Hollanda-Türkiye arasındaki krize ilişkin alınan tedbirlerin hatırlatılmasının ardından ilave tedbirlerin olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine Kurtulmuş, bu krizin, çok derin, ciddi bir kriz olduğunu söyledi.
Krizi de Türkiye tarafı değil, Hollanda tarafının doğrudan, bilerek, kasten çıkardığına vurgu yapan Kurtulmuş, “Yaptıkları iş, hiçbir değer tarafından kabul edilemez. İnsan hakları, özgürlükler, siyasal katılım bakımından hele hele her ağızlarını açtıklarında söyledikleri Avrupa’nın ortak kültürel değerleri açısından asla kabul edilemez. Son derece barbarca, vahşice bir tutumdur. Bakanlarımıza yaptıkları tavırlar kabul edilemez.” diye konuştu.
“Biz bu davranışa bir tepki vereceğiz”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Türk vatandaşlarına yönelik uygulamalara işaret eden Kurtulmuş, “Türkiye olarak rencide olduk, üzüldük hatta o gece sabaha kadar çok zor bir süreç geçirdik ama sonuçta biz bu davranışa bir tepki vereceğiz. Hollandalılar bu yaptıklarını telafi edene kadar biz bunu sürdüreceğiz. Hollandalılar özür dileyecek, bir şekilde bunları telafi edecekler ve ilişkilerimiz tekrar yürüyecek.” ifadelerine yer verdi.
Hollanda’da karşı siyasi yaptırım kararları alındığını anımsatan Kurtulmuş, “Ekonomik ve başka alanlarda da yaptırımlar gelebilir. Şu anda biz Hollanda’dan yaptıkları bu yanlışlıkları düzeltmelerini bekliyoruz. Ekonomik yaptırımlar da ileride gelebilir ama biz işi daha ileriye götürmeden, bu krizi derinleştirmeden krizi başlatanın, krizi çözmesini istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Yapılan terbiyesizliği, barbarlığı, gaddarlığı hoşgörüyle karşılayacak değiliz”
Numan Kurtulmuş, “Türkiye özürle yetinmeyecek mi? Bir özür yeterli olmayacak mı?” sorusu üzerine de Hollanda’ya karşı yaptırımların birebir misilleme olduğunu söyledi.
Bu siyasi yaptırımlar sonucunda da Hollandalıların bir şekilde telafi etme yoluna gireceklerini ümit ettiklerini aktaran Kurtulmuş, bunun da Hollanda-Türkiye ilişkilerinin geleceği bakımından da Hollanda’nın menfaatlerine olan bir yol olduğunu belirtti.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bakacağız, gözleyeceğiz. Biz o akşam yaşadığımız olayları sineye çekecek değiliz. Hiçbir şekilde bu yapılan terbiyesizliği, barbarlığı, gaddarlığı hoşgörüyle karşılayacak değiliz. Onun için de bu dört yaptırımı şimdi ortaya koyduk. Ümit ederiz ki gelişmeler olumlu seyreder. Bunun için diğer alanlarda gerektiğinde yaptırımlar yapılması için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.”
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bir soru üzerine de CHP ve MHP’nin de tepkilerini olumu ve yerinde karşıladıklarını belirtti.
Hollanda’ya yönelik siyasi yaptırımları aktaran Kurtulmuş, “Diplomatik lisanda, uluslararası ilişkiler bakımından her iki ülke arasındaki şimdiye kadar gelen rutin ilişkilerin artık rutin seyrinde devam etmeyeceğini, bu ilişkilerin eskisi gibi devam etmeyeceğini bir yerde durdurulduğunu, dondurulduğunu ifade eden gelişmelerdir. Şimdi Hollanda’nın tavrına bakacağız. Onlar nasıl bir tepki verecekler?” şeklinde konuştu.
Hollanda’daki Türkiye büyükelçisinin geri çekilip çekilmeyeceği sorusu üzerine Kurtulmuş, “Şu aşamada değil. Oradaki büyükelçimiz diğer diplomatik misyonumuz oradaki çalışmaları sürdürecek. Birilerinin de orada kalıp Türkiye’nin menfaatlerini koruması lazım. Biz Hollanda büyükelçisini de ‘istenmeyen adam’ ilan etmedik. Ama gelmesini istemiyoruz.” dedi.
Kurtulmuş, Hollanda Başbakanı Rutte’nin, Başbakan Binali Yıldırım’a yemek teklifi ettiğinin doğru olup olmadığının sorulması üzerine de şu aşamada böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi.
“Daha önce böyle teklif gelmiş ise bu değerlendirilebilir bir teklif midir?” sorusuna karşılık da Kurtulmuş, “Biz resmi olarak herhangi bir toplantı görüşme ortaya çıktığında bunu teyit ederiz. Dün aldığımız karar, bakan ve üst düzey görüşmelerin askıya alınmasıdır. Dolayısıyla bunun şu aşamada söz konusu olması mümkün değil” diye konuştu.
"Neonazizmin neofaşizmin ayak sesleri geliyor"
Almanya’nın, Hollanda’nın tavrına tam destek verdiğinin hatırlatılmasının ardından "'Hollanda’ya tam destek veriyoruz' diyen ülkelere de Türkiye’nin benzer adımları Almanya’ya ve bu konuda diğer ülkelere de uygulaması söz konusu olur mu?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, Türkiye’ye karşı bu tavrı asla benimsemediklerini söyledi. Türkiye’nin devlet aklıyla hareket ettiğini ancak esas bu şekilde davranması gerekenin Avrupa’daki ülkeler olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Avrupa’da yükselen aşırı sağ tehdidin görülmesi gerektiğini aktardı.
Kurtulmuş, "Neonazizmin neofaşizmin ayak sesleri 'rap rap' geliyor. Eğer bu ırkçı siyasi akımların gölgesi altında kalırlarsa ve tedbir almazlarsa birkaç sene sonra Avrupa'daki makul siyasetçiler bu dalganın altında kalacaklardır. Bakanlarımıza propaganda hakkını vermeyenler bir müddet sonra aşırı sağ, aşırı ırkçı akımlar karşısında kendileri belki seçim kampanyası yapamaz hale gelecekler. Bunu görmeleri gerekiyor" diye konuştu.
"Çok kuvvetli destekler bekliyorduk"
AB'den gelen tepkilerin Türkiye’nin beklediği noktada olmadığı, bunun yanı sıra İslam dünyasından da sesin gelmediğinin hatırlatılmasının ardından, "Eğer bu saldırı bir anlamda İslam dünyasının bütününe yönelik bir saldırıysa bu sessizliğin sebebi nedir? Nasıl izah ediyorsunuz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bundan da son derece rahatsız olduğumuzu ifade edeyim. Burada çok kuvvetli destekler bekliyorduk. Avrupa içerisinden de İslam coğrafyasından da... İslam dünyasındaki halkların buna çok büyük bir tepki gösterdiğini biliyoruz ama hükümetlerin burada tepki göstermesi lazım. İslam İşbirliği Teşkilatının buna tepki göstermesi lazım. AB kurumsal yapısının tepki göstermesi lazım. Evet, sağdan soldan birtakım dostlarımızın sesleri duyuluyor ama bu ortak bir insanlık meseledir. İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı açık ve organize bir şey. Kötülük, organize olmuş, çok kuvvetli, çok güçlü... Bu sadece Türkiye meselesi de değil. Bütün İslam coğrafyasının, bütün göç veren ülkelerin hatta bütün mazlum milletlerin ortak meselesidir. Buna bir yerde dur demek lazım. Beklediğimiz tepkileri göremedik ama dünyanın her yerinde de bu durumda Türkiye’ye destek veren insanlar olduğunu da biliyoruz."
"Şimdi ne oldu da birden bire hayır kampanyasının tarafı haline geldiler?"
Numan Kurtulmuş, Avrupa’daki propaganda yasaklarını Türkiye’nin zorladığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de halkla buluşmaların, seçim kampanyalarının ilk kez yapılmadığını hatırlattı.
"Şimdi ne oldu da birden bire hayır kampanyasının tarafı haline geldiler?" diye soran Kurtulmuş, "Bunu da rahatlıkla söylüyorum. Avrupa’nın birçok yerinde PKK’lılar, FETÖ’cüler hayır ile ilgili birtakım toplantılar yaptıkları zaman kimse buna bir şey demiyor ama Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin bakanları ya da TBMM’nin milletvekilleri oraya gittiği zaman evet derler ve bu yönde bir kampanya yaparlar endişesiyle buna mani olmaya çalışıyorlar." şeklinde konuştu.
"İnşallah bu karar uygulanmaz"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, iş yerinde çalışanlara ilişkin dini sembol kararı hatırlatılarak, "Avrupa Adalet Divanının kararı hakkındaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Bu kabul edilemez, asla Avrupa’nın hiçbir standardıyla bağdaşmaz, insani hiçbir değerle bağdaşmaz, insan özgürlüğüyle bağdaşmaz olan yüz karası bir karardır. Bunun kabul edilmesi mümkün değil. Bu aynı şey... 'Rap rap rap' gelen ayak seslerini her gün biraz daha güçlü gördüğümüz, İslam karşıtlığının, üretilmiş olan Müslüman korkusunun tezahürlerinden birisidir. Böylece aslında bu kararı verenler Avrupa’nın değerlerinin de köküne kibrit suyu ekiyorlar. İnşallah bu karar uygulanmaz, kuru bir karar olarak kalır."
"Türkiye buna seyirci kalmaz"
Münbiç’teki gelişmeler konusunda bir soru üzerine de Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu konudaki tavrımız çok net ve açık. Biz, Suriye’nin kuzeyinde Kürt kardeşlerimizin varlığından rahatsız değiliz. Orada yüzlerce senedir yaşıyorlar. Bizim rahatsız olduğumuz orada bir terör örgütünün devlet kurma iddiasıdır. Buna müsaade edemeyiz. Bu, Suriye’nin toprak bütünlüğünü de ortadan kaldıracak bir şeydir. Türkiye’nin güvenliğini de tehlikeye atacak bir şeydir. Bu otonomi ilanlarını geçersiz kabul ediyoruz. Bizim için anlamsızdır, hiçbir değeri yoktur, bunun uygulanabilir tarafı da yoktur. Türkiye şu anda hem sahada hem masadadır."
Kurtulmuş, "Bu adım devam ederse Türkiye müdahale eder mi?" sorusuna cevap verirken de devam etmemesi için Türkiye’nin çok net bir şekilde sürdürdüğü Fırat Kalkanı Operasyonu bulunduğunu söyledi.
Bölgede, bazı güçlerin, şımarık çocuk pozisyonunda hareket etmeye kalkmaması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Münbiç’ten de Rakka’dan da Arapları çıkaralım, yerine başka bir unsuru koyalım. Bu kabul edilemez, Türkiye buna seyirci kalmaz." AA