İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çatalca Öğretmenevi'nde muhtarlarla bir araya geldi.
2019'un başından beri 120'nin üzerinde teröristin teslim olduğunu söyleyen Bakan Soylu, bu sayının 84'ü ikna edilerek cezaevine konulduğunu belirtti.
31 kişinin de bu sürede dağa götürüldüğünü kaydeden İçişleri Bakanı Soylu şöyle konuştu:
"Bundan 5 yıl önce bu sayı 4 bin 500 civarındaydı. Yılın ilk 5 ayı geçti, 31 kişi dağa götürüldü. Terörle mücadeleyi en üst seviyede yapıyoruz. PKK terör örgütünün belini kırdık, içeride hareket kabiliyetini kapattık. Dün Sezai Temelli denilen bir adam sözünü söyledi. '23 Haziran'da CHP'ye vereceğiniz oyla İmralı'nın yolu açılacaktır' dedi. Bese Hozat denilen terörist başı da aynısını söyledi. Duran Kalkan denilen bir eşkıya var aynısını söyledi. Terörist. Şimdi biz neyle karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Türkiye, ilk kez böyle bir durum ile karşı karşıya. Bu kadar güçlü bir şekilde ayaklarının üzerinde duruyor. Bir tercih yapacağız. İstanbul dünyanın küresel güç merkezi mi olacak. Yoksa dünyada küresel güçlerin arka bahçesi mi olacak. Tercih bu. Biz İstanbul'un tamamını, burası dünyanın göz bebeği şehirdir. İstanbul'un geldiği nokta önemlidir. Biz dünyada İstanbul'u bir karar merkezi haline getirmeye çalışıyoruz. Tayyip Erdoğan İstanbul'u bir karar merkezi haline getirmeye çalışıyor. Onun için İstanbul'un sadece Türkiye'den elde ettiği güçle güçlenmesi değil, aynı zamanda kendi hazırlığındaki bu sürecinin de aynı anlayışla devam etmesi esastır. Bunu hep birlikte sağlamalı ve gerçekleştirmeliyiz"
Soylu, "31 Mart seçimlerini de bu zorlu koridorun çıkışı olarak gördük. İstedik ki bütün tartışmaları, kriz üretme gayretlerini, Türkiye'yi tökezletmeye çalışan süreçleri arkamızda bırakalım. Aziz milletimiz, önce 16 Nisan'da, sonra 24 Haziran'da ülkenin yönetim şekliyle ilgili sözünü söyledi, milletvekillerini belirledi. Ve nihayetinde de 31 Mart'ta yerel yönetimler noktasında da sözünü söyleyip bize altın bir 4,5 yıl süre verdi. Ancak burada, İstanbul'da ilginç bir şey oldu. Ne oldu ve biz niçin 23 Haziran'a randevulaştık, biliyor musunuz? Çünkü birileri, sözü milletin değil kendilerinin söylemesini istedi. Milletin sözünü beğenmedi, milletin iradesine ipotek koymak istedi. İstanbul'da seçimlerde yaşananların en net tarifi 'Oldu bitti' yapma gayretidir" dedi.
"Esas mağdur Binali Bey'dir"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın oylarında kaydırma olduğunu belirterek, “Sandıkların yüzde 10'u açılmış. Aradaki fark 29 binden 13 bine düşmüş. 16 bin. Neticede, yüzde 10'ununu açtırabildik, fark 13 bine düştü. Yüzde 90'unu açtırmaya çalıştık reddettiler. Şimdi biz ne yapacağız. Kusura bakmayın, dağlarda terörle mücadele ediyoruz. Çünkü vatandaşımız huzur içinde yaşasın diye. Beyfendiler, Allah yapmasın da, İstanbul'da 31 Aralık 2016'dan beri tek bir patlama yok. 2,5 yıldır millet huzur ve güven içinde. Milletimizin hakkını hukukunu her yerde aramaya çalışıyoruz. Milletimizin hakkını savunuyoruz. Demokrasi ile geldiğimiz yerde milletin oyunu savunamayacaksak biz bu işleri ne diye yapıyoruz. Kendi hakkınızı savunamazsanız bir daha millet size yetki verir mi, kimse vermez. Burada esas mağdur Binali beydir. İstanbul'da bu seçimlerde hayatımda bu kadar oyun, bir taraftan bir tarafa yazıldığı, İstanbul gibi bir yerde Türkiye'de böyle bir seçim hiç görmedim" diye konuştu.
"Kimi erken imza almış, kimi de imza atmamış"
Bakan Soylu, “Önümüzdeki 5 yıl şaibe olarak konuşulacak bir siyasi partinin hakkını yenmiş bir şekilde konuşulacak bir şey hakkında YSK bir karar verdi. Karar, öteki türlü verseydi biz itiraz ederdik. Bizim hakkımız yediniz ama başımızın üstüne derdik. Söylediğimiz sözü söylerdik. Millete de derdik, 'Bizim karşı karşıya kaldığımız mağduriyet vardı. Biz anlattık ama yasa da böyle bir karar verdi. YSK'nın verdiği karar içimize sinmese de bir hukuk kararıdır deyip, bir tarafa bırakırdık' derdik. Ama bugün başka bir şey oldu. Sandık kurulu başkanından oyların ve sandıkların tutanaklarındaki eksikliklere kadar, ya tutanak olur altında imza olmaz mı. Kimi erken imza almış, kimi de imza atmamış. Oraya imzasız tutanakları çuvalın içine atmış. Şimdi bunların içindeki yapılara elbette bir vesile ile itiraz etmek ve bu konuda hakkımızı aramak bizim en temel meselemizden birisiydi" dedi.
Kaynak: DHA