamera: Ümit Turan-Şerif Tuluy