Çok Bulutlu 14ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
İHA 23.05.2023 13:55

Yargıtay: Cezaevinde olmak nafaka ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, cezaevinde hükümlü veya tutuklu olmanın, yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını belirtti.

Yargıtay: Cezaevinde olmak nafaka ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz

Davacı H.B. ile davalı E.B. 2013 yılında evlendi. Çiftin bu evlilikten bir de çocukları dünyaya geldi. İddiaya göre evliliklerinin üzerinden 1,5 yıl sonra E.B. 14 yaşındaki amcasının kızı ile kaçınca hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan soruşturma başlatıldı. Aldatılan H.B. de eşi hakkında avukatı aracılığıyla boşanma davası açtı.

H.B.'nin vekil avukatı dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına, müvekkil için aylık 500 TL, müşterek çocuk için ise aylık 300 TL olmak üzere toplam 800 TL tedbir nafakasına, bu nafakaların boşandıktan sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamı ile 40 bin TL maddi ve 40 bin TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.

Davalı E.B'nin vekili, müvekkilinin eşi ile severek evlendiğini, hiçbir şekilde onu aldatmayı aklına getirmediğini, duygusal bir boşluk yaşadığı sırada kendisine mesaj atmak sureti ile ilgisini cezbeden G.H. ile yakınlaştığını, bu hatasının sonucunda tutuklandığını ve yuvasının dağıldığını, ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan davanın sonucunun beklenmesini talep ettiklerini, müvekkilinden talep edilen tazminat tutarlarının yüksek olduğunu, müvekkilinin tutuklu olmasından dolayı nafaka taleplerini de karşılama gücünün olmadığını belirterek davanın reddini savundu.

Nafaka ve tazminat talebi kısmen kabul edildi

İlk derece mahkemesi, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve davacı eş ile birlikte yaşamaktan kaçındığı için tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için 100 TL tedbir-iştirak nafakası, davacı kadın yararına da 200 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 20 bin TL maddi ve 20 bin TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verdi.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı yasal süresi içinde davalı vekilince istinaf isteminde bulunuldu.

"Davalının cezaevinden tahliye tarihinden itibaren nafakalar tahsil edilebilir"

Bölge Adliye Mahkemesi, davalı kocanın cinsel istismar ve hürriyeti tahdit suçlarından dolayı mahkûmiyetine karar verildiği ve hükmen tutuklu olduğu, davacı kadının ev hanımı olup boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ancak davalı kocanın düzenli bir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, tutukluluk veya hükümlülük hâlinin ne zaman sona ereceğinin bilinmediği, cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmanın nafaka yükümlüğünü ortadan kaldırmayacağı, davalının cezaevinde bulunduğu sürede nafaka yükümlülüğü altına sokulmasının İcra ve İflas Kanununun (İİK) 344. maddesi gereğince hapsen tazyik müeyyidesi ile karşı karşıya bırakacağı, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi hâlinde ise TMK'nın 178. maddesi uyarınca yoksulluk nafakası talep etme hakkının zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda davalının boşanma hükmünün kesinleşmesinden bir yıl bir gün sonra tahliye edilmiş olması hâlinde yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtulacağı gerekçesiyle davalının nafakalara yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 4. ve 5. maddeleri kaldırılarak yerine ortak çocuk için 100 TL iştirak, davacı kadın için 200 TL yoksulluk nafakasının davalının cezaevinden tahliye tarihinden geçerli olmak üzere tahsiline karar verdi.

Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına karşı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunuldu.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararını bozdu

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 20 Şubat 2019 tarihli bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi.

"İlk derece mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı erkeğin istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin kararı ile davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalı erkeğin cezaevinden tahliye tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Davalı erkeğin halen mahkum olduğu 16 yıl 8 ay ve 2 yıl 6 ay hapis cezalarından dolayı ceza infaz kurumunda hüküm özlü olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de dosya çerçevesinde yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi yoksul olan kişi nafaka ile yükümlü tutulamaz. Bu durumda davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir"

Bölge Adliye Mahkemesi, önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verdi ve direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edildiği için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gündemine geldi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: Direnme kararı yerindedir

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararını yerinde buldu.

Kararda şu ifadelere yer verdi:

"Dosya kapsamı itibari ile tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin bilgiler ve toplanan tüm deliller incelendiğinde; davalı erkeğin çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından dolayı cezalandırılmasına karar verildiği, davalı erkeğin tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, davacı kadın ev hanımı olup hiçbir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, ceza evinde hükümlü veya tutuklu olmanın yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, davacı kadın yararına TMK 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluştuğu ve yoksulluk nafakasına davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesinin de hakkaniyete uygun olacağı gerekçesinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında; davalı erkeğin herhangi bir malvarlığı ve gelirinin bulunmadığı, kendisi yoksul olan kişinin nafaka ile sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan sebeplerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir."

ETİKETLER
Sıradaki Haber
Zafer uğruna yerle bir oldular: Kanlı şehir savaşları
Yükleniyor lütfen bekleyiniz