Bakan Tunç, Eskişehir'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yargı Reformu Strateji Belgesi çalışmaları ile ilgili son durumu değerlendiren Bakan Tunç, "Gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli bir Yargı Reformu Strateji Belgesi olacak" dedi.
Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Kapsamlı bir çalışmamız var. Şu anda Yargı Reformu Strateji Belgemiz hemen hemen tamamlandı. Bütün görüşler alındı. Bir yıllık bir hazırlık yaptık. Hukukun üstünlüğünü esas alan öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir Yargı Reformu Strateji Belgesi olacak. Önümüzdeki dört yılı kapsayacak.
İlk bir ayda hayata geçirilecek olan hususlar, ceza adaleti sistemiyle ilgili olacak. Özellikle soruşturmanın etkinliğini, delillerin toplanması konusundaki sorunları ortadan kaldıracak."
TBMM Genel Kurulu'nda 9. Yargı Paketi ile noterlik ve bazı yargı işlemleriyle ilgili düzenlemelerin yer aldığı teklifin kabulüne ilişkin soruyu yanıtlayan Tunç, noterlik uygulamasıyla ilgili yapılan düzenlemeye değindi.
Bakan Tunç, noterlik hizmetlerinin daha etkin hale gelmesi, hafta sonu çalışabilmelerine ilişkin uygulama başladığını hatırlatarak, "Bunun yasal altyapısının yerine getirilmesi... Çünkü vatandaşlarımız hafta içi işinde, gücünde oluyor. Hafta sonu notere giderek kendi işlemini çok rahat yapabiliyor nöbetçi noter uygulaması. Bunun yasal altyapısı henüz yapılmamıştı. Bu da gerçekleşmiş oldu" bilgisini paylaştı.
Boşanma davalarında özellikle aile hukukuyla ilgili sorunları ortadan kaldıracak, gerek boşanma, gerek boşanmanın diğer maddi sonuçlarıyla ilgili ayrıntılı çalışmalarının olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:
"Bu son yasalaşan kanunda özellikle hem Anayasa Mahkememizin iptali doğrultusunda bir hüküm getirdik. Orada da reddedilen bir boşanma davasından sonra 3 yıl bekleme süresinin çok uzun olduğunu, tarafların sonraki hayatlarını kurma noktasında çok sıkıntıya girdiklerini görüyoruz. Bu 3 yıllık süreyi 1 yıla indirerek oradaki süreyi de kısaltmış olduk ve tarafların burada özellikle kadınların mağduriyetinin önlenmesi noktasında önemli bir düzenleme. Savunma hakkıyla ilgili yine düzenlemeler var. Dava sırasında suç niteliği değişmişse kişiye ek savunma hakkı verilebilmesi gerekiyordu. Buna ilişkin düzenlemeler... Yine istinaf mahkemelerinde başsavcı vekili görevlendirmesi, buna ilişkin sorunları ortadan kaldırdık."
Bakan Tunç, suçluların ıslahının önemli olduğuna işaret ederek, ceza adaletinin en önemli amacının, infaz sonrası suçluların bir daha suç işlememesini sağlamak olduğunu belirtti.
Suçu ve suçluyu önlemek, toplumu suçtan korumak için ne gerekiyorsa yapmanın gayreti içinde olduklarını bildiren Tunç, "Bu kapsamda da özellikle suçluların, hükümlülerin cezaevlerinde eğitim almalarını önemsiyoruz. Onların meslek sahibi olmalarını önemsiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımızla protokollerimiz var. Çok programlı liseler, eğitim merkezleri, mesleki eğitim merkezleri açıyoruz ve hem örgün eğitim, hem uzaktan eğitiminden yararlanabilmeleri noktasındaki imkanları da artırdık. Bu konuda bazı yasal düzenleme ihtiyaçları vardı. Bunları da yerine getirmiş olduk" ifadelerini kullandı.
Çocuk İzlem Merkezlerinin önemine değinen Tunç, "Suç mağduru çocukların örselenmeden, bir kez daha mağdur olmadan ifadelerinin adliyelerde değil de Çocuk İzlem Merkezlerinde alınması ve muayenelerinin de aynı ortamda çocukların özellikle kendi ifadelerinin alındığını fark etmeden oradaki uzmanlar, pedagoglar, psikologlar eşliğinde ifadelerinin alınmasını sağlayan Çocuk İzlem Merkezleri, şu anda devlet hastanelerimizin bünyesinde faaliyet gösteriyor. Devlet üniversitelerimizin hastanelerinde de bu imkanın sağlanarak Çocuk İzlem Merkezlerinin sayısını artırmak istiyoruz. Bu konuda da yasal düzenleme gerçekleşmiş oldu" diye konuştu.
Tunç, ceza adaleti sistemiyle, suçla mücadeleyle ilgili özellikle konuşulan cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemelerin de beklendiğini anımsattı.
Bununla ilgili çalışmalarda gelinen aşama hakkında bilgi veren Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kapsamlı bir çalışmamız var. Yargı Reformu Strateji Belgemiz hemen hemen tamamlandı. Bütün görüşler alındı. Vatandaşlarımızdan 51 binden fazla görüş aldık. Barolarımızdan, bilim adamlarımızdan, üniversitelerimizden, uygulayıcılarımızdan, mahkemelerin ilk derece istinaf, Yargıtay olmak üzere tüm yüksek yargı kurumlarımızdan aldığımız görüşler neticesinde 1 yıllık hazırlık yaptık. Bu hazırlık çerçevesinde özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir Yargı Reformu Strateji Belgesi olacak. Önümüzdeki 4 yılı kapsayacak, 2024 ve 2028 arasında ve orada kısa vade, orta, uzun vade şeklinde bir takvim belirlenecek. Bu takvim içerisinde gerek mevzuat değişiklikleri gerekse de uygulamaya yönelik çok önemli düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz. Yargı Reform Strateji Belgemizin ilk kısa vadede, ilk 3 ayda ya da ilk bir ayda hayata geçirilecek olan hususlar, ceza adaleti sistemiyle ilgili olacak. Özellikle soruşturmanın etkinliğini, delillerin toplanması konusundaki sorunları ortadan kaldıracak. Yine 'kovuşturma aşaması' dediğimiz dava aşamasının gecikmeden sonlandırılması ve maddi gerçeğin hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında tam anlamıyla ortaya çıkarabilmek için önemli düzenlemeler olacak hem de infaz aşamasında. Çünkü ceza adaletinin en önemli konusu, konularından biri infazdır. Yani soruşturma da önemlidir, kovuşturma da infaz da. İnfazda eğer suçluluğu kesinleşen bir kişi hüküm giydikten sonra orada bir daha suç işlemeyecek hale getirilmesi lazım. Onun ıslahı lazım. Onun eğitimi lazım. İş yurtlarımız vasıtasıyla onların özellikle meslek edinmesiyle önemli çalışmalar var."
Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tutuklama sebepleriyle ilgili bazı sorunların bulunduğunu, 2 yılın altındaki suçlar bakımından bu yasada tutuklama yasağının söz konusu olduğunu anlatan Tunç, şunları kaydetti:
"Vücut bütünlüğüne müdahale şeklindeki suçlar bakımından tutuklama yasağı söz konusu değil ama burada tabii uygulamadaki sorunları ortadan kaldırmaya yönelik 2 yılın altındaki suçlar bakımından tutuklama yasağı olsun ancak burada özellikle kamu düzenini bozmaya yönelik, suçun işleniş şekline yönelik ve kişinin suç işleme eğilimine yönelik değerlendirmeyi hakimlerimiz yapabilsin. Bu konudaki bir düzenlemeyi de inşallah hayata geçirmiş olacağız.
Denetimli serbestlikle ilgili tartışılan konular var. Denetimli serbestlik uygulaması bütün suçlar bakımından, bütün cezalar bakımından diyelim 2 yılın altındaki suçlar bakımından uygulandığında bir cezasızlık algısına yol açıyor. Yani her ceza bakımından ister ağırlaştırılmış müebbet hapis alsın, ister 20 yıl alsın, ister 2 yıl alsın, 1 yıllık denetimli serbestlik uygulanıyor. Dolayısıyla 2 yıl ceza alan bir kişinin 1/2 koşullu salıverme süresi 1 yıla düşüyor. 1 yıl da denetimli serbestlik, hiç cezaevinde kalmamış oluyor. Buna ilişkin özellikle 2 yılın altındaki suçlar bakımından bu suçluların, bu hükümlülerin denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için belli bir süre cezaevinde kalması caydırıcılık açısından önemli olacaktır. Bunun süresini elbette ki kanun taslağıyla ilgili teknik çalışmaları yapıyoruz, takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Kanun yapma yetkisi milletvekillerimizde. Biz onların takdirlerini arz edeceğiz. Onların vereceği karar doğrultusunda yargı teşkilatımız uygulamasını gerçekleştirecek.
Toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik suçlar bakımında da önemli düzenlemeler yapmak gerekiyor. Özellikle ruhsatsız silahlarla ilgili yine meskun mahallerde, düğünlerde, nişanlarda, kalabalık ortamlarda atılan silahlar, kurusıkı da dahil olmak üzere, bunların caydırıcılığına yönelik düzenlemeler gerekiyor.
Yine trafik suçları... Trafikte yol kesme, makas atma gibi ölümlü kazalara neden olan bu suçlar... Özellikle drift gibi tüm bunların cezalarını daha da artırmak gerekiyor caydırıcılık açısından. Toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik suçlarla ilgili olarak gerek Türk Ceza Kanunu'muzda gerek Kabahatler Kanunu'muzda da yeniden bir değerlendirme ihtiyacı söz konusu oldu. Bu konudaki çalışmalarımızı biz hem uygulayıcılardan, istinaf ve Yargıtay'ımızın ilgili dairelerinden görüşler alarak hayata geçireceğiz. Akademisyenlerimiz ve bilim komisyonlarımızın katkıları da söz konusu oldu. Milletvekillerimizin takdirine hazırladığımız taslak çalışmasını ibraz ederek bu konudaki çalışmalarımızı özellikle '10. Paket' diyebiliriz artık ona, Yargı Reformu Strateji Belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız. "
Ziyarette, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ve Nebi Hatipoğlu, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Eskişehir İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, AK Parti MKYK Üyesi Ali Demirel, Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın ve AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak hazır bulundu.