İstihbarat dünyasında oltalama yöntemiyle hedeflenen ülkeden bilgi aktarımı sağlayacak kişilerin bulunması pek de yeni bir yöntem sayılmaz… Ancak geçtiğimiz günlerde İngiltere’de kamuoyuna yansıyan bazı haberler pandeminin bu alanı da etkilediğini göstermesi açısından önemli.
Söz konusu haberlere göre Çin, başta Linkedln olmak üzere sosyal iş ağları üzerinden 10 binden fazla kişiyle iletişim kurdu. İngiliz istihbaratına takılan bu sürecin detaylarına dair henüz net bir bilgi bulunmasa da uzmanlar 10 binin ‘oldukça ölçülü’ bir sayı olduğunu ve sayının daha da artabileceğini söylüyor.
Siber espiyonaj faaliyetleri önem kazandı
Yaşananları okuduğumuzda hem sürecin nasıl ilerlediğini daha iyi anlamak, hem de Türkiye’de benzer bir sürecin olup olmadığını öğrenmek üzere Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı ile konuştuk.
Doç. Dr. Darıcılı, İngiltere’deki örnek olayın aslında Çin istihbarat stratejisinin de bir yansıması olduğunu belirterek söze başlıyor. Bu yaklaşım Konfüçyüs’e atfedilen ‘Yeterince güçlenmeden rakibine yumruk atma’ vecizesinin de kendine çıkış noktası olarak kabul ediliyor. Darıcılı, Pekin’in ‘pasif ama etkili olan’ bir yöntem izlediğini söylüyor.
Süreç nasıl işliyor?
Peki iş ağları üzerinden bu tür bir faaliyet nasıl yapılıyor?
“Sadece işsiz olanların değil daha iyi bir iş isteyenlerin de bu ağlarda bulunduğunu biliyoruz. Sistem burada basit bir yaklaşım üzerinden ilerliyor; işi olmayan ya da daha iyi bir iş isteyen kişilerin büyük çoğunluğu mevcuttan daha fazla para kazanmayı amaçlar. Yani ‘maddi motif’ dediğimiz gruba uygunluk var.
Tabii burada bir noktayı açmak gerekiyor… Bu ağlar üzerinden kendine bilgi akışını sağlamak isteyen, daha açık bir ifadeyle angaje edeceği çalışanlar arayan ülkenin bazı öncelikli hedef meslekleri oluyor. Savunma sanayii, enerji, yapay zeka ve yüksek teknoloji içeren şirketlerde çalışanlar daha çok teklife maruz kalıyor.”
İş görüşmesinden casusluğa uzanan süreç
Doç. Dr. Darıcılı bu bilgileri anlatırken biz daha da netleştirmek istiyoruz… Çünkü bir kişinin iş görüşmesi ve sonrasında karşı tarafa direkt casusluk yapması pek kolay görünmüyor. Darıcılı da zaten sürecin öyle işlemediğinin altını çizdikten sonra örnek bir olay üzerinden süreci somutlaştırıyor:
“Örneğin Türkiye’de öncü olan bir savunma sanayii şirketinde çalışan başarılı bir mühendissiniz. Sonra yurt dışındaki bir firmadan size teklif geliyor. Bu teklif hem yüksek kazanç hem de daha iyi ek şartlar sağlıyor. İlk olta bu şekilde atılıyor.
Sonrasında yüz yüze ya da bir uygulama üzerinden görüşüyorsunuz. Bu görüşmede de kendinize dair bilgiler veriyorsunuz… Geçmişiniz, aileniz, hayattan beklentileriniz, hedefleriniz gibi bir istihbarat örgütü için ‘karakter analizi’ malzemesi olacak detaylar paylaşıyorsunuz.
Ardından siz bir yanıt veriyorsunuz, onlar dönüş yapıyor derken karşı tarafla bir şekilde iletişime giriyorsunuz. Kısa bir süre sonra sizden bazı raporlar isteniyor. ‘Sen hangi projede çalışıyorsun, kendi alanınla ilgili bize kısa bilgiler yazabilir misin?’ diye başlayan olaylar, size yapılan ödemelerle mali boyutu da olan bir sürece evriliyor. İlk raporda siz detaylar vermeseniz de karşı taraf muhakkak ‘daha spesifik’ bir rapor istiyor ve detaylar geliştikçe ücretin de artacağı bilgisi paylaşılıyor.
Siz bu süreçte yanlış yaptığınızı bilseniz de bilgileri veriyorsunuz çünkü para ihtiyacınız var. İş bundan sonra para-bilgi karşılığında gidiyor. Vazgeçmek gibi bir niyetiniz olursa bu kez karşı taraftan şantaj başlıyor. Çünkü o güne kadar yazdığınız raporlar aslında işten atılmanız ve o sektörde bir daha iş bulamayacak hale gelmeniz için yeterli.”
Batılı ülkeler de bu yöntemi çok kullanıyor
Türkiye’de de benzer süreçlerin yaşandığını belirten Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, bu tür faaliyetlerin sadece iş ağları üzerinden değil kültür dernekleri ve enstitü gibi kurumlar üzerinden de gerçekleştirildiğini söyledi.
Pandemi döneminin bu süreci kolaylaştırdığını da sözlerine ekleyen Darıcılı, “Eskiden bu tür iş görüşmeleri için bir sürü mizansen gerekiyordu. Şimdi bu da kalktı ve istihbarat örgütlerinin eli rahatladı. Çünkü tüm dünya dijital iş görüşmeleri üzerinden ilerliyor. Tabii burada her ne kadar örnek olay Çin ile ilgili haberler basına yansımış olsa da başta ABD ve İngiltere hatta İsrail ve Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerin de bu yöntemi sıklıkla kullandığını bilmekte fayda var” şeklinde konuştu.