Türkiye’de koronavirüs alarmı devam ediyor. Bir yandan salgının etkilediği kişilerin tedavileri sürerken, diğer yanda riskli yerlerden gelen vatandaşların karantina süreci devam ediyor.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer ilgili kurumlar bu süreçte hastanelerin hazırlıklarının tamamlanması adına da önemli adımlar atıyor.
“Olağan akış içinde yoğun bakımlarda sorun yaşanmaz”
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, bu dönemde herkesin merak ettiği sorulardan biri olan ‘Türkiye’de yoğun bakım üniteleri yeterli mi?’ sorusuna yanıt verdi.
Olağan şartlar altında ülkemizdeki yoğun bakım ünitelerinin yeterli olacağını anlatan Cinel, “Ancak vatandaşlar bu soruya cevap verirken lütfen şöyle düşünsün… Mesela İstanbul’da herkes bir anda restorana gitmek istese, herkese yetecek kadar restoran var mı? Yok. Yoğun bakıma da bu pencereden bakmak lazım. Tüm şehir yoğun bakıma yığılsa bunun altından kalkabilecek dünyada hiçbir ülke yok” dedi.
“Salgına yakalananların yüzde 10’u yoğun bakıma düşüyor”
Mevcut verilere göre koronavirüse yakalanan hastaların yüzde 10’unun yoğun bakım ünitelerinde tedaviye alındığı bilgisini paylaşan Prof. Dr. Cinel, şöyle devam etti:
“Yerküreyi saran bir salgından bahsediyoruz. Bu nedenle ülkemizde kaç kişiye virüs buluşacağını bilmediğimizden, yoğun bakıma ihtiyaç duyacak vatandaş sayımız da maalesef net değil.
İtalya örneği aslında herkesin üzerine düşünmesi gereken bir vaka. İlk etapta ciddiye alınmadı, bazı adımlar geç atıldı ve sağlık sistemleri gelinen nokta itibarıyla patladı.”
Yoğun bakım üniteleri için farklı seçenekler uygulanabilir
“Ülkemize de bu virüsün dalgaları gelmeye başladı” diyen Cinel, yoğun bakım üniteleriyle ilgili süreçte neler olabileceğini şöyle anlattı:
“Ülkemizde yaklaşık 40 bin yoğun bakım ünitesi yatağı var. Bunların yaklaşık 25 bini erişkin yoğun bakım sayısı. Yoğun bakım ünitelerinin akıllı kullanımı mümkün. Buradaki kimi hastalar palyatif bakım merkezlerine taşınabilir.
Öte yandan mevcut yoğun bakım üniteleri güçlendirilebilir, kimi hastane bölümleri yoğun bakım merkezlerine çevrilebilir, yeni yerler inşa edilebilir. Kaldı ki Türkiye’nin elinde şehir hastanelerine taşınılması nedeniyle boşta kalan ancak altyapısı bulunan eski hastane binaları da var. Bunlar da yeniden sisteme dahil edilebilir.”
Sağlık çalışanları kendine dikkat etmeli
Prof. Dr. Cinel ayrıca, bu süreçte sağlık personelinin kendi sağlığına dikkat etmesinin hayati derecede önemli olduğuna dikkat çekerek, “Onların bu tür salgın hastalıklarda kendilerini koruması, kişisel tedbirlerini almaları ve koruyucu ekipmanlarını kullanmaları gerekli. Eğer sağlık personeli kendini koruyamazsa işler daha da zorlaşır. Bu süreci panik olmadan, yetkililerin yönlendirmelerine harfiyen uyarak ve üzerimize düşeni yaparak aşacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.