Zonguldak'ın Ereğli ilçesi açıklarında 11 Nisan Pazartesi günü 4,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
İstanbul'a 200 kilometre uzaklıkla meydana gelen deprem megakentte de hissedildi. Peki, bu deprem olası İstanbul depremini tetikler mi?
''Herhangi bir etkisi olacağını hiç düşünmüyorum''
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır, depremin hissedilmesinin yakınlığı ve büyüklüğüne bağlı olduğunu söyledi.
Küçük depremlerin o anda tetiklememişse sonrasında da tektilemeyeceğini anlatan Çakır, şunları söyledi:
''Benim kanaatime göre bu tür küçük depremler o anda tetiklememişse İstanbul’daki depremi sonrasında da tetiklemez. Yakında bir deprem olursa bu depremden sonraki hareket devam ediyor. Deprem sonrasında hareket varsa anında tetiklemese de belli bir süre sonrasında birkaç ay yıl diyelim depremi tetikleyebilir. Dolayısıyla Karadeniz’de oluşan bu deprem hemen hemen aynı yerde 2016’da da olmuştu. Bu büyüklüklerde yine. Bu bölge bir sıkışma altında 1968’de daha büyüğü meydana gelmişti Bartın açıklarında. Dolayısıyla bu bölge deforme oluyor. Ama bu tür küçük depremler İstanbul’a 200 km ötede. Bu deprem dolayısıyla herhangi bir etkisi olacağını hiç düşünmüyorum.''
-Zonguldak açıklarındaki deprem İstanbul depremini tetikler mi?⁰-İstanbul depreme ne kadar hazır?
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 12, 2022
Prof. Dr. Ziyadin Çakır ve Prof. Dr. Şerif Barış, İstanbul’da hissedilen depreme dair merak edilenleri @trthaber’de yanıtladı.https://t.co/TnOeJq66k7 pic.twitter.com/Bj0h0iY1Qk
"İnsanların endişeye kapılmaması lazım"
Bu tür depremlerin İstanbul depremini tetiklemesinin mümkün olmadığını belirten Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, şunları söyledi:
‘’Öncelikle bu bütün gördüğümüz listedeki depremlerin İstanbul’u tetiklemesi ya da İstanbul’daki bir fayı tetiklemesi mümkün değil. Genellikle tetikleme aynı fay üzerinde olan orta büyüklükte 4, 4.5 büyüklüğündeki depremler sonucu öncü deprem aktivitesi olarak kabul edilebilir. Ondan sonra ona yakın bölgedeki büyük deprem bunun öncüsüdür diyerek bununla ilişkilendirmek mümkündür. Deprem tetiklemesi çok sık ama çok yanlış kullanılan bir terim maalesef. Her olan bu şekildeki deprem İstanbul’da ya da başka yerdeki depremi tetikler sorusunu unutmamız lazım. Kesinlikle bu depremler gayet normal olması gereken büyüklükteki depremler. Ancak işte bazı depremlerde Türkiye’deki depremlerde bu oran yüzde 5’ten azdır. Öncü deprem dediğimiz bunun gibi depremler olup ardından bir gün, birkaç hafta içinde büyük depremler oluyor. Onu da ancak büyük deprem olduktan sonra anlayabiliyoruz. O yüzden kesinlikle tetikler diye insanların endişeye kapılmaması lazım."
''Herkesin yarın deprem olacak gibi hazırlık yapması lazım''
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Barış, ''İstanbul değil herkesin yarın deprem olacak gibi hazırlık yapması lazım. Bu hazırlıklara başladığımızda da hazırlıklar önce AFAD, il valilikleri, kaymakamlıklar, yerel yönetimler, tüm büyük şirketler, sanayi kuruluşları ve evlerde insanların hazırlanması gerekiyor. Bütün bu paydaşları bir araya getirdiğinizde devlet her planı yapsa da bu bilincin topluma yayılması gerekiyor. Firmalarda iş sağlığı güvenliği kapsamında bazı hazırlıklar var. Ama bana göre yeterli değil. Evlerde hiç yeterli değil. Dolayısıyla bizim mutlaka afet öncesi zamanını beklemeden herkesin üzerine düşen sorumluluklar var. Bunlar küçük kısa basit adımlar. Çok zaman, çok para, çok emek gerektiren şeyler değil. Bunları öğrenmemiz lazım. Ancak ondan sonra hazırlıklı olabiliriz. Bunu da unutmasınlar Birleşmiş Milletler 2005 yılından beri hatta 1990 yılından beri söylüyor bunu. Afetler önlenemez ama önlemlerle zararları azaltabilir. Türkiye’nin de bu konuda imzası var zaten. Vatandaş olarak herkesin bu hazırlığı katkı sağlaması lazım. Sadece bu hazırlığı kendileri için yapsalar, kendi çocukları aileleri için yapsalar bile yeterli’’ diye konuştu.