Türk savunma sanayiinin atılımında hem kamu hem de özel sektör tarafındaki değerli oyuncuların payı büyük. Ancak bazı kurumlar bu alanda yazılan başarı hikayesinin tam ortasında yer alıyor. TÜBİTAK SAGE de milli savunma sanayiinin en önemli oyuncularından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Kendi alanında çok değerli işlere imza atan enstitünün Genel Müdürü Gürcan Okumuş, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda, “TÜBİTAK SAGE’nin yerli ve milli navigasyon çözümleri ATLAS, KAŞİF ve KONUM 01 konfigürasyonlu hassas güdüm kitinden hedefe tam isabet atış” notuyla bir video paylaştı. Videoda HGK-82 genel maksat bombasının belirlenen hedefin tam yanına düşmesi görülüyordu.
Bu sistemler ne anlama geliyor?
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, söz konusu sistemlerden bahsetmeye Kaşif ile başlıyor. Kaşif, milli imkanlarla geliştirilmiş bir Küresel Konumlandırma Sistemi (KKS) alıcısı.
KONUM-01’in ise askeri sistemlerde kullanılmak üzere milli imkanlarla geliştirilmiş bir KKS anteni olduğunu söylüyor ve “Bu sistem, L1/L2 bantlarında çalışan bir aktif anten. Ayrıca GLONASS L1 bandına da uyumlu. Burada hem alıcının hem de antenin milli imkanlarla geliştirilmiş olması çok önemli” bilgisini paylaşıyor.
ABD, Avrupalı ülkeler ve Rusya öncü ülkeler
Bu noktada GPS ile GNSS arasındaki farka da çok kısa değinmek istiyoruz. Anıl Şahin merakımızı gideriyor ve GPS sisteminin ABD’ye ait bir konumlandırma sistemi olduğunu anımsatıyor. GALILEO’nun AB ülkeleri, GLONASS’ın ise Rusya tarafından kullanıldığını kaydediyor. GNSS ise tüm bu farklı sistemleri içerisinde barındıran bir kümeye verilen isim.
Yeniden TÜBİTAK SAGE’nin çalışmasına dönüyoruz… ATLAS’ın enstitü tarafından geliştirilen milli bir Ataletsel Ölçüm Birimi (AÖB) olduğundan bahseden Şahin ve şöyle devam ediyor:
“ATLAS AÖB; yüksek hassasiyet gerektiren seyrüsefer, güdüm ve kontrol uygulamalarının ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlandı. Akıllı mühimmatların güdüm sistemleri için küresel konumlama sistemi ve ataletsel ölçü birimi oldukça kritik.
Hassas Güdüm Kiti, Kanatlı Güdüm Kiti, BORA Füzesi ve TRG-300 gibi birçok milli mühimmat sisteminde güdüm, KKS-AÖB ikilisinden oluşuyor. Eğer HGK ve KGK için opsiyonel olan lazer arayıcı başlığı saymazsak, bu mühimmatlarda herhangi bir arayıcı başlık bulunmuyor.
TÜBİTAK-SAGE’nin, milli KKS ve AÖB bileşenlerini kullanarak gerçekleştirdiği bu atış esnasında elde ettiği isabet değeri bu nedenle çok önemli.
Sadece hedefi vurmak değil tüm bu sürecin maliyeti de üzerine sıklıkla düşünülen konulardan biri. SAGE’nin ortaya koyduğu ürünler sadece sahadaki durumu doğrudan etkilemekle kalmayacak, maliyetleri de düşürecek. Maliyet sebebiyle her mühimmata arayıcı başlık konulması tercih edilmiyor. Arayıcı başlık olmadan böylesine isabetli atışların elde edilmesi oldukça sevindirici.”
Milli füzelerin yol haritası da tamamen yerli olacak
Bu noktada temel bir soru geliyor aklımıza… Zaten Türkiye hali hazırda diğer ülkelerin altyapısını kullanarak işini görüyor. Neden bunların yerlileşmesi konusunda ciddi bir atılım içine giriyor?
“Esasında konumlandırma uydularını yapmadığımız sürece bu teknolojiyi yerlileştiremeyiz.” diyor Anıl Şahin. Bunun çokça zaman, para ve insan kaynağı isteyen bir husus olduğuna işaret ediyor. Ancak Türkiye’nin bu alanda çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini söylemek mümkün.
Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı Milli Uzay Programı’nda dikkati çeken başlıklardan biri de ‘Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi' olmuştu. 10 maddelik yol haritasının 3. sırasında kendi yer bulan proje, Ankara’nın askeri operasyonlarda ‘kesinti’ ya da ‘aldatma’ riskini minimize etme isteği olarak algılanmıştı.
TÜBİTAK SAGE’nin attığı adımlar günü gelince kullanılacak sistemin alt bileşenlerinin yerlileşmesi olarak da düşünülebilir… “Bu alt sistemleri millileştirerek hem tedarik kolaylığı hem de kullanım kolaylığı elde etmiş oluyoruz. Tabii bir diğer nokta da güvenlik” diyor Şahin ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Bu alt sistemleri, akıllı mühimmatlarımızın tamamına entegre edebiliriz ancak kullanım alanları sadece füze platformlarıyla sınırlı değil. Diğer platformlarda da bu tip konum sistemleri aktif olarak kullanılıyor.
Arayıcı başlık kullanılmadan bu derece hassas vuruş gerçekleştirmek oldukça zor. Hatta Türkiye daha önce HGK ve KGK’ya, daha hassas vuruş gerçekleştirsinler diye lazer arayıcı başlık entegrasyonu gerçekleştirmişti. Son videoda gördük ki herhalde lazer arayıcı başlık kullanılsaydı da en fazla bu kadar hassas vuruş sağlanırdı. Gerçekten çok başarılı ve gelecek için kritik bir kazanım.”