Türkiye Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanının toplantılarını engellemek için sistematik bir çalışma bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Diğer bakanların da öyle. Türkiye'deki bir referandumda, komşu ülkelerin, dost ülkelerin, dost bildiğimiz ülkelerin, bu kadar açık taraf tutması ve kabul edilemez uygulamalar yapması, bana göre utanılacak bir şeydir." dedi.
"Gerekli karşılığını veririz"
Hiçbir ülke ile ilişkilerin kötü olmasını istemediklerini ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Biz Almanya dahil hiçbir ülkeyle ilişkilerimizin kötü olmasını istemeyiz ama bize karşı düşmanca tavırlar içinde olduğu zaman biz de elbette bunun gerekli karşılığını veririz, altında da kalmayız. Bunu da açıkça söylememiz lazım."
"Vatandaşlarımızla bir araya geleceğiz"
Bu akşam Hamburg'da Türk vatandaşları ile bir araya geleceklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim vatandaşlarla bir araya gelmemizi hiç kimse engelleyemez, engellemeye de kalkmamalı. Demokrasinin, toplanma özgürlüğünün gereği budur. Avrupa standartları ve değerleri de tam olarak bunu söylüyor."
"Almanya'nın bir yere varması mümkün değil"
Almanya'da yapılanların kabul edilebilir olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Almanya'da, benim bile yapacağım toplantıda toplantı yerinin sahibine önce polisin, sonra istihbaratın, sonra ne kadar yetkili kişi varsa 'iptal et' diye baskı yapması, kişinin kabul etmemesinden sonra da o iş yerinin ruhsatının iptal edilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Bu, insan haklarıyla da bağdaşmaz. O kişiyi bu şekilde cezalandırarak Almanya'nın da bir yere varması mümkün değil."
"Dostların arasındaki ilişkiye yakışan bir tavır değil"
Çavuşoğlu, Hollanda'nın tutumuna ilişkin şunları kaydetti:
"Bugün Hollanda, önce 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı ve yetkilileri gelemez' diyor, sonra bize alttan haber gönderiyor ve diyor ki 'Biz zor durumdayız, eğer Bakan gelirse bu Wilders'ın (Hollanda'daki aşırı sağcı Özgürlükler Partisi lideri) kazanmasına sebep olur ve Wilders bizimle şimdi başa başız, bu bizim için gerçekten zor bir durum, sonra gelinsin.' Keşke bunu telefon açıp önceden, medeni bir şekilde, rica yöntemiyle bu zor durumu anlatsalardı, biz anlayış gösterirdik ama önce sosyal medyayla aynı Wilders gibi popülizm yapacaksın, ondan sonra da alttan haber göndereceksin... Bu, ortaklar ve dostların arasındaki ilişkiye yakışan bir tavır değildir. Bunu da bizim kabul etmemiz tabii ki mümkün değildir."