Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Gençlerden korkarak, milletten korkarak, milletin değerlerinden korkarak siyaset olmaz. Bir de yalan, iftira, dedikodu ile milleti korkutarak da siyasette başarılı olunmaz. O nedenle 'hayır' dedirtmeye çalıştıkları milletimize umut veriyorlar mı? Güven veriyorlar mı? Büyük hedefler gösteriyorlar mı? Yok. Yalnız korkutuyorlar. Bu millet korkak bir millet değil, Atatürk de korkak değildi. Atatürk, bu millete inanarak, güvenerek istiklal mücadelesini verdi." dedi.
Bakan Müezzinoğlu, İstanbul'da Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Üsküdar Şubesince bir salonda düzenlenen "kahvaltılı buluşma" programına katıldı. Katılımcılarla bir bir tokalaşan Müezzinoğlu, hemşehrileriyle hasret giderdi.
Müezzinoğlu, Batı Trakya'dan Türkiye'ye yerleştiği yılları anlatırken, "Ceket alıp da bir başka ülkeye gelmek, ama ana vatan güvencesiyle bir büyük milletin bağrına gelmek, bir ay yıldızlı bayrağın gölgesine gelmek gerçekten en büyük güvencemiz oldu. Ve o güvence bu ülkede bizleri doktor yaptı, avukat yaptı. İş hayatında başarılara imza attık, sosyal hayatımızda saygınlıkla önemli mevkilere geldik, sonra da milletvekilliği oldu, bakanlık oldu. Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devletin ve onun hükümetinin bakanlığı nasip oldu." dedi.
Balkanlar ve Batı Trakya'nın da güçlü Türkiye için aynı rüyayı gördüğünü ve hayalleri kurduğunu, ay yıldızlı bayrak ve Türk milletine güven duyduğunu belirten Müezzinoğlu, "Balkanlarda milyonlarla ifade edilen kardeşlerimiz var. Aynı rüyayı görüyor, aynı hayalleri kuruyor. Kendi bayrağındaki ülkesinden umutlanmaya çalışıyor ama güven duyduğu bayrak ay yıldızlı bayrak, güven duyduğu adres bu büyük Türk milleti, ana vatan diyor. Dolayısıyla orada ayakları üzerinde durmaya ve geleceğe güvenle istikrarla yürümeyi umut ederken, ama güven adresi hep Türkiye, yani ana vatanı oluyor. Ve oradaki kardeşlerimiz hep şu cümleyi söylüyor; 'Türkiye güçlüyle ben de burada güçlüyüm' diyor. İnşallah bize düşen Türkiye'yi bu günden daha güçlü yapmak." ifadesini kullandı.
Türk milletini muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedefini, dünyanın gelişmiş ülkeleriyle yarışarak, onlarla güçlü mücadeleyi yaparak başarabileceğimizi kaydeden Müezzinoğlu, "Yoksa onlar bizi son 150 yılda olduğu gibi ikide bir tökezleten, iki de bir parçalamak isteyen, iki de bir sıradan bir ülke haline getirmek isteyen oyunlarını oynamaya, tuzaklarını kurmaya devam ederler. O sebeple en büyük gücümüz birlik ve beraberliğimizdir." diye konuştu.
"Bu büyük milletin potansiyelinden korkuyorlar"
Avrupa Birliği'nin ve İngiltere'nin Türkiye'nin hedeflerinden ve istikrarından rahatsızlık duyduğunu örnekleriyle aktaran Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Bugün baktığımızda Almanya, Hollanda, İngiltere veya Avrupa Birliği, Türkiye'nin büyümesinden, Türkiye'nin gelişmesinden, Türkiye'nin büyük hedeflerinden rahatsız olduğu için, Türkiye'nin istikrarını bozabilecek bütün oyunları, bütün tezgahları, bütün hukuk dışılıkları yapıyor ve o 'insan hakları' diyen maskeli yüzünü, makyajlı yüzünün arkasındaki o çirkin yüzünü her halükarda gösteriyor. Esasında biz Batı Trakyalılar batının o çirkin yüzünü yaşayarak geldik. 'İnsan hakları' derler ama en büyük zulmü yaparlar. Dolayısıyla batının bu yüzü bizi rahatsız ediyor ama onlardan çekinmiyoruz, korkmuyoruz. Neden batı rahatsız? Son 10-15 yıla baktığımızda Almanya'da, Hollanda'da, İngiltere'de, Fransa'da, Avrupa Birliği üyelerinin tamamında 3. boğaz köprüsü, 3. havaalanı, Marmaray, Çanakkale Boğaz Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi büyük bir proje göremezsiniz. Bütün bunları yapabilen ve önüne bu kadar tuzaklar çıkartılmasına rağmen bütün bunları başarabilen bir milletin büyük potansiyeli var. 80 milyon bu büyük milletin potansiyelinden korkuyorlar. Onun için istikrarımızı bozmak, güvenli ülke imajımızı zedelemek için her türlü hukuksuzluğu, her türlü ahlaksızlığı yapıyorlar."
Batı Trakya ve Balkan vatandaşlarının bu ülkenin asli unsurları olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, bu milletin asli unsurlarının geleceğe umutla ve güvenle bakabilmesinin tek dayanağının Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti olduğunu söyledi.
"Millete inanan ve güvenen daima kazanmıştır"
Millete inanan ve güvenenlerin kaybetmeyeceğine vurgu yapan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Milletten korkarak siyaset olmaz. Millete inanan ve güvenen daima kazanmıştır. Millete inanan ve güvenen asla kaybetmez. Cumhurbaşkanımız bu millete inandığı, güvendiği için bugün cumhurbaşkanı. O güç odaklarına inanıp güvenseydi o bugün muhtar bile değildi. Ona öyle diyorlardı. Ama millete inanan, güvenen asla kaybetmedi. Şimdi bu dönem milletin merkeze alındığı, milletin elini vicdanına koyarak tercihini yaptığı ve gelecek hedeflerine güçlü, istikrarlı yürüdüğü bir dönem olacak."
Müezzinoğlu, gençlere inanmayan, güvenmeyen, gençlerden korkan bir toplumun gelecekle ilgili büyük hedeflerinin olamayacağını kaydetti.
Anayasa değişikliği metninde milletvekili yaşının 18'e indirilmesiyle ilgili konuşan Müezzinoğlu, "Şimdi '18 yaşındaki çocuktan milletvekili olur mu?', şu olacak bu olacak, dünya kadar zırva yalan. Rahmetli babam bana 14 yaşında güvenmeseydi bugün Müezzinoğlu olmazdı. 18-24 arasında 8.5 milyon nüfus var. Bulgaristan nüfusundan fazla, yaklaşık Yunanistan nüfusu kadar. 8.5 milyon genci olan bir ülkenin potansiyelinden Almanya, Hollanda, Fransa, Avrupa korkar ama içerideki Fransızlar niye korkuyor, şaşırıyorum ya. Niye korkuyorsunuz gençlerden ya? 8 milyon gencin arasından 18 milletvekili, 22, 23, 24, 25 milletvekili orada olsa 600 milletvekili arasında 65 yaşının üzerinde 80 milletvekili var oluyor da, 18 genç olmasından niye korkuyoruz ya?" şeklinde konuştu.
Atatürk'ün bu millete inanarak ve güvenerek istiklal mücadelesi verdiğini anımsatan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Bir gün gelecek 'Müezzinoğlu yok' denecek, bir gün gelecek 'Recep Tayyip Erdoğan yok' denecek. Ama biz istiyoruz ki bu gençler arasından Recep Tayyip Erdoğan'lar çıksın. Müezzinoğlu'lar çıksın. Seçimle gelinebilecek bu 8 milyon gencin karşısında 52 bin muhtarlık var. Gençlere diyoruz ki 'sen mahallenin muhtar adayı bile olamazsın', 'sen köyünün muhtar adayı bile olamazsın'. Ya Anadolu'nun bir köyünde liseyi bitirmiş, tahsiline devam etmeyen, orada çalışan bir genç mahallesinin, köyünün muhtarı olsa o köy kaybeder mi ya? 50 bin muhtarın arasında bin, iki bin o genç yaştaki çocuklar muhtar olsa köyü kazanır, yarın belediye meclis üyesi olur. 8 milyon potansiyelin hepsi siyaset yapacak değil ama gencin hakkını gencin cebine ver ya, ister kullanır ister kullanmaz. Dolayısıyla gençlerden korkarak, milletten korkarak, milletin değerlerinden korkarak siyaset olmaz. Bir de yalan, iftira, dedikodu ile milleti korkutarak da siyasette başarılı olunmaz. O nedenle 'hayır' dedirtmeye çalıştıkları milletimize umut veriyorlar mı? Güven veriyorlar mı? Büyük hedefler gösteriyorlar mı? Yok. Yalnız korkutuyorlar. Bu millet korkak bir millet değil, Atatürk'te korkak değildi. Atatürk, bu millete inanarak, güvenerek İstiklal mücadelesini verdi."
"Batı Trakya'dan veya Balkan vatandaşlardan gelen kardeşim elindeki pasaportun süresi ne kadar ise otomatik olarak ikamet tezkeresinin süresi de o kadar olacak. Ve bu uygulama bu ay itibariyle başladı. Hangi sıfatla ikamet alırsa alsın, ikametlerinin toplamı 5 yılı doldurduğu an Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına müracaatını hemen yapabilecek." diyen Müezzinoğlu, istisnai vatandaşlık hakkı, çalışma izinleri, genel sağlık sigortası gibi Batı Trakya ve Balkan vatandaşlarının çözüme ulaşan problemlerinden de bahsetti.
Referandum için 'evet' sözü alan Müezzinoğlu'na program sonunda çiçek takdim edildi.
Ayrıca, derneğin genel başkanı Necmettin Hüseyin, Üsküdar Şube Başkanı Hasan Küçük ve eski genel başkan Erol Kaşifoğlu da programda konuşma yaptı. AA