Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin, "Netice alınabileceğine dair bazı emareler var. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Sayın Trump'la yaptığı görüşmeden edindiğimiz ana intiba bu, gerekse Avrupa liderlerinin yaptığı açıklamalar, Körfez'de Kuveyt Emiri'nin girişimleri, bütün bunları bir araya getirdiğimizde olumlu bir yönde adım atılması için gayretlerimizin devam etmesi gerektiği konusunda biz de hemfikiriz." dedi.
Kalın, AK Parti Genel Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Katar Savunmadan Sorumlu Devlet Bakanı Halid Bin El-Atiyye'yi kabulü sonrasında gazetecilere açıklamada bulundu ve soruları yanıtladı.
Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında bir süredir devam eden krizle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yoğun bir diplomasi trafiği gerçekleştirdiğini belirten Kalın, Erdoğan'ın bölge ve dünya liderleriyle pek çok görüşme yaptığını söyledi.
Kalın, Erdoğan'ın son olarak dün ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesini anımsatarak, "Orada da Körfez krizinin sonlandırılması, gerilimin düşürülmesi, müzakere yoluyla bir çözüm bulunması konusunda görüş teatisinde bulundular." ifadesini kullandı.
Bu yöndeki çabaların devam edeceğini vurgulayan Kalın, özellikle Kuveyt'in arabuluculuk girişimini desteklediklerini dile getirdi.
Kalın, Katar Savunmadan Sorumlu Devlet Bakanı El-Atiyye'nin ziyaretin daha önceden planlandığını ve ziyaretle "krizin müzakere yoluyla çözülmesine dönük adımların ele alındığı"nı ifade etti.
Katarlıların da meselenin müzakere yoluyla çözülmesinden taraf olduklarını söyleyen Kalın, "Zira bölgedeki gerilim hiç kimsenin faydasına olmayacaktır. Biz, şu ana kadar gerek Suudi Arabistan, gerek Bahreyn, gerek Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer ülkelerle temaslarımızla bu gerilimin bir an önce düşürülmesi noktasında gerekli mesajları verdik. Bu yöndeki çabalarımız da devam edecek." diye konuştu.
"Katar, 13 madde ile cevaplarını Kuveyt üzerinden iletecek"
İbrahim Kalın, Türkiye'nin şu anda Katar'da kurma sürecinin devam ettiği askeri üs meselesine de değindi.
Üssün amacının Katar dahil bölgenin güvenliğini sağlamak olduğunun altını çizen Kalın, "Konuyu Sayın Cumhurbaşkanımız da çok yakın bir şekilde takip etmeye devam edecektir." dedi.
Kalın, "Katar'ın teröre destek verdiğine" yönelik, yapılan görüşmelerde, Türkiye'ye somut belge olarak herhangi bir şey sunulup sunulmadığına ilişkin soruya, "Bize ulaşan bir şey yok. Katar, birkaç gün içerisinde 13 madde ile cevaplarını Kuveyt üzerinden iletecek. Biz de o süreci takip edeceğiz. Burada özellikle Katar vatandaşlarının günlük hayatını etkileyecek düzeyde tedbirlerin, yaptırımların uygulanmasını doğru bulmuyoruz. Biz de o yüzden Türkiye olarak gerekli desteği verdik özellikle gıda noktasında." yanıtını verdi.
"Şu an bakıldığında krizin çıktığı ilk günden bugüne gelinen süreçte çözüme yakın mı?" sorusu üzerine Kalın, "Netice alınabileceğine dair bazı emareler var. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Sayın Trump'la yaptığı görüşmeden edindiğimiz ana intiba bu, gerekse Avrupa liderlerinin yaptığı açıklamalar, Körfez'de Kuveyt Emiri'nin girişimleri, bütün bunları bir araya getirdiğimizde olumlu bir yönde adım atılması için gayretlerimizin devam etmesi gerektiği konusunda biz de hemfikiriz." ifadesini kullandı.
Alman siyasetçilerin açıklamaları
Kalın, bazı Alman siyasetçilerin Erdoğan'ın Hamburg ziyaretiyle ilgili açıklamalarının hatırlatılması ve bununla ilgili bir krizin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, bu konuda gerekli açıklamaların dün yapıldığını anımsattı.
Erdoğan'ın, G-20 Zirvesi'ne katılmak üzere Almanya'ya gideceğini anımsatan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçmişte de orada yaşayan vatandaşlarımızla Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok görüşmeleri, buluşmaları oldu. O buluşmalarda bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman pozitif mesajlar verdi. Bu toplantılarda hiçbir zaman taşkınlık, kanun dışı bir iş olmamıştır. Yasa dışı örgütlerin paçavraları, şunları, bunları sergilenmemiştir. Almanya gibi bir ülke, orada PKK terör örgütü başta olmak üzere farklı terör örgütlerine gösteri, toplantı yapmasına izin verirken Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın orada vatandaşlarımızla buluşmasına dönük negatif bir tavır sergilemesini biz anlamakta zorlanıyoruz."
Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman "yurt dışında yaşayan vatandaşlara asimile olmadan entegre olmaları" mesajını verdiğini ve bundan daha doğal bir şey olmadığını vurgulayarak, "PKK terör örgütü ve benzeri başka örgütlere doğrudan ya da dolaylı olarak imkan, mekan sağlayan birtakım makamların, Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir toplantı ihtimaliyle ilgili yaptığı değerlendirmeleri biz kabul edilemez buluyoruz. Bunlar tamamen iç siyaset malzemesi." değerlendirmesinde bulundu.
Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in de dün "PKK terör örgütünün burada propaganda yapmasına izin verirken, Alman makamların hiçbir şey olmamış gibi davranmasının kabul edilemez" olduğu yönündeki açıklamalarıyla bir öz eleştiri yaptığına işaret eden Kalın, bu öz eleştiriyi önemsediklerini vurguladı.
Kalın, "Umarız Alman makamları yetkililer de bu çerçevede Türkiye ile Almanya arasında olan yüzlerce yıllık dostluk ve müttefiklik ilişkisinin ana çerçevesini ve önemini dikkate alarak bundan sonraki değerlendirmelerini yaparlar." dedi.
"Türkiye bunlara gereken cevabı misliyle anında verir"
Kalın, Erdoğan'ın, ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği görüşmeler ile ABD'nin DEAŞ'la mücadele özel temsilcisi Brett McGurk'un Ankara'daki temasları anımsatılarak, "Tüm bunlar göz önüne alındığında özellikle Suriye konusunda bir yandan da Afrin'de YPG'ye yönelik Türkiye'nin attığı bazı adımlar var. Kısa vadede bu adımların daha ileri bir noktaya taşınması ya da Türkiye'nin yine kendi sınırlarını koruma adına yeni bir operasyona başlaması söz konusu olabilir mi?" sorusuna karşılık, "Ulusal güvenliğimizi ve sınırlarımızı koruma noktasında gerekli bütün tedbirleri alırız, bugüne kadar olduğu gibi. Türkiye'ye yönelik Suriye'den veya bir başka ülkeden gelebilecek herhangi bir tehdit, bu DEAŞ'tan, PKK'dan, YPG'den olabilir, hangi terör örgütünden olursa olsun, Türkiye bunlara gereken cevabı misliyle anında verir." diye konuştu.
İbrahim Kalın, 4-5 Temmuz'da Astana toplantılarının üçüncüsünün yapılacağına ve özellikle çatışmasızlık bölgesinin mekanizmalarıyla ilgili konuların detaylı bir şekilde teknik düzeyde müzakere edileceğini, Erdoğan'ın Putin'le yaptığı görüşmenin ana odak noktasının da bu olduğunu kaydetti.
Cenevre toplantılarının da temmuz ayında devam edeceğini aktaran Kalın, "Bütün amacımız oradaki çatışmaların durdurulması, iki siyasi geçiş sürecinin sağlanması, üç insani yardımların orada ivedilikle ulaştırılması. Dolayısıyla bizim, Amerika Birleşik Devletleri'nin Rakka operasyonu bağlamında ya da DEAŞ terörüyle bağlamında YPG'ye verdiği desteği kabul etmemiz mümkün değil." diye konuştu.
Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da açık bir şekilde ifade ettiğini anımsatan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu Rakka operasyonu devam ederken de, Rakka operasyonu bittikten sonra da bu böyledir. Çünkü bu tür destekler PKK terör örgütüne verilmiş bir destektir. Bunu herkes açık seçik biliyor. Burada terörle mücadelede bir çifte standart uygulanması kabul edilemez. Çünkü çifte standart uygulayıp, gözetip, kolladığınız o terör örgütleri yarın gelir sizi de vururlar. Hele ki Türkiye gibi NATO müttefiki bir ülke, terörle mücadelede en ön safta yer alan bir ülke olarak bizim böyle bir çifte standardı kabul etmemiz mümkün değil. Dolayısıyla oradaki pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değil."
Kalın, yeni bir operasyonun olup olmayacağına yönelik soruyu ise "Sınır güvenliği anlamında gerekli tedbirler her zaman alınır." şeklinde yanıtladı. AA