Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Düzce'de yaşanan depremin diğer sarsıntılardan farklı olarak ayrı bir kolda, yukarıda, daha kısa kolda meydana gelmiş göründüğünü söyledi.
"Depremler uyarıcı nitelikte"
Kutoğlu, bu boyuttaki depremlerin bize beklediğimiz büyük deprem için, özellikle Marmara Denizi çevresindeki büyük deprem için uyarıcı niteliğinde, kendini hatırlatma niteliğinde bir durum olduğunu aktardı.
Bugüne kadar yapılanların gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu ölçekteki depremleri uyarıcı olması bakımından şans olarak nitelendirdi.
Bitişik nizam yapıların diğerlerine göre daha sıkıntılı olduğuna, bu yapılarda bir binanın kendi başına dayanıklılığının yeterli gelmediğine, diğerlerinin de ona uygun olması gerektiğine dikkat çekti.
Zemin koşuluna uygun yapı yapılmalı
Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnan Keskin, Düzce'deki depremin ardından bölgede büyüklüğü 1,5'ten 4,3'e kadar değişen aralıkta artçı sarsıntılar meydana geldiğini söyledi.
Keskin, Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak, yüksek binalarda yaşamanın daha güvensiz olduğunun düşünüldüğünü ancak depremin iyi yapılmamış az katlı bir binayı da etkilediğini dile getirdi.
Sadece binaların kat sayısını azaltarak depremin ortaya çıkaracağı etkinin sonlandırılamayacağını vurgulayan Keskin, uygun zemin koşulunda uygun yapıyı inşa etmenin mühendislik anlamında sorunu ortadan kaldırmak olduğunu kaydetti.
Keskin, "Deprem öldürmez yapı öldürür" sözünü hatırlatarak, "Siz yapınızı olması gerektiği gibi iyi analiz edilmiş bir zemin ortamına yaparsanız çok fazla problem olmaz. Bu tarafta bilinçlenmemiz gerekiyor" dedi.