15 Temmuz akşamı askeri haraketlenme olduğuna ilişkin ilk bilgiler gelip bir kalkışma olduğuna dair kanaat oluşunca hemen MHP Genel Merkezi'ne gitme kararı aldığını aktaran MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, çocuklarının da kendisiyle gelmek istediklerini söyledi.
Bazı tedbirleri alarak Genel Merkeze gittiklerini belirten Vural, şunları kaydetti:
"Çocuklar da ısrar edince benimle birlikte geldiler. Genel Başkanı'mız Genel Merkez'deydi. Bazı değerlendirmeler yapıldı. Sayın Genel Başkan, Başbakan'ı aradı ve Hükümetin yanında olduklarını söyledi. O arada ben parlamentonun tanklarla çevrili olup olmadığını sordurdum. Bir süre sonra bazı milletvekillerinin Meclis'e girdiğine ilişkin haberler verildi. Biz de oraya gitme kararı aldık.
Büyük oğlum Oğuz, bir şeylere ihtiyaç olabilir diye bunları tedarik etmek için gitti. Ben de MHP İstanbul Milletvekili Atilla Kaya, küçük oğlum Yavuz ve Ankara Milletvekili Mustafa Mit ile Meclis'in Dikmen kapısına geldim, ancak kapı kapalıydı. Otobüslerle kapatılmıştı. Polis arkadaşlar bizi içeri alamayacaklarını, arabadan inmemiz gerektiğini söylediler. Nasıl olacak derken, girişte solda kaldırımların olduğu yerde araba geçecek kadar bir yer gördük ve buradan girdik. İçeri girip kaldırımdan aşağıya inerken orada tarandık. Hemen arabayla Meclis'in girebileceğimiz ilk kapının oraya geldik. Sıyrılarak içeri girdik. Sonradan öğrendiğime göre tarama, helikopter atışıymış. Yürüyerek girseydik belki de orada hedef olabilirdik.
Genel Kurula girdik. Orada milletvekilleri ve Meclis Başkanı vardı. Milletvekilleriyle kucaklaştık. Gerçekten çok önemli anlardan biriydi. Düşünebiliyor musunuz? Siyaseten rakipsiniz ama birdenbire, hepimizin orada bulunmamızdan da memnun olduğu bir tablo. Daha sonra görüştüğümüz milletvekilleri 'Sizi gördüğümüze çok sevindik' dediler. Genel Kurulda bir süre divanda oturdum. İndikten sonra birdenbire bir bombayla sarsıldık. Toz, duman içeride... Büyük bir sarsıntı. O sırada küçük oğlum Yavuz da benimle beraberdi ve kulisteydi. Hemen kulise çıktım."
Bu sırada gözleri dolan Vural, "Kulisin o halini görünce... Yaralı polislerimiz, görevlilerimiz vardı. Oğlum tabii... Bir an için... Gelelim diye çok ısrar etmişlerdi. Ben 'hayır gelmeyin' dedim, 'olmaz' dediler. Bir an için 'niye izin verdim?' diye düşündüm. Ben kendi kendime muhasebe yapıyorum bazen. Çok ısrar ettim gelmemeleri için ama geldiler. Biraz suçluluk duygusuna girdim, kendimi suçladım. Kendime yönelik bir şey olabileceğini düşündüm, bunun tedbirini aldım ama doğrusu Meclis'in bombalanacağını hiç düşünmedim." diye konuştu.
Vural, büyük oğlu Oğuz'un da Meclis'e gelmek için yola çıktığını, bu sırada meydana gelen patlamanın ardından Meclis'e giremediklerini bildirdi.
"Asıl sıkıntıyı vatandaşlar çekti"
İlk bombanın patlamasının ardından tekrar Genel Kurula içeri girdiğini aktaran Vural, Meclis Başkanı ve siyasi parti temsilcileriyle bu tür durumlarda ne karar alınması gerektiğini konuştuklarını dile getirdi.
Bir süre sonra bir patlama sesi daha geldiğini belirten Vural, "Sığınak var diye aşağı indik ama sığınak yoktu. Çünkü burası TBMM. Gazi Meclis. Savaşı yönetmiş. Sığınak denen yerde doğalgaz boruları var. Giriş çıkış neresi belli değil. Onlar dahi belli değil. Televizyona bağlantı için yukarı çıktım ama nereye çıktığımı da bilmiyorum. Tam bu sırada bir patlama daha oldu canlı yayında. Kapatmak zorunda kaldım." diye konuştu.
Burada Meclis Başkanı ve grup başkanvekilleriyle bildiri hazırlığının yapıldığını anlatan Vural, "Bize 'uçak, helikopter kalmadı' deniliyor, tam çıkacak gibi oluyoruz bir patlama daha oluyor, geri dönüyoruz. Bu durumu bir kaç kez yaşadık. En sonunda sabah oğlum Yavuz'u Çankaya kapısından çıkarabildik. Ben olağanüstü toplantıya kadar kaldım." dedi.
Vural, yaşanan süreçte asıl sıkıntıyı vatandaşların çektiğini söyledi.