TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Meclis'te gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Uzun bir aradan sonra ilk kez cuma namazlarının kılınmaya başlandığını ve camilerin cemaate açıldığını belirten Şentop, "Bir daha böyle günlerin yaşanmamasını niyaz ediyoruz." dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop açıklama yapıyor. https://t.co/0ihvIPxPsU
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 29, 2020
Şentop, İstanbul'un Fethi'nin 567. yıl dönümünün de hayırlı olmasını diledi.
Meclis Başkanı Şentop, Yassıada yargılamalarına ilişkin iadeiitibar noktasında bir çalışma olup olmadığına yönelik soru üzerine yaptığı değerlendirmede, 27 Mayıs 1960'taki darbeden sonra Yassıada'da kurulan mahkemeler ve onların verdiği kararlar sonucunda bilhassa merhum Başbakan Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşının idam edildiğini dile getirdi. O dönemde başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Meclis Başkanı Refik Koraltan olmak üzere 15 idam cezasının da verildiğini anımsatan Şentop, bu idam cezalarından 3'ünün Milli Birlik Komitesince tasdik edildiğini söyledi. Bunun dışında müebbetler ve hapis cezalarının da verildiğini anlatan Şentop, bu cezaların verilmesinden itibaren Demokrat Partililerin affıyla ilgili birçok siyasetçinin farklı siyasi görüşten, siyasi partilerden birçok kişinin girişimlerinin olduğuna dikkati çekti.
"Çalışma yürütülüyor"
Şentop, Demokrat Partililerin siyasi haklarının iadesiyle ilgili 1962 ve 1966 yılları ile 1969 seçimleri öncesinde bir anayasa değişikliği teşebbüsünün bulunduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"O zaman bir askeri darbe hazırlığı söz konusudur. 20 Mayıs 1969'da... Anayasa değişikliği teklifi Meclisteki hemen hemen bütün partilerin desteğiyle Büyük Millet Meclisinden geçer, Cumhuriyet Senatosunda görüşülecektir. Askeri darbe hazırlığı bilgisi üzerine bundan vazgeçilir. Seçim yapılır, seçimden sonra bu değişiklik yapılır, Anayasa Mahkemesi iptal eder. 1974'te tekrar af ile beraber siyasi hakların iadesi gerçekleşmiş olur. 1987 yılında rahmetli Özal'ın başbakanlığı döneminde çıkartılan bir kanunla, merhum Menderes ve iki bakan arkadaşının mezarlarının İmralı'dan taşınmasına ve bazı kamusal mekanlara, yollara, meydanlara isimlerinin verilmesine dair bir kanun var. Kabirlerin taşınması gerçekleşmemiştir. 1990'da bu sefer 1987'deki kanunu değiştiren bir kanun çalışmasıyla, kanunun başlığı da değiştirilmiş, hukuken itibarlarının iadesine dair aynı zamanda bir başlığa ekleme yapılmış. Böylece hukuken iadeiitibarları yapılmış. Bilahare de 11 Nisan 1990'da kanun çıkmış, nakil yapılmış. Bir iadeiitibar söz konusu. Fakat bu, adeta tabiricaizse vücuda girmiş bir kurşun. Kurşun çıkartılmadan yara kapatılmış ve dikilmiş. Bu konuda Yassıada'da verilen kararların ve idamla ilgili Milli Birlik Komitesi'nin kararlarının, o zaman Meclis kapatılmış olduğu için, Meclis adına da Milli Birlik Komitesi kararlar alıyor, kanun çıkarıyor, parlamento kararı mahiyetinde kararlar alıyor, bu bağlamda bu konuda, 27 Mayıs'ta, darbenin 60. yıl dönümünde Yassıada'daki o mekanda yapılan toplantı muvacehesinde de değerlendirmeler yapıldı. Bu konuda atılabilecek bazı adımlar var gibi gözüküyor. Çalışma yürütülüyor, daha net değil. Çalışma netleştikten sonra ben bunu farklı siyasi partilerle de görüşmeyi düşünüyorum. Henüz değil, netleştikten sonra."
Şentop, "İdam kararlarının kaldırılması şeklinde mi yoksa Milli Birlik Komitesi kararlarının geçersiz sayılması şeklinde mi?" sorusu üzerine, "Konuyu farklı boyutlarıyla hukuken konuşuyor, tartışıyoruz. Netleşmeden bir açıklama yapmayayım." dedi.
"Derli toplu bir araya getirmesi lazım"
Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nda değişiklik hazırlığına ilişkin açıklamalar hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Şentop, "Benim çok fazla konuşmamın uygun olmadığı bir alan." dedi.
Şentop, 2011'den bu yana siyasetin içinde olduğunu, AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkanlığı da yaptığını anımsatarak en temel seçim kanunu olan, Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 1961 tarihli olduğunu söyledi.
Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 1983, Mahalli İdareler Seçimi Kanunu'nun ise 1984 tarihli olduğunu belirten Şentop, "Kanunlarda ihtiyaç olan zamanlarda çok değişiklikler yapılmış elbette ama bir bütünlüğü yok. Aslında bir hukukçu olarak, Türkiye'nin tam anlamıyla tek bir metin halinde, tek kod olarak seçim kanunlarını güncelleyerek, derli toplu bir araya getirmesi lazım diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Meclis Başkanının işi değil"
Siyasi Partiler Kanunu'nun da 1982 Anayasası'na göre hazırlandığına, daha sonra özellikle 1995'te Anayasa'da değişiklikler yapıldığına işaret eden Şentop, şunları kaydetti:
"Siyasi Partiler Kanunu'na bakarsanız partilerin kapatılma sebepleri uzun uzun sayılır. İçlerinde şu anda uygulanamayacak olanlar var. Çünkü siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili sebepler anayasa değişikliğiyle çok daraltıldı ve çerçevelendi. Bu anlamda Anayasa'ya esasen aykırı ama Anayasa Mahkemesine götürülmediği için böyle bir tespitin yapılmadığı maddeler de var. Bu bakımdan hükümet sistemi değişikliğinden de sonra bu temel konuları düzenleyen kanunlarda bir çalışma yapılabilir ama bu konu da Meclis Başkanının işi değil. Bu konuda siyasi partilerin görüşmesi lazım."