Son yıllarda askeri ilişkilerini geçmişe oranla çok daha iyi bir seviyeye taşıyan Türkiye ve Ukrayna arasında yeni bir alışverişin daha tamamlandığı öğrenildi.
Ukrayna devletine bağlı savunma ihracatı ajansı UkrSpetsExport CEO’su Vadym Nozdrya, Ukrayna tarafından Türkiye’ye S-125 Hava Savunma Füze Sistemi (HSFS) teslim edildiğini açıkladı.
Farklı geliştirmeler yapıldı
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, söz konusu sistemlerin teknik özellikleri ve muhtemel kullanım alanlarını değerlendirdi.
S-125 sisteminin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) zamanında geliştirilmiş bir Orta Menzilli Hava Savunma Füze Sistemi (HSFS) olduğu bilgisini paylaşan Şahin, “Esasen, 1960’lı yılların başında kullanıma alındığı düşünecek olursak günümüz muharebe sahası için oldukça eski bir sistem. Ancak zaman içerisinde çeşitli modifikasyonlara tabi tutuldu ve farklı konfigürasyonları geliştirildi” şeklinde konuştu.
Acil ihtiyaç için kullanışlı bir tercih
Sistemin teknik özelliklerine dair detayları da paylaşan Anıl Şahin, şöyle devam etti:
“Ukrayna merkezli Aerotechnica şirketi, 2010 yılında S-125-2D Pechora adlı modernize edilmiş bir S-125 konfigürasyonu geliştirdiğini açıkladı. Geliştirici şirketin iddiasına göre sistem bu modernizasyon kapsamında yeni yetenekler kazandı.
Çok alçak uçuş icra eden hedeflerin tespit edilmesi, elektronik harbe karşı dayanıklılık, komuta kontrol performansının artırılması, gelişmiş radar işleme teknikleri, füzelerin güdüm sisteminde yapılan iyileştirmeler, hızlı reaksiyon ve tam otomatik hedef optik izleme yeteneği bu modernizasyonun sonuçlarından bazıları.
ABD’li Hawk 23’lerin muadili
S-125-2D Pechora’nın 40 kilometre menzile ve 15 kilometre irtifaya kadar angajman gerçekleştirebildiği bilgisi açık kaynaklarda yer alıyor. Esas menzil ve irtifa değerleri ile modernizasyon sonucu kazanılan yetenekler doğru ise orta irtifa için iyi bir sistem.
Evet, belki modern bir hava savunma sistemi değil ancak muharebe sahasında, acil ihtiyaç kapsamında gayet kullanışlı olabilecek bir sistem. Menzil değeri açısında ise halihazırda Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan ABD üretimi MIM-23 HAWK sistemi muadili diyebiliriz.”
Sınır ötesi operasyonlar için kullanılabilir
Türkiye’nin neden böyle bir satın alma yoluna gitmiş olabileceğine dair soruyu da yanıtlayan Anıl Şahin, şunları söyledi:
“Türk Silahlı Kuvvetleri halihazırda çok farklı coğrafyalarda harekat yürütüyor. Özellikle Suriye ve Libya harekat bölgelerinde, Türk birliklerini tehdit eden düşman hava aracı varlığı mevcut.
‘Çok Alçak İrtifa’ ve ‘Alçak İrtifa’ kategorisinde kendimize yetiyoruz ancak ‘Orta İrtifa’ ve ‘Yüksek İrtifa’ için bazı eksiklikler söz konusu. Orta İrtifa için şu anda sadece HAWK bataryalarımız var. Yüksek İrtifa için ise S-400 alındı ve test faaliyetleri devam ediyor. S-125-2D Pechora, eğer Türk Silahlı Kuvvetleri için tedarik edildiyse HAWK bataryalarını destekleyecek bir şekilde konumlandırılacaktır.
Pilotların eğitiminde de görev alabilir
Ancak bir ihtimal daha var... Bilindiği üzere Konya’da HAVELSAN ana yükleniciliğinde geliştirilen Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahası (EHTES) var. Burada pilotlarımız, elektronik harp konusunda eğitim alıyor.
Ayrıca yerli elektronik harp sistemlerimiz de burada bulunan ve çeşitli yollarla tedarik edilen hava savunma sistemlerine karşı test ediliyor ve tehdit kütüphanelerine bu sistemler ekleniyor. Suriye ve bizim de müdahil olduğumuz farklı coğrafyalarda S-125 halen kullanılıyor. Dolayısıyla S-125-2D Pechora, elektronik harp faaliyetleri için de tedarik edilmiş olabilir.”