"Türkiye’nin NATO müttefikleri arasındaki müstesna konumunun ve bölgesindeki kritik rolünün daha iyi anlaşıldığı aşikardır. Hem müttefiklerimiz hem de dünyanın bunun idrakine artık daha fazla varmış olduğunu gördüm.
Türkiye bölgesel güvenliğin temini için vazgeçilmez bir müttefiktir. Bunu iftiharla gördük..."
Cumhurhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu sözleri NATO Liderler Zirvesi dönüşü sarf etti.
NATO müttefiki ülkeler Rusya Ukrayna savaşına son vermek için harekete geçerken Türkiye ise dürüst ve iki tarafa da güven verici kararlarıyla bir adım öne geçti. İki ülkenin bakanlarını Antalya'da aynı masada buluşturan Türkiye, müzakerelere de kapısını açtı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birçok kez Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile ateşkesin sağlanması için görüştü.
NATO ülkelerine ambargo tepkisi
Türkiye'nin kararlı tutumu NATO'nun güvenini daha da pekiştirdi. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO zirvesinin ardından açıklamalarda bulunmuş ve “Savunma sanayimizin önüne bizzat bazı müttefiklerimiz tarafından konan kısıtlamaların artık kaldırılması ortak menfaatimizedir” ifadesini kullanmıştı.
Erdoğan’ın “Müttefikler arasında gizli-açık ambargoların bırakın uygulanmasını, gündeme dahi gelmemesi gerekir. Bu konudaki beklentilerimizi liderlerle paylaştım” cümlesi de dikkat çeken bir diğer nokta olmuştu.
Tüm bu yaşananlar akıllara bir kez daha NATO ülkeleri tarafından Türkiye’ye uygulanan örtülü ya da açık ambargoları gündeme taşıdı. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ne tür sistemler verilmiyor, hangi ülkeler bu yolu tercih ediyordu?
Savunma Sanayii Araştırmacı Anıl Şahin, hem bu sorunun yanıtını verdi hem de NATO ülkeleri tarafından Türkiye’ye uygulanan ambargoları değerlendirdi:
En fazla ambargo Fransa'dan
“Almanya, ALTAY Ana Muharebe Tankı’nı seri üretimi için gerekli olan güç paketini uzun süredir Türkiye’ye teslim etmiyor. Bu sebepten ALTAY Tankı, uzun müddettir seri üretime geçemiyor. Son olarak, Güney Kore’den motor tedarik edildi.
Fransa, Türk savunma sanayiine yönelik en fazla alt sistem ambargosu uygulayan NATO üyesi ülke desek çok yanlış olmaz sanırım. Son dönemde, platform fark etmeksizin birçok ambargo ile Fransa tarafından Türk savunma sanayii hedef alınıyor. Seyir füzelerimiz ve hava savunma füzelerimiz da bu ambargoların hedefi oldu.
Yine Kanada, Türk SİHA’larında kullanılan elektro-optik gözetleme sistemleri ile bazı elektronik-harp sistemlerine ambargo uyguluyor. Ambargo uyguladıkları farklı ürünler de var. Bu ambargo yüzünden Kanadalı bir firma battı.
ABD, pek çok platform için Türkiye’ye ambargo uyguluyor. Savaş gemilerimizde kullandığımız Dikey Atım Sistemi Mk41 ve RAM Hava Savunma Füzesi, örnek teşkil edebilir. F-35 konusunu zaten kamuoyu yakınen takip ediyor. Ayrıca, ABD’ye satınalma talebinde bulunduğumuz F-16 Blok 70 savaş uçaklarıyla ilgili olarak ise henüz bir dönüşün yapılmadığı biliniyor.
Aramızın iyi olduğu İngiltere dahi bazı alanlarda Türkiye’ye ambargo uyguluyor. Ancak İngiltere’nin uyguladığı ambargoların, bir devlet stratejisinden daha çok firmaların kendi inisiyatifinde olduğunu tahmin ediyoruz.
Bunların haricinde pek çok ülke, pek çok üründe Türkiye’ye ambargo uyguluyor.”
“Ambargoya tabi kritik alt sistemler millileştirildi”
Şahin, Türkiye’nin bu ambargolar karşısında birçok sistemin millileştirildiğine değiniyor:
“Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından alınan kararlar kapsamında her türlü ekonomik ve iş gücü bedeli göze alınarak, ambargoya tabii kritik alt sistemler millileştirildi. Bu sayede, hava savunma füzelerimiz ile gemi savar ve seyir füzelerimizin seri üretimine tekrar başlanıldı.”
“EUROSAM görüşmeleri hızlanabilir”
NATO görüşmeleri sonrasında İtalya Başbakanı'nın "Türkiye, Fransa ve İtalya yeniden üçlü görüşmelere başlayacak" açıklaması da dikkat çekiciydi. Erdoğan da bunu pekiştiren bir açıklama yaptı. Erdoğan, STAMP-T füzesi ile ilgili Macron ve Draghi ile görüştüklerini, İtalya Başbakanı Draghi'nin de kendisinden sonra Macron ile yaptığı görüşmede bu konuyu açtığını söyledi.
Avrupa'nın kendi üretimi olan SAMP-T hava savunma sisteminin üreticisi durumundaki şirketin Türkiye ile de çalışması daha önce gündeme gelmiş ama ilerleme sağlanamamıştı.
Anıl Şahin, görüşmeler sonrasında EUROSAM ile yürütülen mevcut projenin hızlanabileceğini söyledi:
“Öte yandan biz Fransa ile İtalyan ortaklığındaki EUROSAM Konsorsiyumu ile uzun süredir Uzun Menzilli Hava ve Füze Savunma Sistemi geliştirme amacı güdüyorduk. Bununla ilgili olarak EUROSAM Konsorsiyumu ile Türk makamlar arasında anlaşma da imzalanmıştı. Ancak Fransa’nın tutumları sebebiyle anlaşma ve dolayısı ile çalışmalar, oldukça yavaş ilerliyor. Son dönemde Fransa’nın Türkiye’ye karşı katı tutumunun, Ukrayna’dan alınan dersler neticesinde gevşediği gözlemleniyor. Bu durum, EUROSAM ile yürütülen mevcut projenin hızlanmasını sağlayabilir.
“Ambargolar gevşeyebilir”
Şahin, son olarak, NATO ülkelerinin uyguladığı ambargoların gevşeyebileceğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle bitirdi:
“Ambargoların kalkması tamamen ülkeler arasındaki dış ilişkilere bağlı. Ben şu anki ortamdan, gevşemeler olacağını düşünüyorum. Ancak toptan bütün NATO üyesi ülkelerin Türkiye’ye karşı ambargoları kaldırması, kısa veya orta vadede olabilecek bir şey gibi durmuyor.”