İstanbul'da halk otobüsü sürücüsü, yolun karşısına geçmek için bekleyen yayaya çarptı. Kazada ağır yaralanan yaya, hastanede hayatını kaybetti.
Açılan dava kapsamında otobüsün güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda ise sürücünün, seyir halindeyken şoför mahalline gelen kişiyle görüştüğü, şarjda bulunan cep telefonunu alarak kullanmaya başladığı ve bu sırada kazanın meydana geldiği aktarıldı.
Mahkeme, otobüs sürücüsüne, 2-6 yıl hapis cezasını içeren "taksirle öldürme" suçundan ceza verilmesine hükmetti.
Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 12. Ceza Dairesi ise sanığa verilen cezayı az bularak yerel mahkemenin kararını bozdu.
Dairenin kararında, kamera kayıtlarında, hız sınırının 50 kilometre olduğu ve yaya ile araç trafiğinin yoğun olduğu caddede seyir halindeyken sürücünün kaza anına kadar bir kişiyle sohbet ettiğinin, cep telefonu kullandığının görüldüğü belirtildi. Kararda, ayrıca sanığın tek eliyle cep telefonu kullandığı, her iki eli de direksiyonda olmadan seyir halinde bulunduğu kaydedildi.
"Seyir güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulundu"
Sanığın sohbet ederek ve cep telefonu ile meşgul olarak seyir güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunduğuna işaret edilen kararda, sürücünün yola gereken dikkatini vermeden ve direksiyon hakimiyetine özen göstermeden seyretmesi sonrasında yayayı ikaz ederek etkili fren tedbirine başvuramadığı belirtildi.
Dairenin kararında, sanık hakkında "bilinçli taksir" koşullarının oluştuğu, bu nedenle de Türk Ceza Kanunu'nun 22/3. maddesi uyarınca cezada artırım yapılması gerektiği ifade edilen kararda, bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyete karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek eksik ceza tayininin bozma nedeni sayıldığı kaydedildi.
Türk Ceza Kanunu'nun "bilinçli taksir" ile ilgili 22/3. maddesindeki hüküm, taksirli suça ilişkin cezanın 3'te 1'den yarısına kadar artırılmasını öngörüyor.