Temmuz ayında yürürlüğe giren 7332 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasileiro türlerini veya bunların melezlerini üreten, sergileyen, takas eden, ülkeye girişini, satışını, reklamını yani bu hayvanların ticaretini yapanlara hayvan başına 2021 yılında 11 bin TL idari para cezası getirdi.
Yasa uyarınca 2022 yılında ise bu ceza 14 bin 982 TL'ye yükselecek ve yasaya aykırı hareket edenlerin hayvanlarına el konularak belediyelere ait bakımevlerine götürülecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise aralık ayında çıkarttığı genelgeyle yasaklı köpek ırklarına American Staffordshire Terrier ve American Bully'i de ekledi.
Yasaklı türler olarak bilinen bu 6 köpek ırkı, 14 Ocak'a kadar sahiplerince belediyelerin hayvan bakımevlerinde veya özel veteriner kliniklerinde kısırlaştırılarak, il ve ilçe tarım müdürlüklerinde kayıt altına alınacak.
Bu hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız dolaştırılamayacak, halkın yoğun bulunduğu yerlere ve çocuk parklarına sokulamayacak. Sahipleri, bakamamaları halinde bu ırktan hayvanları belediyeye ait en yakın bakımevine bırakabilecek. Hayvan bakımevleri, yeni kanundaki değişiklik kapsamında, teslim edilen hayvanları kabul etmek zorunda olacak. Söz konusu bu hayvanlara ait hiçbir işlem yapmadan sokağa terk eden sahipleri hakkında 2021 yılı için 30 bin TL idari para cezası uygulanacak.
"Tasmasız, kısırlaştırma olmadan hiçbir şekilde sokağa çıkartamayacaklar"
Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürü Fahrettin Ulu, Hayvanları Koruma Kanunu'nda yasaklı ve tehlike arz eden türlerle ilgili önemli değişikler yapıldığını, sonraki süreçte sokak hayvanları ile güçten düşmüş hayvanlarla ilgili yeni kararlar alındığını hatırlattı.
Ulu, yasaklı ve tehlike arz eden Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa türlerinin ülkeye girişinin, reklamının, hediye edilmesinin kanun kapsamında yasaklandığını, buna aykırı hareket edenler hakkında 2021'de 11 bin TL, 2022'de 14 bin 982 TL para cezası uygulanacağını aktardı.
Tarım ve Orman Bakanlığının bu ay içinde kanunun nasıl uygulanacağına ilişkin bir genelge yayınladığını anımsatan Ulu, yasaklı bu dört türe American Staffordshire Terrier ve American Bully türlerinin de eklendiğini söyledi.
Yasaklı türlerle ilgili afişleri, vatandaşların bilinçlenmesi amacıyla İstanbul'un 39 ilçesinde her noktaya astıklarını ifade eden Ulu, genelge kapsamında kanunun nasıl uygulanacağına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sahipleri bu hayvanları ağızlıksız, tasmasız, kısırlaştırma olmadan hiçbir şekilde sokağa çıkartamayacaklar. Hayvan sahipleri, il ve ilçe tarım müdürlüklerine giderek, hayvanların sahiplendirilmesiyle ilgili süreci başlatacaklar. Kısırlaştırılmasını, kayıt altına alınmasını ve hepsinden önemlisi dijital kimliklerini oluşturacaklar. Dijital kimlik oluşturulduktan sonra hayvanlarını sokağa çıkartabilecekler. Bu sürece uymayanlarla ilgili birinci kez ihtarda bulunulacak, ikincisinde bu hayvanlara el konulacak. Geçici hayvan bakımevlerine konulacaklar. Dikkat edilmesi gereken özelliklerden birisi de bu hayvanlar dışarı çıktıklarında halkın yoğun oldukları kalabalık ortamlarına, özellikle çocukların olduğu parklara ve alanlara sokulmaması gerekiyor. Buna özellikle hayvan sahiplerinin uymasını talep ediyoruz."
Sokağa bırakana 30 bin TL idari para cezası
Bu hayvanların sahiplenilmesiyle ilgili 14 Temmuz'da yayınlanan kanunun tanıdığı 6 aylık sürenin 14 Ocak'ta dolduğunu hatırlatan Ulu, şunları kaydetti:
"Bu süre zarfında bir şekilde sahiplendirilmeyen, kısırlaştırılmayan ya da dijital kimlikle kayıt altına alınmayan hayvanlara ilgili belediyelerimiz, yerel yönetimlerimiz, kolluk kuvvetleriyle birlikte el koyacaklar. Bunlar hayvan bakımevlerinde yaşamlarını sürdürecekler. 14 Ocak son tarih. Bunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Hem vatandaşlarımız bu konuda mağduriyet yaşamasın hem de mevcut hayvanlar da yaşamlarını nerede devam ettirecekse, orada devam ettirsin. Buradaki asıl amaç tüm hayvanların kayıt altına alınması, dijital kimliklerinin oluşturulması. Hayvan sokağa çıkmışsa ya da sokağa terk edilmişse bu hayvanın kime ait olduğu belli olacak. Eğer hayvanı sokağa bırakıyorsa, 30 bin TL'lik idari yaptırım kararı uygulanacak."
Belediyelerin hayvan bakımevleri hayvanları kabul edecek
Fahrettin Ulu, hayvan sahiplerinin bu süreçle bağlantılı olarak hayvanlarını belki hayvan bakımevlerine bırakma ihtiyacı duyacağını, belediyeler bünyesindeki hiçbir hayvan bakımevinin bu hayvanları kabul etmemezlik yapamayacağını vurgulayarak, "Bu konuda, kanunun getirdiği yasal uygulama bu. Onun için burada önemli olan bu hayvanların bir şekilde eğer sahiplenilmeyecekse, beslenme ve barınma ihtiyaçları karşılanamayacaksa, hayvanların mutlaka bir geçici hayvan bakımevine konulmaları gerekiyor." diye konuştu.
Kanunda yapılan değişiklikle sahipsiz ve güçten düşmüş sokak hayvanlarına yönelik de önemli bir aşama getirildiğini anlatan Ulu, "2022 yılı sonuna kadar bütün büyükşehir belediyelerimiz geçici hayvan bakımevlerini oluşturmak zorundalar. Hem hayvan bakımevlerini oluşturacaklar hem de personel temininden tutun içindeki tefrişata kadar tüm hazırlıkları tamamlayacaklar. Sahipsiz ve güçten düşmüş sokak hayvanları aşılanacak, kısırlaştırılacak, rehabilite edildikten sonraki süreçte tekrar doğal ortamlarına bırakılacak. Bu ülkemiz açısından son derece büyük bir aşama." değerlendirmesinde bulundu.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürlüğü olarak bu süreçte geçici hayvan bakımevlerinin denetlemelerini yaptıklarını, bakanlık olarak, geçici havyan bakımevlerinin oluşturulmasıyla ilgili süreçte yer bulma ve ödenek konusunda da proje maliyetinin yüzde 40'ı oranında destek sağlayacaklarını belirten Ulu, bu durumun da Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuya ne kadar hassas yaklaştığının bir göstergesi olduğunu söyledi.
Ulu, şu an İstanbul'da yasaklı türlerden kayıt altında olan köpek sayısının 850 olduğunu, yeni genelge kapsamında bu sayının artacağını tahmin ettiğini dile getirdi.
Yasaklı ve tehlike arz eden hayvanlarla ilgili çalışmaları İstanbul ve tüm bölge özelinde sürdürdüklerini anlatan Ulu, bu çerçevede yasaklı ve tehlike arz eden hayvanların vatandaşların ve çocukların can güvenliğini etkilememesi açısından bu bilgilendirmeleri yaptıklarını, Gaziantep veya birçok yerde yaşanan üzücü hadiselere yer vermemek için herkesin hassasiyetle bu konu üzerinde durmasını istediklerini sözlerine ekledi.
"Hayvan peşine düşmek değil, insanların peşine düşmemiz gerekiyor"
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu da "tehlikeli tür" denildiğinde akla gelmesi gereken tek türün insan olduğunu dile getirerek, "Ama maalesef tehlikeli insanların elinde, tehlikeli hale getirilmiş münferit hayvanlar var" dedi.
Pitbull denilen tür ve benzerlerinin biyolojik olarak güçlü, sadakat duygusu yüksek ve akıllı hayvanlar olduğunu, yanlış insanların elinde şiddet eğilimli olabildiklerini belirten Kalafatoğlu, "Sosyo ekonomik gücü daha düşük olan insanlar bu hayvanları, silah olarak kullanıyorlar. Çünkü adeta bellerinde silah taşır gibi bu hayvanları ellerinde gezdirmek onları daha güçlü hissettiriyor. Bunun ciddi anlamda psikolojik bir boyutu var. Bu nedenle hayvan peşine düşmek değil, insanların peşine düşmemiz gerekiyor. Bu hayvanları dövüştürüyorlar. Bu dövüşten zevk alıyorlar" diye konuştu.
Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan düzenlemenin, dar kapsamlı ancak hayvanları mal kapsamından çıkarıp, can kapsamına almış olması, hayvana şiddetin, kasten öldürmenin, cinsel istismar ve tecavüzün, dövüştürmenin hapis cezasıyla cezalandırılmasını çok kıymetli ve önemli bir adım olarak gördüğünü ifade eden Kalafatoğlu, havyanseverler olarak mücadeleye devam edeceklerini, şu anda bu yasa ile ellerinin daha güçlü olduğunu söyledi.
Yasaklı türlere 14 Ocak'a kadar süre tanındı
Tehlike arz eden köpeklerle ilgili düzenlemeye değinen Kalafatoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz hep şunu söyledik, yasaklanmasın. Silah ruhsatı verir gibi bir ruhsatlandırmaya gidilsin, kontrol artsın, denetim artsın. Çünkü bir şeyi yasaklamak, yerin üstündekini, yerin altına indirmek daha tehlikelidir. Ortadan kaldıramazsınız. Bu hayvanların her biri, kaydedilip takip edilseydi daha sağlıklı olurdu. 6 aylık bir süre tanındı. 14 Temmuz'dan önce bu hayvanlara sahip olanlar, 14 Ocak'a kadar hayvanlarını kısırlaştıracaklar, çip taktıracaklar, ilçe tarım müdürlüklerinde kayıt altına alıp pasaport alacaklar. Artık pasaportlarıyla birlikte ellerinde tasmaları ve ağızlıklarıyla bu hayvanları dolaştıracaklar.
Eğer bunlara aykırı davranırlarsa 11 bin TL para cezası var. İkinci uyarıda yine 11 bin TL para cezası fakat bu sefer hayvana el konulması söz konusu. Eğer hayvanını hiç kayıt altına aldırmadıysa insanlar, o zaman 11 bin TL para cezası ve hayvana el konulacak. Sahipli olanlar, hayvanlarınızı terk etmeyin. Bu hayvanları terkinin, 30 bin TL para cezası var. Kedi, köpekleri terkin cezası 2 bin TL. Onun için hayvanlarınızı mutlaka kayıt altına alın. Onların da kanına girmeyin çünkü 14 Ocak'tan sonra bu hayvanlara el konulacak."
"Kontrolsüz bir üretim ve satış var"
Yeni yasa ile sahipli-sahipsiz hayvan ayrımının kaldırıldığını, ev hayvanı ve evcil hayvan kavramının getirildiğini aktaran Kalafatoğlu, "Bunların çiplenerek dijital kimliklendirmeyle kayıt altına alınmaları gerekiyor. PETVET sistemine işlenecekler. Fakat tehlike arz eden ırkların mutlaka ilçe tarım müdürlüklerinde kayıt altına alınmaları gerekiyor" dedi.
17 yıldır yürürlükte olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na göre, her ilçenin bir bakımevinin bulunması, sokaktaki bütün hayvanların kısırlaştırılması, aşılarının yapılması, beslenmelerinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Kalafatoğlu, "Maalesef bunların yapılmadığını görüyorsunuz. Kontrolsüz bir üretim ve satış var. Hayvanlar kısırlaştırılmıyor. İnsanlar üç günlük heveslerle hayvanları satın alıyorlar, üç gün sonra alerjim çıktı, bakamıyorum, bunu gezdirmesi zormuş deyip sokağa terk ediyor. Popülasyon bir yere geldi ister istemez. Ormanlara terk var. Ormana terk yasaktır. Bizler de bu kötü tecrübelerimizden dolayı endişeliyiz. Yasaya herkes uyarsa problem olmayacak" diye konuştu.
Yasal düzenleme belediyelere bakımevi zorunluluğu getirdi
İstanbul'da bazı ilçelerde bakımevi olsa da tamamının bakımevlerini kurmadığını aktaran Kalafatoğlu, kanunda getirilen düzenlemeye göre 31 Aralık 2022'ye kadar büyükşehir belediyelerinin, 25 bin-75 bin nüfus arasındaki belediyelerin 31 Aralık 2024'e kadar bakımevini kurmak zorunda olduğunu hatırlattı.
Kalafatoğlu, yeni yasayla gelen düzenlemeye göre büyükşehir belediyelerinin 3 sene boyunca binde üç, diğer belediyelerin binde beş bütçelerinden ayırmaları gerektiğini belirterek, bunlara uyulursa bakımevlerinin kurulabileceğini, sonrasında da hayvanların dijital kayıt altına almak üzere toplanması gerekeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ardından, belediyelerin bakımevi olmamasına rağmen sokak hayvanlarını toplamaya başladığını, bunun da hayvanseverleri tedirgin ettiğini dile getiren Kalafatoğlu, "Ben bunun seferberlik halinde kısırlaştırma eylemi olduğuna inanıyorum. Çünkü zaten taleplerimiz bu yöndeydi. Yasa, bu yönde çıktı, genelge buna uygun yayınlandı. Belediyelerin yasaya uyarak iş yapmaları lazım. Bakımevi geçici istasyondur. Bakımevi bir hayvanın doğal yaşam alanı değildir. Toprağa basacak, gezecek" dedi.
Kalafatoğlu, 31 Aralık 2022'den itibaren petshoplardan canlı kedi köpek satışı yapılmayacağını, bakanlıkça izin verilen üretim çiftliklerinden alınacağını, böylece 3-4 sene içinde bu konuda sorun kalmayacağını sözlerine ekledi.