Zaman, 1938 yılının 10 Kasım'ında 9'u 5 geçe durdu. Türkiye; o gün, bir sonbahar yağmuruyla değil gözyaşlarıyla ıslandı.
Dolmabahçe Sarayı'nda ebediyete irtihal etti Mustafa Kemal Atatürk.
Naaşı, 16 Kasım'daki tören sonrası katafalka konuldu. Genci, yaşlısı binlerce kişi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna saygı geçişi yaptı. Kılınan cenaze namazının ardından kortej yola çıktı. İstikamet; Cumhuriyet'in kalbi, mücadelenin simgesi Ankara'ydı...
Ankaralılar akın akın geldi Meclis'e...Başkent de tıpkı İstanbul gibi doldu taştı o gün.
Atatürk'ün naaşı 21 Kasım günü 15 yıl boyunca kalacağı Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabre defnedildi. Kadınlar, erkekler, her yaştan yüz binler, 61 ilden temsilciler, siyasiler, dünya liderleri herkes veda için oradaydı.
1944'te yapımına başlanan Anıtkabir, 9 senede tamamlandı. 10 Kasım 1953'te, yine bir devlet töreniyle Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşı, ebedi istirahatgahına doğru yola çıktı. Harbiyeli Mustafa Kemal'in naaşını, yine Harbiyeliler taşıdı.
15 yılın ardından halk, bir kez daha Ata'sını kaybetmenin acısını hissetti yüreklerinde. Ata'nın naaşı, Anıtkabir'de vatan toprağına, tüm yurtta Türk halkının kalbine gömüldü.
"Bir gün elbet öleceğim, milletim beni nereye isterse oraya defnetsin" diyordu Atatürk...
Mutlaka bir Türk Bayrağı dalgalansın istiyordu mezarının karşısında. O bayrak, 86 yıldır dalgalanıyor. Atatürk, Ankara'da ama en çok da Türk milletinin kalbinde yaşamaya devam ediyor.
Haber: Ayşegül Çoban
Kamera: Nurullah Soran