Avrasya havacılık ve havalimanları pazarının buluşma noktası olan 14. İstanbul AirShow 2024 Uluslararası Sivil Havacılık Fuarı'nın açılış töreni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Bilal Ekşi, Sivil Havacılık Genel Müdürü (SHGM) Prof. Dr. Kemal Yüksek ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DMHİ) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Enes Çakmak'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
İnsanların artık "A noktasından B noktasına en hızlı, güvenli ve konforlu bir şekilde nasıl varırım?" sorusuna yanıt aradığını kaydeden Uraloğlu, "İlk önce gideceği yer havalimanına sahip mi, varsa uçak bileti bakıyor, yüksek hızlı tren var mı, kontrol ediyor. Yollarda en üst düzey kalite arıyor, otoyol, bölünmüş yol istiyor. Özetle yaşadığımız çağda artık ulaşılabilirlik ve hız faktörlerinin, hayatımızın her alanına radikal bir şekilde etki ettiğini görüyoruz ve gözlemliyoruz." diye konuştu.
Uraloğlu, bugün vatandaşların bu taleplerine cevap veren bir Türkiye olduğuna dikkati çekerek, son 22 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı ulaştırma hamleleriyle Türkiye'ye çağ atlattıklarını söyledi.
2002'de toplam araç sayısının 8,5 milyon, bölünmüş yol uzunluğunun 6 bin 101 kilometre, şehirlerarası ortalama seyahat hızının 40 kilometre civarında olduğunu belirten Uraloğlu, "Bugün araç sayımız 30 milyonu aşmış olmasına rağmen yapmış olduğumuz bölünmüş yollarla, yine 30 bin kilometreye varan bölünmüş yollarla artık ortalama seyahat hızımız da 90 kilometreye çıkmış durumda. Bunu elbette bahsettiğim gibi bölünmüş yolları artırarak sağladık.
Yüksek hızlı trenlerle bugüne kadar yaklaşık 91 milyon yolcuyu seyahat ettirdik, yani ülke nüfusundan biraz daha fazlası. Havacılıkta ise dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden birisi olduk. Çünkü uluslararası düzeyde ülkelerimiz için vazgeçilmez olan ekonomik işbirliklerinin tesisi ve dış ticaret faaliyetlerimizin gelişmesi için gerekli olan en hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım yolunun hava yolu olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu noktada bugün burada sadece havacılık ve uzay sektörünün geleceği için değil, ülkelerimizin ekonomik ve sosyokültürel geleceği için de bir araya gelmiş bulunuyoruz."
Artık modern ekonomilerin başlıca özelliğinin çok uluslu üretim, ülkelerarası finansal akımlar ve uluslararası ticaret hacminin çok büyük boyutlara ulaşması olduğunu dile getiren Uraloğlu, "Kapılarını örtersen, gözlerini, kulaklarını kapatırsan, dünyadaki gelişmelere uzaktan bakarsan, dost da edinmezsin, bugünkü dünyada yer de bulamazsın. Devir artık 'kazan-kazan' devri... Hava yolu ulaşımı ise kazan-kazan devrinin en önemli dinamosu. Bu nedenle tüm dünyada hava ulaşımına verilen önem, diğer ulaşım modlarına göre daha hızlı bir şekilde gelişmektedir, artmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Sadece 4 saatlik uçuş süresiyle, 1,4 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin de merkezinde muhteşem bir lokasyona sahip olan Türkiye'nin gökyüzünde kurduğu köprülerle havacılık alanında Avrasya bölgesinde lider bir küresel havacılık merkezi olduğunu aktaran Uraloğlu, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 'dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak' hedefiyle hareket ederek, ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Hava Ulaştırma Anlaşma'mız bulunan ülke sayısını 81'den, 173'e yükselttik. Böylece dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya uçuş gerçekleştirebiliyorken, uçuş ağımıza 286 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 347 noktaya ulaştırdık. Bu sayıyı arttırmak için yeni çalışmalara da devam ediyoruz.
Uzun süredir yaptığımız görüşmeler sonucunda Şili'nin başkenti Santiago'ya 18 Aralık 2024 tarihi itibarıyla THY ile İstanbul-Sao Paolo-Santiago hattında haftalık 4 frekans olarak seferlere başlamayı planlıyoruz. Böylelikle, THY Şili'ye ilk kez sefer gerçekleştirmiş olacak. Öte yandan, THY'nin 4 Aralık 2024 tarihi itibarıyla İstanbul-Kuala Lumpur-Sydney hattında seferlere başlamasını da öngörüyoruz. Bu yıl başlanan Melbourne seferlerinin ardından Sydney de Avustralya kıtasında açacağımız ikinci yeni nokta olacak. Böylece bu senenin sonunda dış hatlardaki uçuş nokta sayımızı 349'a çıkarmayı hedefliyoruz."
İç hatlardaki aktif havalimanı sayısını 26'dan son olarak 10 Ağustos'ta hizmete açılan Çukurova Uluslararası Havalimanı ile 58'e çıkardıklarını, son 22 yılda her 1,5 yılda bir havalimanı açtıklarını dile getiren Uraloğlu, "Çukurova Uluslararası Havalimanı da hem bölgemizin hem de ülkemizin havacılık alanında uluslararası bir aktarma merkezi olması adına önemli bir yatırım oldu. Havalimanımız ile birlikte ülkemizin geleceğe açılan kanatları daha da büyüdü, daha da gelişti. 2018'de hizmete açtığımız İstanbul Havalimanı ile de bugün ülkemiz ve İstanbul, dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Avrupa'nın en yoğun havalimanı olarak yıllardır sahip olduğu birinciliği sürdürmeye de devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Uraloğlu, sivil havacılık alanında çağ atlatan bu başarıları hayata geçirirken aynı dönemde yerli ve milli havacılık ve uzay teknolojilerini de geliştirerek, Türkiye'nin bu alanlarda uluslararası arenada söz sahibi ülkeler arasında yer aldığını bildirdi.
Türkiye'nin, bugün kendi yakın yörünge, gözlem ya da haberleşme uydularını geliştiren ve üreten bir ülke olduğunu anlatan Uraloğlu, "En önemli projelerimizden biri de hiç şüphesiz ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A'dır. Bilindiği üzere uydumuzu temmuz ayında uzaya başarıyla fırlattık. Test süreçlerini başlattık. İnşallah en geç yıl sonunda uydumuzu devreye alacağız. Türkiye, TÜRKSAT 6A'dan edindiği tecrübelerle bölgesindeki ülkeler için haberleşme uydusu üretim merkezi haline geldi diyebiliriz. TÜRKSAT 6A'nın üretimiyle ülkemiz haberleşme uydusu üreten ilk 11 ülke arasında yerini aldı ve uydu ihracatçısı konumuna yükselmiş oldu." değerlendirmesini yaptı.
Uraloğlu, hava savunma sanayisine de değinerek, dünya güç dengelerini değiştiren, muharebe alanında çığır açan teknolojilere imza attıklarını, 2000'li yılların başında İHA'ları kimse bilmezken ilk milli uçuş bilgisayarını geliştirdiklerini ifade etti.
Savunma Sanayii Başkanlığı liderliğinde yürütülen çalışmalarla 2007'de Bayraktar Mini İHA, 2010'da Anka, 2014'te Bayraktar TB2 ve 2019'da da AKINCI'yı geliştirdiklerinin altını çizen Uraloğlu, "2022'de Bayraktar KIZILELMA'yı ve son olarak 5'inci nesil çok rollü savaş uçağı olan KAAN'ı gökyüzünde görerek bunlar gibi nice başarıya imza attık. Sivil havacılık sektörü ile havacılık ve uzay teknolojileri alanında çağ atlatan tüm bu projelerle birlikte, Türkiye, Avrasya'daki havacılık ve havalimanı sanayisi için önemli bir lider rol üstlenmektedir." dedi.
Uraloğlu, havacılık sanayisinin sivil yönüne odaklanan ve tüm paydaşlarını bir araya getirerek uluslararası entegrasyona hizmet eden İstanbul Airshow'u çok önemli bir etkinlik olarak değerlendirdiğini dile getirdi.
Yerel ve küresel düzeydeki şirketler arasında yeni ortaklıklar ve işbirlikleri kurulmasına vesile olarak sektörün daha da büyümesine katkı sağlayacağına inandığını kaydeden Uraloğlu, "Bu tür etkinliklerle birbirine uzak coğrafyalarda olsa dahi ülkelerimiz arasında yapacağımız işbirlikleri ile uzakları yakın, ülkelerimizi komşu kapısı haline getireceğiz. Bugün bu birliktelik vesilesiyle yeni ortaklıklar, yeni pazarlar ve iş imkanları aralanacak. Ticaretimiz artacak, sosyal ve kültürel ilişkilerimiz hızlanacak böylece ülkelerimiz arasında yeni bir dönemi de başlatacağız. Başlamış ilişkileri de bu vesileyle geliştirmiş olacağız." diye konuştu.
Uraloğlu, kendilerinin, Türkiye olarak tüm dünyayı sarmak istediklerini, Türkiye'nin parlak geleceğine sektör temsilcilerini de ortak etmek ve onlarla güçlü ortaklıklar kurmak istediklerini sözlerine ekledi.
Açılış konuşmasının ardından Uraloğlu, fuardaki stantları ziyaret ederek, firma yetkililerinden bilgi aldı.