Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesine ilişkin davada, elektronik kelepçe takılan tutuksuz sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker, Salih Gürler ve Cuma Özdemir, "tasarlayarak öldürme" suçundan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 115. karar duruşması, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmada, tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat ile Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, Adem Gedik, Hüseyin Yelki, Levent Ercan Gelegen ve adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım ve Salih Gürler hazır bulundu.
Elektronik kelepçe takılan sanıklardan Hamit Çeker Elbistan, Cuma Özdemir Darende Adliyesinden, önceki duruşmada tahliyesine hükmedilen ancak başka suçtan dolayı Adana F Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Varol Bülent Aral ise video konferans sistemiyle duruşmaya katıldı.
Duruşmayı cinayetlerde hayatını kaybedenlerden Uğur Yüksel'in annesi Hatice Yüksel ile bazı maktul ve sanık yakınları da izledi.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç, sanıkların son sözlerini sordu.
Tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral Ahmet Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer, müvekkilinin beraatini ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti. Sezer, davanın tanık ve sanığı İlker Çınar hakkında şu an taşıdığı gizli bir kimlik olması halinde bu kimlikle de suç uydurma ve iftira gibi eylemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan sanıklardan Emre Günaydın, tahliye edildiğinde kendileri için "Kaçacaklar" denildiğini belirterek, "Bugün devletin yüzünü kara çıkarmadığım için Allah'a şükrediyorum." şeklinde konuştu.
Elektronik kelepçe takılan sanıklardan Abuzer Yıldırım ise olay yerine tehditle gittiğinin sabit olduğunu ileri sürdü.
Sanıklardan Salih Gürler de 15 Temmuz darbe girişiminde Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) parmağı çıktığını hatırlatarak, sanık Emre Günaydın'ın da FETÖ yurtlarında kaldığını, ayrıca cinayetten önce yaklaşık 1,5 ay Gaziantep'te kaldığını iddia etti.
Sanık Günaydın'ın, cinayetlerden önce "Arkamda emniyet müdürleri var." dediğini ancak dönemin il emniyet müdürü ve şu an FETÖ soruşturmaları nedeniyle tutuklu bulunan Ali Osman Kahya'nın bu davada hiç araştırılmadığını savunan Gürler, "Bunlar araştırılmadan dava yarım kalmış, arkası aydınlatılmamış olacak. Ben kaçma teşebbüsünde bulunmadım. Bu işin asıl faillerinin elini, kolunu sallayarak gezmelerine içim el vermiyor." ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Cuma Özdemir de olay döneminde Malatya'da yetkili bulunanlarla, davaya bakan bazı hakim ve savcıların şu an FETÖ'den tutuklu bulunduklarını söyledi.
Cinayete karışmadığını, aksine engel olmaya çalıştığını ileri süren Özdemir, Emre'nin daha önce silahla yaralamaya karıştığına dair görüntülerinin gizlendiğini, olayın kapatıldığını iddia etti.
"Cinayetin arkasında CIA, MOSSAD ve FETÖ var"
Tutuksuz sanık emekli Albay Mehmet Ülger ise cinayetlerin arkasında CIA, MOSSAD ile küresel güçlerin taşeronu FETÖ'nün olduğunu ileri sürerek, "Bu davalar kurgulanmış davalardır. Bu cinayetler, Türkiye-Almanya ilişkisini bozmak için işlenmiştir. Ergenekon ve türevi davalarla milliyetçi ve ulusalcı kesimler tasfiye edilmiştir, TSK itibarsızlaştırılmıştır." ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Ruhi Abat da savcılar İsmail Aksoy ile Zafer Hazar'ın hazırladığı iddianamelerin FETÖ'nün yol haritası olduğunun ortaya çıktığını savunarak, sanık ve tanık İlker Çınar hakkında darbeye zemin hazırlamak, darbe için sosyal kaos oluşturmak gibi nedenlerle suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Davanın tek tutuklu sanığı Aral da Zirve Yayınevi cinayetinin "milli mutabakat cinayeti" olduğunu ileri sürerek, FETÖ'nün bu cinayetleri işlemediğini, gözcü rolü üstlendiğini ileri sürdü.
Karar
Aranın ardından oy birliğiyle alınan kararı açıklayan mahkeme heyeti, adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan tutuksuz sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker, Salih Gürler ve Cuma Özdemir'i maktuller Necati Aydın, Uğur Yüksel ve Tilmann Ekkehart Geske'yi "tasarlayarak öldürme suçundan" üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Sanıkların "terör örgütü üyeliği" gibi suçlardan beraatine hükmeden mahkeme, 5 sanığa ayrıca "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eylemin silahtan sayılan bıçak ile ve birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi" nedeniyle her maktul için onar yıl, "nitelikli yağma" suçundan da 9 yıl 9 ay hapis cezası verilmesine, tutuklu kaldıkları sürenin de cezalarından mahsubuna hükmetti.
Sanıkların hükmen tutuklanmalarına yer olmadığı kararlaştırıldı
Mahkeme heyeti, sanıklar Günaydın, Yıldırım, Özdemir, Çeker ve Gürler hakkında verilen cezalarda Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddesine göre, "Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok 2 yıldır. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Uzatma süresi toplam 3 yılı geçemez." şeklindeki açık düzenleme karşısında yasal olanak bulunmaması ve mahkemeye bu hususta takdir hakkı verilmemesi nedeniyle hükmen tutuklanmalarına yer olmadığına karar verdi.
Heyet, kararda ceza miktarı 15 yıl ve daha fazla olan suçlar yönünden resen istinafa tabi olunduğunu aktardı.
Diğer sanıklar
Aralarında emekli Orgeneral Tolon ile emekli Albay Ülger'in de bulunduğu 16 sanığın "terör örgütü üyeliği" ve benzer suçlardan beraatine hükmeden mahkeme heyeti, "haberleşmenin gizliliğini ihlal ve resmi belgede sahtecilik suçlarından" Mehmet Ülger'e 13 yıl 9 ay, Binbaşı Haydar Yeşil'e de 14 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.
Ayrıca, sanıklar Tolon, Atılgan, Gedik, Akçay, Gelegen, Çolak, Göktürk, Abat ve Aral'ın yurt dışı yasaklarının kaldırılmasına karar verildi.
Azmettirici ve planlayıcıların bulunması için suç duyurusu
Ayrıca, sanık Emre Günaydın hakkında çelişkili beyanları, İlker Çınar hakkında da davanın seyri boyunca çelişkili ifadeleri ve sahte kimlik çıkarma gibi suçlar nedeniyle, davanın daha önce görüldüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görev yapan mahkeme başkanlarıyla duruşmalara iddia makamını temsilen çıkan ve iddianame sunan, FETÖ'yle bağlantıları tespit edilerek HSYK tarafından ihraç edilen ve tutuklanan cumhuriyet savcıları, daha önce hazırlanan iddianamede yer alan bazı evrak ve belgelerdeki analiz raporlarını düzenleyen, haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiği ileri sürülenlerle dönemin Malatya Terörle Mücadele Şube Müdürü ve şubede görevli polisler ile cinayetin işlendiği dönemde Mersin İl Jandarma Komutanlığındaki görevliler hakkında ilgili cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildi.
Mahkeme heyeti, kararında şu görüşlere yer verdi:
"Olayın meydana geliş şekli ve dosya kapsamı dikkate alındığında eylemin sadece 5 sanık tarafından planlanarak işlenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, yaklaşık 9 yıl süren uzun yargılamaya rağmen sanıkları azmettiren suç faillerinin veya örgütlerin ortaya çıkarılmadığı anlaşılmakla, olayın azmettiricileri ve planlayıcıları olan suç failleri ve örgütlerin ortaya çıkarılması yönünde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi." AA